Bana Sevmeyi Anlat, ama bahtsızından olmasın...

Bana Sevmeyi Anlat, ama bahtsızından olmasın...
Masalın mutlu sonuna henüz gelmeyelim Leyla, biraz daha sabır! 
Şu yazının ilk cümlesini kaç kere sildim değiştirdim artık hatırlayamıyorum. Bir türlü istediğim atarlı ama haklı, sitemli girişi yapamadım. Halbuki MYY Kösem ikinci sezonun Cuma günü yayınlanacağını duyduğum andan beri atarlıyım, sitemliyim, sanırım biraz da haklıyım. Ama size önce Bana Sevmeyi Anlat’ın benim için ne ifade ettiğinden bahsedeyim biraz.

Bu dizi yaz sonunda başlarken beni izleyici olarak çeken tek yönü Ay Yapım prodüksiyonu olmasıydı, bir de Toygar Işıklı faktörü var tabii ki. Yani açıkcası ne Kadir Doğulu bilirdim, ne Seda Bakan severdim. Mustafa Üstündağ’ı hiç izlemişliğim yoktu desem yeridir. Herkes konudan çok Seda ile Kadir yakışmamış falan diye konuşuyor. Ben fragmanlardan başlayarak Toygar Işıklı’nın muhteşem müzikleri sayesinde diziye iyice çekildim ve başladığı günden beri de hiç sektirmeden izler oldum.

Uzaktan bakınca siz ne görürsünüz bilmem ama ben üvey anne zulmü çeken kız, bekar anne, basmakalıp almancı aile, zengin ama evliliği samana dönüşmüş fedakar ve yakışıklı baba ile elleri kirli gıcık bir mafya babası gördüm ilk başta. Şimdiyse halim bambaşka. Şu 12 bölümlük haliyle bile benim en sevdiğim diziler arasına girdi.  İleri sarıp şu anı tarif edeyim, dizinin müziğini duyduğum anda bile midemin orta yerine bir kramp giriyor. Leyla ile Alper kavuşsun istiyorum. Ya da hayır, kavuşmasınlar çünkü diziyi dizi yapan imkansız aşk değil mi?! Evet evet, dizi devam edecek ki koşacaklar birbirlerine ama bir türlü bitmeyecek o yol. Bu dizide bir şeyler var, söylemesi çok kolay ama hissi geçer mi bilmiyorum... Alper’in Leyla’nın başını okşamasından mı dersiniz, Leyla’nın Alper’e sıcacık ve özlem dolu bakışından mı, o mafya babasının Rüzgar’a ‘babacım’ deyip kokusunu içine çekmesinden mi, Ezgi ile Engin’in ilginç ve havai fişekli uyumundan mı, Alper’in Çiçek ile olan ilişkisinden mi (Ya da Kadir Doğulu ile Lavinya’nın muhabbetleri de olabilir) böyle böyle gider ama işte var bir şeyler... Var ki bu yaşımızda sosyal medyadan dizi kampanyası yapar olduk, var ki ilk dizi yorumumuzu yazdık oturup. Tam anlıycaz nedir şu sevmek, bir bahtsızlıktır gidiyor. Dizimi kör kuyulara itiyorlar! Leyper’imi kuru kuruya kavuşturacaklar diye ödüm patlıyor!

Bu yazıyı okuyorsanız konuyu da biliyorsunuz, MYY Kösem’e yer açmak için Bana Sevmeyi Anlat Pazartesi gününe kaydırıldı. O günden beridir Bana Sevmeyi Anlat’cılar isyanda. Herkesin bas bas bağırdığını kanalın bilmediğini düşünmüyorum elbette. Zaten beni de bu öfkelendiriyor bu kadar. Kendisi bir Ay Yapım prodüksiyonu olan bu diziyi, başka bir Ay Yapım projesi olan ve senenin bombası kabul edilen İçerde’nin karşısına koyacak kadar gözden çıkartmalarının sebebini bulmaya çalışıyorum, bulamıyorum. Bana Sevmeyi Anlat, Cuma akşamları reytinglerini diğer dizilerle makul ölçüde bölüşüyordu. Reyting pastasını Kiralık Aşk, Arka Sokaklar ve Aşk ve Mavi ile paylaşmaya başlamışlarken bu hamlenin yapılması sadece beni değil daha nicelerini çileden çıkarttı. Pazartesi’ye alındıktan sonra ilk olarak #BSAcumartesiyealinsin, bu Pazartesi yaşanan hüsrandan sonra da #BSAKanalıDeğişsin etiketleri paylaşmaya başladı insanlar. Naçizane görüşüm kanalın değişmesinin hiç bir değişiklik yaratmayacağı yönünde. Daha çok Bana Sevmeyi Anlat’ın karşısında kimin durduğu önemli gibi geliyor ve ben her seferinde aynı düşünceye savruluyorum: O zaman hangi gün doğru? Fox Türkiye alternatif gün olarak neden Pazartesi’yi seçti? Gözden çıkarılacak ilk dizi Bana Sevmeyi Anlat mıydı?

MYY Kösem’in Cuma günkü reyting felaketinden sonra hemen bir test sürüşüne geçildi ve Salı günü tekrarı yayınlandı. Dizinin Salı akşamki performansına bakılarak, hazır Familya da final yapmışken, MYY Kösem’i Salı gününe kaydıracaklarını tahmin ediyorum. Hem bu hamle Salı günü Anne, Hayat Şarkısı veya EDHO izlemeyecekler için güzel bir alternatif olabilir zira bana Cansu Dere’ye bakarken baygınlık geliyor. Bu durumda Bana Sevmeyi Anlat Cuma’ya geri dönerse dünyalar benim olur. Ancak yine de göz göre göre İçerde’ye kurban edilmiş diziye şans vermezlerse diye de korkuyorum. Dizinin günü ilk değiştiğinde aklıma gelen ilk soru şu olmuştu: No: 309’u gerçekten bu kadar çok mu seviyorsunuz? Tamam, düşününce No: 309 Çarşamba’nın bariz tek komedi seçeneği (ve artık Fox’un tek komedi dizisi) ama artık Lale ile Onur’un evlenememesinden ve hizmetçilerin paralel yapılanmasını izlemekten gına geldi. Diriliş, Kara Sevda, Poyraz Karayel’in karşısına koymak en zeki çıkarımım olmasa da İçerde’nin karşısında durmasından iyidir herhalde. Böyle sorularla dolu bir kısır döngü işte...

Şu an televizyona baktığımda, esas oğlanla esas kızın her hafta değişen gel-gitli aşk girdabına dolanmamış tek çift belki de Leyla ile Alper. Birbirlerine karşı çok netler, konuşmadan anlaşacak kadar hem de. Onları izlerken “acaba bu hafta hangi saçmalık patlak verecek ve araları bozulacak?” diye düşünmüyorum. Biliyorum ki ne olursa olsun öyle sıcacık bakıverecekler birbirlerine. Haşmet yine sabredecek, Ezgi yine erotik erotik dudaklarını ısıracak Engin’i uzaktan izlerken. Bu tazeliği, yine kendi hırslarında kaybolmuş sıkıcı bir imkansız aşk-nefret ilişkisine kaybetmek istemiyorum, ki benim için Bana Sevmeyi Anlat’ın final yapması bu tarz dizilerle dolu ekrana dönüş yapmak demek. Uzun lafın kısası, ben bu Salı günkü MYY Kösem deneme sürüşünün işe yaramasını dileyenlerdenim.

Fox Türkiye’nin sosyal medyadaki hareketlenmeyi de dikkate alarak Bana Sevmeyi Anlat’a bir şans daha vermesini istiyorum. Bir sağa bir sola gitmekten diziyi biraz yol tutabilir belki ama BSA’sız kalmaktan iyidir. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER