Cesur Güzel | Mihriban -Devrim Yakut (Star TV)
Debbish
Bazı diziler
vardır daha yayın hayatına başlamadan adından söz ettirir, Ay Yapım’ın Star TV’de
yayınlanan Cesur ve Güzel dizisi de hiç şüphesiz bunlardan biri. En büyük
nedeni de hepinizin bildiği gibi başrollerinde Türkiye’nin en çok konuşulan iki
ismi Tuba Büyüküstün ile Kıvanç Tatlıtuğ’un olması. Haberi ilk duyduğumda
nedense kafamda bu ikiliyi hiç oturtamamıştım. Ancak dizinin ilk fragmanları
paylaşıldığı zaman aralarındaki uyum cidden görsel olarak göz kamaştırıcıydı.
Ve heyecanlı bir bekleyiş sürecinin ardından 10 Kasım günü Cesur ve Güzel
başladı. Beklediğimden çok daha heyecanlı senaryosuyla ise haftalık dizi
programımda Perşembe günkü yerini garantiledi. Ancak ufak bir itirafta
bulunursam; şu an hikayede Cesur ile Sühan’ın aşk hikayesinden öte
Adalet-Tahsin-Mihriban üçlüsünün yaşadığı ilişki daha çok ilgimi çekiyor.
Ekran başında her
hafta düşünüp duruyorum bir kadın sevdiği adam için katil olur mu? Ya da seni
nikah günü terk eden bir adama duyduğun kin kaç yıl sürer? Söz konusu aşk
olduğunda bu soruların hiçbirine kesin bir cevap bulmak imkansız. Ve
Adalet-Tahsin-Mihriban’ın yaşadığı aşk üçgenini ilginç yapan da galiba bu. Adalet
hayatındaki gizemlerle Tahsin Korludağ’ın kanatları altında saklanırken
Mihriban ise aradan yıllar geçmesine rağmen hala yaşadığı acının intikamını alma
peşinde. Ama bana hangi kadına daha hayran olduğumu sorarsanız kesinlikle
Devrim Yakut'un canlandırdığı Mihriban karakteri derim. Duyguları onu motive etse de, aklıyla adımlar atan kadınlar her
zaman ilgimi çekmiştir. Evet, yeri geldiğinde belki yine de duygularını yenik
düşünüyor ancak intikam planını yaparken de oldukça zeki adımlar atıyor.
Üstelik karşısındaki kişinin herkesin korktuğu Tahsin Korludağ olmasına
rağmen...
18 yaşında genç
bir kızsın... Aşık oluyorsun ve sevdiğin adamla birlikte geleceğe dair hayaller
kuruyorsun. Her şey tam hayalindeki gibi. Ancak tam düğün günü hayatının aşkı
dediğin bu erkek, para uğruna başka bir kadınla evlenmek için seni terk ediyor.
Tam senin yanı başında bir hayat kuruyor. Fakirlikten zenginliğe doğru uzanan
yolculuğu da cabası. Bir zamanlar aşık olduğun adamın dünyanın en güçlü ve
korkutucu insanı haline gelmesini izlemek... Herhalde bu duygu karmaşasını
anlatmak için kelimeler yetmez. Terk edilmişliğin yaşattığı üzüntü, kıskançlık
ve her yıl daha da artan hırs. İşte şimdi karşımızdaki Mihriban bu duygu
karmaşasıyla yıllarını geçirerek olgunlaşan bir kadın. Kendi hayatını kurmuş
olsa da hep bir yanı eksik kalmış, yaşadığı acıyı Tahsin Korludağ’a yaşatma
arzusu artarak bugünlere gelmiş. Onun üzüldüğünü belli etmeden hafif alaycı
tavrıyla işiyle ailesini yönetme şekli ve bir gün başarıyla sonuçlanacak
intikam planını hayata geçirme yöntemleri cidden hayran bırakıyor. Özellikle
Adalet’in evinin kapısında gelinliğini yakacak kadar deli olması da etkileyici.
Yıllarca her
fırsat bulduğunda bir şekilde Tahsin Korludağ’ı iğneleyen ve onun canını
acıtmaya çalışan Mihriban şimdi her zamankinden daha şanslı. Düşmanları ortak
olan Cesur var yanında. Kendi geçmiş bilgileriyle Cesur’un ardından bıraktığı
izleri birleştirerek gittiği yolda bu iki ortak hiç şüphesiz gün geçtikçe
güçlenecek. Tahsin Korludağ da aşk acısı çeken bir kadının aslında hayatta en
çok korkulması gereken insan olduğunu görecek. Çünkü bence Cesur’un intikam
arzusu bir şekilde bu yolda aşkla birlikte körelirken, Mihriban’ınki daha da
yakıcı olacak daima. Ve elbette Devrim Yakut'un nefis yorumuyla Mihriban daha izlenesi bir karakter olarak çıkıyor her hafta karşımıza..