İkinci Bahar
''ököncööğ böhöröö yaşıyyyör
ömrööm'' Özdemir Asaf kızmasın ama, İkinci Bahar denildiğinde
aklıma ilk olarak bu gelmemeli.
İkinci olarak, Samatya'daki Ali Haydar
Kebapçısı da gelmemeli aklıma ama bu benim hatam. Yani kebap
girince devreye; dizi mizi her şey yalan, tek gerçek kebap.
Son olarak da babam geliyor aklıma..
Annem de izlerdi bu diziyi ama babam sanki alıp hayatının
merkezine koymuş da, hayat felsefesi yapmış gibi. 40 yaşındayken
ikinci evliliğini annem ile yapmış hevesle, sonra kebapçı-lokanta tarzı bir yer işletmeye başlamışlar. Sonra da gelişen olaylar dizisi işte.. Kendi ikinci baharını
mahvettiği gibi annemin ilk baharını da yeterince soldurmuş.
Ben ise ikinci baharımda beni çok
farklı güzelliklerin beklediğine inanıyorum. Yaşamın en güzel
dönemi olabilir, geçen yıllara karşı bir isyan, belki de bir
tesellinin karşılığıdır İkinci Bahar..
Tam 13 yıl geçmiş İkinci Bahar'ın
üzerinden.. O dönemki ekonomik sorunlardan dolayı defalarca final
kararı alınsa da iyi ki yayın hayatına devam edebilmiş diyorum.
Bölümler 45-50 dakika sürmüş, akıcılığından bir şey
kaybetmemiş, tadında bırakmış; 37. bölümde final yapmış.
Teknolojiymiş, popülariteymiş, oymuş, buymuş.. Hikaye sağlam
olmadıktan sonra hiçbir önemi yok. Şimdi tekrar girse yayın
hayatına, aynı başarıyı sağlayacağından eminim. Ya da emin
olmayayım ya, yeni reyting sisteminin ne yapacağı belli olmuyor.
Şöyle bir dönüp baktım da listeye,
bir-iki dizi dışında hepsinin ortak bir yönü var:
Samimiyet.. İçtenlik..
İki boyutlu ekrandan çıkıp bizim
hayatlarımızı bulması..
Ya da bizim hayatlarımızın iki
boyutlu ekranlara sığdırılması..
Bizi kucaklaması, sarıp sarmalaması..
Onlar bize yabancı değil, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin özlememizin nedeni bu ya..