İyi polis kötü polis ve birtakım klişeler…

İyi polis kötü polis ve birtakım klişeler…
Yaz ekranında tatlı, romantik komedi diziler peşi sıra başlarken, gençlik dizilerinin tanıtım ve haberleri havada uçuşuyorken ekranda kocaman bir açık vardı. Polisiye dizi! Muadili, güldürürken düşündüren, kendi içindeki kavgalardan hikâyesini kaybetmiş; diğeri dünya gaz ve toz bulutuyken başlamış olmasına rağmen devam ediyorken bir yenisine daha ihtiyacımız var mıydı? Evet, vardı. Peki, bu ihtiyacı karşılayabildi mi? Asıl soru burada. Çoğumuzun Kanıt'ın devamı sandığı ama birkaç nokta dışında hiç benzeşmeyen bir dizi Kanıt: Ateş Üstünde

Karakterlere şöyle bir göz atacak olursak;


Kaan, Rüzgar ve Asya

Kaan Komiser, iyi polis kötü polis klişesinin hakkını vermek üzere kurgulanmış bu abimizin bünyesinde üç kaşık Mesut komiser, bir damla Adanalı Yavuz komiser bulunmakta. Kuralları çok da iplemez. Kardeşi onun her şeyi. Bin bir tiple uğraştığı için kibarlıktan nasibini almamış gibi davranır ama özünde çok ‘ponçik’ bir insandır. Bknz: Akşam yemeğinde Eylül’e karşı takındığı tavır ve yaptığı şirinlikler.

Yazar kardeş Rüzgâr, kötü polisin biraz gevşek, biraz serseri, erkek topuzlu –stil danışmanı ve saç, makyaj sorumlularına sevgilerden bir demet- ve roman yazarı kardeşi. Abisinin aksine içindeki şirin ve kötü de olsa esprili kişiliğini hemen belli ediyor; yazarlığın getirisi laf cambazlıkları mevcut. Ozan’ı görünce verdiği tepkilerden kıskanç ve paylaşmaktan haz etmeyen biri olduğunu anlıyoruz.

Her ne kadar kız arkadaş seçimi ile kendimi çöllere atma isteğimi körüklese de Rüzgar’ı sevdim. Yine de, bu taraftan bir gol yiyecekmişiz gibi hissediyorum. Bir de basılmış romanının adının, dizi ile aynı olması konularda bir paralellik var mı düşüncesi uyandırdı bende. Yeni kitabını Abdullah Oğuz’a göndermek istemesi ve Abdullah Oğuz’un yeni projesinin Ahmet Ümit’in eseri olacağından bahsedilmesine bayıldım. Dizi evreninde gerçek hayatla kurulan bağları seviyoruz!

Asya Komiser,
klişenin diğer yarısı… Kurallara uyan, ‘Amerikalardan’ geldiği için ülkedeki polisliğe adapte olamadığı gözümüze sokulan hanım kızımız. “Peki, bu kızımız ‘Amerikalara’ neden gitti? Hadi diyelim gitti, neden döndü? Babasının görev sırasında hayatını kaybetmesi ile polis olmaya karar verdiğini ısrarla tekrar ettiklerine göre bir yerde bu konuyla ilgili işler ortaya çıktığında Kaan ile durumları ne olacak?” Soruları ile beni Serdar Ortaçlıklara sürüklüyor.

Komiserin ailesinde uyuşturucu kullanan, yasa dışı işlere ucundan kıyısından bulaşan kardeş, akraba, arkadaş ve bunun farkına varamayan karakter ilk bölümden yargılamak istemediğim bir durum. Kız ayağının tozuyla iki günde anlayacak değil tabii ki. Ama üçüncü ya da dördüncü bölümde bu durumdan azıcık şüphelenmezse arkadaşı akademiye geri yollayalım.

Bir de ağzı burnu kırılmış kardeşi yerde yarı baygın yatarken “bekle burada” demesi beni derin kederlere yolcu etti. Kıpırdamaya hali yok zaten çocuğun, ne yapacak ki?


Rüzgar ve Ozan. Sağdaki Ozan.

Serseri kardeş Ozan,
polis baba ve ablanın yanında büyümesine rağmen aklı zibidiliğe çalışan; başı sıkışınca “Abla adamlarını al beni kurtar” moduna giren ergen irisi bir karakter. Hala “Hiçbiriniz beni anlamıyorsunuz, uff, zenginlik, gidicem bu evden, büyük işler peşindeyim, büyük adam olucam ben,” kafasından çıkamamış bu kardeşimiz için üç dakikalık mahalle kavgası talep ediyorum. 

Bunu ilk bölümden talep ediyorum çünkü Kaan ile çatıda duruş ve vuruş çalışması yaptılar. Konuya çok adapte olmadan müdahale edelim, yoksa bizim haşatımız çıkar. Zira peşindeki adamlar tarafından köşeye sıkıştırıldığında bile hemen gard pozisyonuna geçmişti. Kafes dövüşü mü çıkar acaba bunun altından?


Ömer ve malum kitap

Esas abi Ömer,
ilk bölümde fazla çok fazla anlatılan bir karakter olmasa da ikinci bölümde uzun uzun gördük kendisini. Babasının ölüm döşeğinde sırtına çok fazla sorumluluk yüklenmiş biri Ömer. Kardeşini çok fazla merak eden… Sert görüntüsünün altında yumuşak karnı var elbette. Yurda gittiğinde döküntü yatakhanelerde kardeşi gibi hissetmeye çalışması, gördüğü yazı ile sinirlenmesi arasındaki geçişi çok beğendim. İlerleyen bölümlerde de Rüzgar’ı kendi yanına çekmeye çalışırken Kaan’a karşı daha farklı hamlelerde bulunacakmış gibi hissediyorum.


 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER