Oynaması da izlemesi de zevkli kadın karakterler

Anne | Şule- Gonca Vuslateri (Star Tv)
Şule Kayabaşı

Anne yapımcılığını MED Yapım ve MF Yapım’ın ortak üstlendiği, başrollerini Cansu Dere, Vahide Perçin, Beren Gökyıldız ve Gonca Vuslateri’nin paylaştığı Japon dizisi "Mother"ın Türkiye uyarlaması. Bu yazının konusu ise Gonca Vuslateri’nin canlandırdığı Şule Akçay karakteri… Küçükken dizilerde karakterler için niye hep benzer isimlerin kullanıldığını merak ederdim. Zeynep, Bahar, Leyla... Benim adım Şule. Bugüne kadar sadece 3 dizide bu ismi taşıyan karaktere rastladım. Arka Sokaklar’da Şule Çoban, Bodrum Masalı’nda Faryalı’nın kız arkadaşı Şule ve Anne dizisindeki Şule Akçay. Çocukken kendi ismimde bir dizi karakteri izlemek istediğimden sanırım başka bir hevesle izliyorum Anne dizisini.

Şule kendi içinde tezatları olan izlemesi keyifli bir karakter… Aslında mutlu bir evliliği varken kocasını kaybetmesi ile hayatı tepetaklak olmuş. Bebeğiyle bir başına kalan birçok kadın gibi yaşayabilmek ve yaşatmak için elinden geleni yapmış. Ama her insanın bir sınır noktası vardır hayatta. Dayanabileceği yere kadar dayanmış o da. Şule, yapabileceği işlerde çalıştı. Kızını büyütmeye çalıştı. Ama yalnızdı. Bir ailesi hatta kızını emanet edebileceği bir yakını bile yoktu. Mahallesindeki komşu kadın dışında… O da Yalova’ya taşınınca iyice bir başına kaldı.

Önce kızına bakıcı tutarak hayatını devam ettirmeye çalıştı. Zamanla tutunacak bir dal aramaya başladı. Yoruldu. Ne olduysa da ondan sonra oldu zaten. O güne kadar kızına bir kere bile vurmamış, onu her şeyin üstünde tutmuş olan Şule kızından uzaklaşmaya başladı. Hayatına hiç almaması gereken bir adamı merkezine oturttu. Tutunacak bir dal ararken Cengiz gibi bir adamın sömürdüğü kadın haline geldi. O kadar ki televizyonda kızını döven anne haberini inanamayarak dinleyen kadın kendi kızını Cengiz’den kıskanıp, çöp poşetine koyup ölüme terk edebilecek kadar uzaklaştı insanlığından, anne olmaktan.

Kızını pamuklara sararak büyüten Şule gitti. Onun yerine kızının itilip kakılmasına, aç kalmasına, sürekli ağlamasına aldırmayan, pavyonda çalışarak kazandığı üç kuruşu Cengiz’e yedirerek onu yanında tutmaya çalışan bir kadın haline geldi. Ara sıra içi sızlasa da eski Şule’yi bulamıyor artık. Normalde kötü karakterlerle empati kuramam. Esas oğlan ve esas kıza bağlanır diğerlerinin ortalığı çok karıştırmamasını umarım. Şule ile empati kurabiliyorum. Nasıl bir dönüşüm geçirdiğine bunun bir anda olmadığına inandım. Ama inanmış olmam hak verdiğim anlamına gelmiyor.

Ne olursa olsun bir anne kızını çöp poşetine koyup ölüme terk eder mi? Bir adam için bunları evladına reva görür mü? Madem Melek’i o kadar çok seviyor niye mutlu olmasına izin vermiyor? Sevmek bazen sevdiğin için çekip gitmek değil midir? Bu soruların sonu gelmez. Ama bu sorular zaten Şule’yi izlemesi keyifli bir karakter haline getiriyor.

Gonca Vuslateri Şule’yi öyle bir giymiş ki üstüne karakteri meydana getiren tezatlıklar arasındaki bocalamayı öyle bir yansıtıyor ki onu izlerken Şule’ye kesinlikle inanıyorum. Bir an önce Cengiz’den kurtulmasını ya da Melek için doğru olanı yapmasını umuyorum.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER