Survivor’da haftalar sonra
Ünlüler’in iki kere üstüste dokunulmazlık oyununu kaybetmesiyle eleme potasına
giren yarışmacılar Semih, Nagihan ve Yattara oldu. Buraya kadar normal,
yarışmacıdır kazanır, yarışmacıdır elenir. Bahsetmek istediğim, eleme potasına
çıkan Nagihan’ın yaptığı o aslında çok beklendik ama ah keşke olmasa konuşma.
Memleketçek en büyük tabumuz olan
‘Ama o bir anneeğğ’ cümlesini yüzümüze bir tokat gibi vurduğu, ‘Ben yıllarca
pistlerde yaptığım gibi burada da Türk kadının gücünü gösterdim’ diye devam
ettiği, ‘Hiçbir anne 1 yaşındaki kızını bırakıp buraya gelmez’ diye ortaladığı,
‘Kızıma söz verdim ilk kadın şampiyon – burada daha önce de bir kadının
Survivor şampiyonu olduğu hatırlanıp bir es verildi- ilk şampiyon anne olmak
istedim.’ diye bağladığı o konuşmadan bahsediyorum tabii.
Elbette kimsenin anneliğini
yermek gibi bir niyetim veya haddim yok, keza övmeyi de düşünmüyorum çünkü bana
ne? Ama ortalık her karıştığında annelik kartını oynayan kadınlardan da bana
çok gına geldiğini inkar edecek de değilim. ‘Beni anneliğimden vurmaya
çalışmasınlar, annelik başka yarışma başka’ diyen bir kadının elenmeye
çıktıktan sonra yarım dakika içinde çocuğunu bırakıp adaya gittiği için takdir
görmeyi beklemesine tahammül edemiyorum. Ajitasyon peşinde değilim fakat
yaşadığımız ülke şartları göz önüne alınırsa kadınların bir yaşındaki
çocuklarını bırakıp nerelere gitmek zorunda kaldıklarını detaylı anlatmaya
gerek yoktur herhalde. Kaldı ki, diyelim dünyada bir yaşındaki çocuğunu bırakıp
ıssız bir adada yarışmaya giden tek kadın Nagihan, bundan bize ne?
Tabi Nagihan’ın elenme aşamasına
geldiğini hissettiğinde anneliğine sarılmasının tek suçu onda değil. Yıllarca o
kadar çok konuda, o kadar çok kadın bunu yaptı ki, ‘Anneyim ben’ ülkemiz
sınırları dahilinde o kadar kalın bir zırh ki, bunun altına sığınıp dünyayı ele
geçirebileceğini Nagihan’ın da farketmesi hiç zor olmamış doğal olarak.
Kadınlara hiç bahanesiz, ‘ama’sız, koşulsuz yüzde yüz eşitlik isterken, onların
da ilk zorlandıkları anda bu cümleye dönmemeleri gerekiyor belki de. ‘Ben
anneyim’ diye ağlayan bir kadın, sonra ona ‘Sen annesin bunu yapamazsın’
dendiğinde itiraz hakkını kaybediyor nazarımda. Bir de anneliğin sadece kendi
çocuğunu pamuklara sarmakla değil, başkalarının çocuklarına da aynı özen ve
nezaketle davranmak olduğuna (bu çocuklar kırk yaşına gelmiş olsa da) inanan
birisiyim. Bu vesileyle yaptığınız haksızlıklar ve kırdığınız kalpler için
çocuklarınızı bahane etmenin en başta onlara ayıp olduğunu düşünüyorum.
İyi seyirler.