Sevgilim, sözlüm, pusulam, her şeyim...

DÜRÜST OLMAK!
Ömer’den yana hiçbir zaman şüphem yoktu ama Gallo’yu da hep bir şekilde savunmuştum. Ancak bu bölüm benim de şah damarıma basarak nefretimi sonuna kadar kazandığı için kendisini tebrik ediyorum. Herkes pek bir haklıymış Gallo melek falan değil, bildiğin yılanmış! Daha önce laf ettiklerimden özür dilerim. Halbuki “Biraz etraf karışacak ama iyiler kazanacak” diyerek vermişti parayı Defne’ye. Belki sevdiği adamın kim olduğunu bilmiyordu ama Passionis’in zarara gireceğini bile bile bu aşka olan inancından Tranba’nın teklifini kabul etmişti. Çok sevgili Fikret Gallo’cum sözüm burada sana: O zaman bu aşkın büyüklüğüne etrafın karışmasına neden olacak kadar inanmışken, Defne’nin aşık olduğu erkeğin Ömer olduğunu öğrendiğin zaman mı “bu aşkın temeli sağlam değil” diyorsun.
 
Koray dediklerinde sonuna kadar haklı. Dostuna borç verdiğinde onu kaybedermişsin. Gallo da verdiği 200 bin TL ile Defne’ye ahkam kesebileceğini sandı. Ve sözde dostluklarını yıkıp gitti. İso’nun da son sahnede söylediği gibi Gallo’cum “Borç morç insan satın alamazsın arkadaşım.” Para verirken ortada bir oyun olduğunu bal gibi biliyordun ve bu sırrı tutacağını söylemiştin. Hikayenin baş kahramanı değişince oyunun kuralları da değişiyormuş demek. Neyse ki Defne de Neriman’ın dediği gibi safoz değil de, bunu anlıyor ve ona gereken cevabı veriyor.
 
Kendini dürüst ilan eden Gallo da o kadar şeffaf ki Ömer’in yanında kalabilmek adına her zaman kaçtığı seri üretime girip mağaza açmak istiyor. Madem bu kadar dürüstlüğe önem veriyor, o da gitseydi Selim gibi çiçek-çikolata göndererek düşüncelerini açıkça belirtip şansını deneseydi. Ama yok Defne’ye korkak diyor ama asıl korkak kendisi ve bu nedenle de kaçak dövüş oynamayı tercih ediyor. Sonra da alıyor cevabını.
 
O sağlam temel üzerine kurulu olmayan ilişkide Ömer onun teklifini Defne’ye sormak isteyerek atıyor ilk golü kaleye: “Passionis üzerinde değil ama benim üzerimde Defne’nin sonsuz etkisi vardır!” Sonra da hemen teklifi iletiyor Defne’sine: “Fikret’in BİZE bir teklifi var BİRLİKTE değerlendirelim.” Ah Ömer’cim ah ne güzel belli ediyorsun sevdiğin kadının hayatındaki önemini. Ama işte karşındaki oyunu bildiğinde fazla küçümsüyor bu aşkı, kendini senin aşkının oyun çıktığında yok olup gideceğine inandırmış saf saf. Defne’nin de dediği gibi fazla cüretkar:
 
KIZIM SANA SÖYLÜYORUM...
“Fikir güzel ama uzun vadede pek işlemez gibi geldi. Sonuçta mağaza açmak Passionis’in rüyasıydı. O kadar altyapı hazırladınız, network sağladınız. Şimdi başkasının hayaline pat diye ortak olmak, el uzatmak ne kadar doğru bilemedim. Acaba herkes kendi yoluna mı gitse?”
 
Şimdi Fikret’cim görünüşe göre biraz anlama özürlüsün o yüzden istersen Defne’nin özne olarak her ne kadar Passionis’ten bahsetse de aslında Ömer’le olan ilişkisini anlattığı bu sözlerle ne ima etmek istediğini sana bir anlatayım.
 
Defne diyor ki; Ömer ile olmak benim rüyam, hayallerim. Ben bu aşkı hakketmek için birçok engelle rastlaştım. Onları aşmak için ne acılar çektim. Üstelik şu anda karşında duran Ömer eskiden böyle değildi. Senin de dediğin gibi geçen seneki koleksiyonu hazırlayan Ömer kadın ruhundan anlamıyordu ama şimdi seni etkileyen Ömer benim o küçümsediğin aşkım sayesinde bu kadar insanları kendine hayran bırakıyor. Kadın ruhundan anlamasını ben sağladım, buz şelalesini ben erittim, karanlığı ben aydınlatıp ona yol gösterdim. Şimdi öyle hazıra konup başkasının hayaline pat diye ortak olmak olmaz.
 
Ama işte sen onun bunu demek istediğini belli ki anlamadın ve konuşmayı çiklet gibi uzatmaya devam ettin. Karşındaki de mahallede kısa şortuyla mahalledeki erkekleri döven Defo, bunu unutuyorsun. Senin laflarının altında kalmaz. Cevaplarını vermeye devam eder:
 
“Dürüst olacağım diye oyunun kurallarını bozmak pek etik gelmedi. Sonuçta elimizi kirlettikten sonra sabaha kadar dürüstlük anlatalım neye yarar.”
 
Şimdi ben sana yine deşifre yapayım. Yani burada da diyor ki; sen zamanında ortada bir oyun olduğunu biliyordun. Bu oyunun tüm kurallarını ve nasıl oluştuğunu öğrendin. Neler yaşadığımı da biliyorsun. Şimdi sen tüm bunları bilirken para verip elini kirlettin, Ömer olduğunu öğrendiğin zaman mı dürüstlük denemeye başladın. En baştan dürüst ol deseydin parayı vermek yerine.
 
Tabi sen bunları demek istediğini de pek anlamamışsın kesin. Hala bu aşkın temeli sağlam değil diyor ve “İş falan umurumda değil, benim için önemli olan tek şey Ömer” diyerek yemeğe çağırmaktan çekinmiyorsun.
 
Tamam canım sen bu yolda ilerlemeye devam et. Hem zamanında seni koruyanların nefretini kazandın, hem de Neriman ile birlikte Defne’yi aynı tarafta savaşmasını sağladın. Yani işin zor. Bu küçümsediğin aşk belki bir oyunla başlamış olabilir. Ancak başlama şekli dışında yaşanan her şey gerçekti. Bu aşkın temeli belki 23. Bölümde Defne ile Ömer bankta otururken sağlam değildi. Ancak Meriç Acemi senin gibi böyle konuşacaklar için aldı bu aşkı 24. bölümde sıfırladı ve yeniden tertemiz sayfalara yazmaya başladı. İlk depremde yerle bir olan aşk, yeni nesil teknolojiler ile en sağlam temel üzerine inşa edilmeye başlandı. Üstünden geldiler her engel, yaşadıkları her ayrılık bu sağlam binanın üzerine bir kat çıktı.

Ve biz şimdi rezidans misali yavaş yavaş göğe yaklaşarak arşa ermek üzere olan bir aşka şahit oluyoruz. Onlar Ömer’in aralarında tüm bildiklerini mahvedecek bir sır olduğunu bilmesine rağmen yan yana, aynı yere doğru yola çıktılar. Aralarındaki sorunları çözemediler, belki üstlerini kapadılar ama sorunlar onları ayırmaya yetmedi. Artık bu aşk o kadar sağlam ki; değil sen o gittikçe etkisi yok olan oyun gerçeği bile onları etkileyemez. Onlar zamanında beklenen büyük Marmara depremini yaşadılar. Yeniden inşa edilen aşkları her türlü olabilecek depreme karşı önlemler alınarak yaratıldı. Yani anlayacağın canım sen dua et ki Defne’nin naif bir tarafı vardı da, bu oyuna girmeyi kendine yediremediğinden bugüne kadar karşında sus pus oturdu. Ancak o susma devri bitti!
 
Senin “Biraz fazla korkak oynuyorsun. Risk alamıyorsun, elindeki muhafaza edeceğim diye hareket almaktan çekiniyorsun. Şu anda kazanıyor gibi gözüküyor olabilir ama bence bu uzun vadede kaybettirebilir.” sözlerine karşılık Defne’nin yanında “Aşk bu! Her rüzgardan korkarak nasıl emin olacaklar birbirlerinden. Çıkacaksın fırtınanın karşısına, bakacaksın elindeki aşk yıkılıyor mu diye? Ne kadarı sağlam göreceksin. İnceden imtihan yani.” ve “Ömer’e yürümüyor, koşuyor.  Kalede kaleci var ama şut çekiyoruz tribine girmiş. Gidip bir kendini göstermen lazım. Başka türlü anlamıyor belli.” diyen dostları var. Üstelik o göz koyduğun adam da asıl kıskanma ve sahip çıkma nasıl olurmuş pek bir güzel dersini verdi Defne’ye, senin için hazırladı onu.
 

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER