Bizimkiler
Annemin dediğine göre; kimin öldüğü,
kimin kaldığı belli olmayan ama bir şekilde kendini izletmeye
devam eden dizi.
Benim için ise pazar akşamlarımın
sembolü, Şahane Pazar ile bir araya gelince voltran oluşturan diziydi. Hatırlıyorum; dantelli önlük yakam vardı, annem onu ütülerdi. Ben o sırada ya
Bizimkiler'i ya da Şahane Pazar'ı izliyor oluyordum. (Bak bak, zap
tecrübesi o yıllarda da var)
Kestane, mandalina yerdik buz gibi
havada.. Mandalina da ne değişik bir meyvedir; bir-iki tane
kesmiyor, torbayla geliyordum salona.
Banyo yaptıktan sonra cuppaaa
yatak! Gelenek haline gelmişti artık; bardak oyununun tam ortasında
yatağa gitme vakti gelirdi. Sonunu hiç izleyemezdim.
Bizimkiler 13-14 yıl boyunca ekranda kalmış, benim de biraz biraz hatırlamamın sebebi de bu.
Her karakterin bir takıntısı vardı,
hepsi kendine has özellikler taşıyordu.
En nev-i şahsına münhasır olan
tabii ki Sabri Bey'di.
2006'da gidiverdi aramızdan Mehmet
Akan.. ''Sabri Bey'e bir şey olmaz, kefeni yırtar'' dedik ama üzdü
bizi.. Henüz erkendi vedalaşmak için..
İçim şişti ya hüzünden, özlemden,
huzurdan.. Şu zaman tüneli dediğim şey gerçekten lazım,
birileri bunu düşünsün. Ben sözelciyim, kafam basmaz yeni yeni
icat çıkarmaya.