Zirvedeki şahane adam; Barış Arduç

Sıcak, samimi ve gerçek.
Kiralık Aşk'ın birinci sezon çekimleri sırasında, bilindiği üzere, Barış Arduç'a zatürre başlangıcı teşhisi konulmuştu ve kısa bir tedavi döneminden geçmişti. Kiralık Aşk'ın 30. Bölümü, 10 sene öncesinde geçmiş ve karakterlerin hikayelerini izlemiştik. O bölümde, Barış Arduç yer almayacaktı. Fakat kendisi Skype üzerinden, katılım sağlayarak işini ne kadar çok sevdiğini bir kere daha kanıtlamıştı. Kiralık Aşk'ın senaristi Meriç Acemi, Haziran ayında verdiği seminerde, bu skype çağrısının Barış Arduç'un çok hoşuna gittiğini ve hastalık falan demeden bu şekilde katılmayı çok istediğini söylemişti.

 

Barış Arduç'a baktığınızda gördüğünüz güzel yüzünün, yüreğinin yansıması olduğunu anlamanız çok kolay. Bence, en güzel yanı da güzel yüreğinde taşıdığı merhamet duygusu. Çocukları çok seviyor ve hiçbir çocuğa kıyamayacak kadar değer veriyor. "Bir çocuğu gülümsetebilmek, her şeye bedel benim gözümde." diye bahsediyor bu durumdan. Okuduğunuz röportajlar ya da hakkında çıkan haberler dışında birebir şahit olduğum bir andan bahsedebilirim mesela sizlere.

Evim, Ömer İplikçi'nin meşhur kırmızı kapılı eski evine yakın mesafede. Barış Arduç, hastalığını henüz yeni atlatmış, sete döndüğü ilk günlerde, ben de evin önünden geçerken, kapıda her zamanki gibi kalabalık bir fan grubu vardı. İçeride, Barış Arduç'un sahnesi çekiliyordu ve üç dört yaşlarında bir erkek çocuğu, "Ömer" diye ağlıyordu. Yanında annesi vardı ve annesinin kucağında da bir bebek vardı. Hava yağmurluydu ve set çalışanı, "Barış Bey çıkamaz şu an, çekim var." diyordu, kalabalık gruba. Durdum ve olayı izlemeye başladım. Birkaç dakika sonra, çocuğun çığlıkları daha çok arttı ve ses içeriden de duyulmuş olacak ki Barış Arduç yağmura rağmen dışarıya çıkıp, çocukla sohbet edip fotoğraf çektirdi.

Arkası kesilmedi ve durup herkesle de fotoğraf çektirmeye başladı. Zatürreyi yeni atlatmıştı, hava soğuk ve yağmurluydu. Barış Arduç tam karşımda kalabalık gruptaki herkesle tek tek selfie çektiriyordu, bir çocuğun ağlama sesine dayanamayıp dışarı çıktığı için. "Hava soğuk, üzülüyorum n'olur daha fazla beklemeyin. Bakın bebek var, küçük çocuklar var, bu yağmurda hasta olacaklar. Yapmayın n'olur." dedikten sonra da içeriye geri girdi. Yüreğinde taşıdığı şevkatin en güzel yansımasıydı bu belki de.

Barış Arduç'un dünden bugüne işlerini incelediğimde, oyunculuğundaki ilerlemeyi fark edebiliyorum. Hiç şüphesiz, oyunculuğunu bu kadar güzel kılan ses tonuna da değinmek lazım elbette.



Bazı yerlerde, fotomodellik yaptığına dair bir şeyler okuyabilirsiniz. Bunun sebebi de fotomodellere taş çıkartacak bir fiziğinin olması ve güzel fotoğraf vermesi sanırım. Ama sanıldığı gibi fotomodel değil. Fenerbahçe aşığı, gençlik yıllarında futboll oynamış ve aynı zamanda lisanslı yüzücü. Crossfitle uğraşmış ve boksla da yakından ilgileniyor. Gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi, doğayı ve hayvanları çok seviyor. "Müdür" adında bir köpeği var.


Barış Arduç Derimod için objektif karşısında.

Kendisine sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir yaş diliyorum. Gönlünden geçen, hayal ettiği her şeyi yaşaması dileklerimle... 

Mutlu yıllar Barış Arduç !
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER