Ali Mertoğlu;
Ali… Kalbimde sızısı hiç eksilmeyecek olan, hep kapı önünde
kalan, hiç içeri alınmayan.
Ali… Sızısı gözlerinden taşan, kimsesizliği yürek burkan, hep
en sevdiklerinden yaralı Ali…
Gözlerinin mavisinde en çok hüzün saklı Ali, gülüşleri ödünç,
sevilişleri yarım, çocukluğu eksik kalan Ali.
Ali Mertoğlu biraz adam, biraz çocuk, biraz hiç.
Ali Mertoğlu yerli televizyondaki en derin sızı, yeri çok zor
dolacak olan.
Güzel sevdi Ali, çok güzel sever Ali. Bir kadının yaralarını
yaralarına kattı da sevdi, uçurum diplerinde acısını rüzgara fısıldadı da
sevdi, kapı önünde kalışlarından evler kurdu Ali öyle sevdi.
Daha önce de yazmıştım, olsun, Ali öyle güzel sever ki; Ali
sevince şehre bir film gelir, Sezen’in bir kedisi olur, gülümseriz.
Güzel de sevildi, belki sevdiği kadar değildi ama olsun
yaralarından başlanarak sevildi.
Umarım, şu an her neredeyse orada huzurludur. Dilerim Uzay’dadır.
Yazı devam ediyor...