Bir kere bile canlı canlı göremediğimiz, konuşma ya da izleme şansı elde edemediğimiz halde büyük bir
hayranlıkla bağ kurduğumuz sanatçılar vardır mutlaka. İsminin geçmesiyle bile
ceketimizin önünü iliklemek istediğimiz, ekranda gördüğümüzde yüzümüzde ufak
ama etkili bir gülümseme oluşmasını sağlayan... Tomris İncer benim için öyle
biriydi.
Birçok tiyatro oyununda yer almasına rağmen maalesef
kendisini Bir İstanbul Masalı
dizisindeki rolü ile tanıdım ve maalesef ki sahnede izleme lüksüne sahip
olamadım.
Yazıyı yazmaya başlamadan önce hakkında kim neler söylemiş
diye bir baktığımda herkesin aynı saygıyla, sevgiyle ve özlemle andığını
gördüm. Ve bu durum beni hiç şaşırtmadı. Öyle sakin, öyle huzur veren bir tavrı
vardı ki Tomris İncer’in… Başlı başına hayran olunasıydı zaten, niye
şaşıracaktım?
Sahnede onu izleyen herkesin kendini çok şanslı saydığı,
sahnedeki haline hayran olmanın kaçınılmazlığından ve sakin görünüşünden
beklenmeyecek kadar enerjik oluşundan bahsedildiği, oynayan değil; yaşayan bir
oyuncu.
Hüseyin
Köroğlu ve
Yiğit Sertdemir’in
Tomris İncer ustalarına, Tomi’leri için, yazdıklarını okurken gözyaşlarıma
engel olmak çok zordu, olamadım da zaten. Nasıl güzel sevilmiş, sevmiş; nasıl
güzel izler bırakmış elinin değdiği, ruhunun geçtiği herkeste.
Kumbaracı 50’nin ilk çivisini o çakmış, herkes tarafından
mekanın 5. Kolonu sayılmış, kol kanat germiş, yol göstermiş, birçok şey olmuş;
anne, abla, öğretmen…
Onu kaybedişimizin üstünden tam bir yıl geçmiş, ne uzun ve
de ne kısa bir zaman...
Ömrüne sığdırdıklarından biraz bahsedecek olursam eğer 1974
yılında başlamış tiyatro sahnelerinin tozunu yutmaya ve ardı arkası kesilmeden,
neredeyse durup dinlenmeden devam etmiş oyunculuk serüveni.
1977’de Ulvi Uraz, 1989’da Avni Dilligil, 2000 yılında Sadri
Alışık tiyatro ödüllerini almış. 1995 yılında 9. Adana Altın Koza Film Şenliği’nde
‘
Ayaklar’ ile ‘En İyi Kadın Oyuncu’, 2003’te 15. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde
‘
Çamur’ ile ‘En İyi Yardımcı Kadın
Oyuncu’, ’
Gönlümdeki Köşk Olmasa’ ile 2003 yılında 8.Sadri Alışık Ödülleri’nde ‘En
İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’, 2004 ve 2015 yıllarında
‘3. Richard’, ‘Madea’ ve
‘Kral (Soytarım) Lear’
ile Afife Tiyatro Ödülleri’nde ‘Yardımcı
Rolde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu’ seçilmiş. 2015 yılında Tiyatro
Eleştirmenler Birliği’nin Onur Ödülü’ne layık görülmüş.
'Mikado’nun Çöpleri', 'Ölümsüz Öykü', 'Gerçek Hayattan Alınmıştır'
ve
'Öldün, Duydun Mu?' gibi tiyatro oyunlarının yanı sıra
'Tersine Dünya', 'Bana Old
and Wise’ı Çal', 'Aşk ve Gurur', ' Bir
İstanbul Masalı' , 'Binbir Gece',' Usta' , 'Aşk ve Ceza','Böyle Bitmesin', 'Mahmut
ile Meryem' ve'Racon'
gibi film ve dizilerde yer almış.
Herkes yer aldığı en az bir yapımı izlemiştir. Binbir Gece ve Bir İstanbul Masalı'nda ne kadar tatlı ve naif bir kadınsa, Aşk ve Gurur dizisinde de o kadar zıt bir karakterdi diğer rollerine. Benim aklımda da 2008 yılında Yetkin Dikinciler, Fadik Sevin
Atasoy, Şevket Çoruh ve Hasibe Eren’in kadrosunda bulunduğu 'Usta' filmindeki
rolü ile kaldı İncer.
İzlediğimde her mimiği, her hareketi rahmetli anneannemi
anımsatırdı bana.
Usta filmini izlemeye
gittiğimde kadroda onu görünce başladı gözlerim nemlenmeye. Filmde şöyle bir sahnesi var, koltuğunda otururken uyuduğunu sanıyorlar ilk başta,
kapıdan içeriye eski eşi giriyor ve onu kaçırıyor… Evdekiler sonra fark
ediyorlar ki buz gibi olmuş, kalbi atmıyor. O kadar sade, o kadar doğal ve o
kadar soğuk hissettiriyor ki o sahne, aklımdan çıkmıyor.
Böyle Bitmesin'deki "
Ölüm var!" diye diye anlattığı sahneyi de unutmak mümkün değil...
Huzur içinde yatsın, adı hep kalbimizde... Çok sık telaffuz
ettiği gibi “Buseler…”