Ekranda üç Ali, üç sızı..

Biraz çocuk, biraz adam, biraz hiç...

Ali Mertoğlu;

Ali… Kalbimde sızısı hiç eksilmeyecek olan, hep kapı önünde kalan, hiç içeri alınmayan.

Ali… Sızısı gözlerinden taşan, kimsesizliği yürek burkan, hep en sevdiklerinden yaralı Ali…

Gözlerinin mavisinde en çok hüzün saklı Ali, gülüşleri ödünç, sevilişleri yarım, çocukluğu eksik kalan Ali.

Ali Mertoğlu biraz adam, biraz çocuk, biraz hiç. 

Ali Mertoğlu yerli televizyondaki en derin sızı, yeri çok zor dolacak olan.

Güzel sevdi Ali, çok güzel sever Ali. Bir kadının yaralarını yaralarına kattı da sevdi, uçurum diplerinde acısını rüzgara fısıldadı da sevdi, kapı önünde kalışlarından evler kurdu Ali öyle sevdi.

Daha önce de yazmıştım, olsun, Ali öyle güzel sever ki; Ali sevince şehre bir film gelir, Sezen’in bir kedisi olur, gülümseriz.

Güzel de sevildi, belki sevdiği kadar değildi ama olsun yaralarından başlanarak sevildi.

Umarım, şu an her neredeyse orada huzurludur. Dilerim Uzay’dadır. 



Yazı devam ediyor...

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER