Crouching Tiger Hidden Dragon- Sword Of Destiny: Devamsızlıktan kalan devam filmi

-Hocam, bu şekil gidersem direkt saplanırım kılıca? 
+Bi’ kıl sağ yaparsan kurtarırız..
Kaplan ve Ejderha: Kader Kılıcı devam filminin bende hayal kırıklığı yaratmasının bir başka sebebi de yönetmen faktörü galiba.. İlk filmde Ang Lee rejisi, filmin en iyi yabancı film seçilmesine büyük katkı yapmıştı; ona bu konuda en büyük desteği de dövüş sahnelerinin koreograflığını yapan ve kendisi de aynı zamanda aktör ve yönetmen olan Woo-Ping Yuen vermişti.. Kill Bill 2 için yaptığı dövüş koreografilerinin ve ilk filmin dövüş sahnelerinin başarısından olsa gerek, devam filminin rejisi için, filmografisinde yirmi yedi benzer film olan Yuen düşünülmüş, film ona teslim edilmiş.. Olmuş mu?.. Dost acı söyler: Olmamış.. Hatta en olmayacak şey olmuş, en çok da dövüş sahneleri aksamış.. Yine de Sezarın hakkı Sezara: filmi izleyeceklerin keyfini kaçırmamak için ‘buzda dans’, ‘dörtlü klon dövüşü’ ve ‘halka temrini’ diye kodlayacağımız sahneler zevahiri epey kurtarmış..
 
Aksak topal giden kurgu da yangına körükle koşmuş; gelen gideni aratmış, ilk filmin kurgusu ikinciye açık ara fark atmış. Benzer durum müzikler için de geçerli; başlangıç filminin müzikleri, Yo Yo Ma çellosunun da muhteşem katkısıyla en iyi film müziği dalında Oscar almıştı.. Devam filmi, müzikler söz konusu olduğunda da ilk filmin gölgesinde kalmaktan kurtulamamış maalesef..
 
Çok gömdüm galiba filmi, biraz da iyi tarafından bakalım: Freudyen sembollerle aranız iyiyse, ilk filmde olduğu gibi bu filmde de onlardan bol bol bulacaksınız; kılıçlar, buzlar, sular, tokalar, saçlar, renkler yine gani gani arz-ı endam halindeler.. Sadece bunlar için bile izlenmeye değer bu film..  
 
Dönelim şu teşhis ve tedavi meselesine.. Benim, bütün bu lüzumsuz detaylarla anlatmaya çalıştığım sıkıntım için nacizane teşhisim şudur: Kaplan ve Ejderha filminde Çinliler bize kendi hikâyelerini, en iyi bildikleri üslûpla anlatmışlardı.. Kaplan ve Ejderha: Kader Kılıcı devam filminde ise Amerikalılar bize Çinde geçen bir hikâyeyi Amerikan usulü anlatmışlar.. Keşke burunlarını hiç sokmasalarmış..   
 
Devam filmleri rus ruleti oynamaya benzer: Ya ölürsünüz ya kalırsınız.. Hayat kısa, sinema güzel ve biz hiç kimse ölsün mölsün istemeyiz. O sebeple, gelin siz şu her başarılı filme devam filmi yapma sevdanızdan vazgeçin, sevdiğimiz filmler şanlarıyla şöhretleriyle ihtiyarlasınlar..
 
Bakın mesela, Ay da bir tane; biz yapmamış olabiliriz ama onu da bizden sayıyoruz ve aman ne güzel deyip aynısından bir tane daha yapmaya kalkmıyoruz.. Onun yerine, bir Hubble teleskobu yapıp salıyoruz evrene, onunla da ayrıca gurur duyup, onu da ayrıca  seviyoruz..
 
Kıssadan hisse..
 

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER