Devam
filmlerini sever misiniz?.. Gişeye bomba gibi düşüp yapımcısına dünya para
kazandırdıktan sonra ikincisi, üçüncüsü, beşincisi çekilen filmleri kast ediyorum;
Superman, Rocky, Leathal Weapon, James
Bond serileri mesela.. Bizde daha çok -hatta sadece galiba– komedi filmleri
var böyle.. Örnekler değişir, ama değişmeyen şey şudur: Devam filmleri -çok
ender bir iki istisna dışında- ilkinin senaryosu arttığından, yönetmen demek
istediğini diyemediğinden, oyuncu istediği performansı gösteremediğinden değil,
sadece ve sadece ticari amaçla yapılır.
Yapımcı açısından bakıldığında bunda
yanlış olan bir şey de yoktur; onun için bu bir ticaret alanıdır ve ticaretin
amacı kâr etmektir.. En iyimser yaklaşımla yapımcı, yeni bir yat ya da malikane
almak için değil, yeni filmler yapmak için para kazanmak zorundadır. İşin sanat
kısmını ayrıca konuşalım.. Ya da konuşalım bitsin: meseleye saf sinema
kaygısıyla bakan hiç bir senarist veya otör yönetmenin, devam filmi yapmak için
çıktığını sanmam yola. (‘autheur/otör’ yönetmen:
kendi yazıp kendi çeken yönetmen)..
Senarist için de otör yönetmen için de,
anlatılması gereken bir hikâye vardır; anlatılır, biter, yeni hikâyeye geçilir..
“Benim bir hikâyem var ve bunu insanlara anlatmak istiyorum” diyen bir yazar ya
da otör yönetmen, “anlattığım hikâyeyi çok sevdiler, ben bundan bir tane daha
anlatayım” diyorsa, motivasyonu sinema dışında herhangi bir şey olabilir, ama saf
sinema olmaz.. (Saf sinema nedir, var
mıdır, olabilir mi.. labirent gibi bu mesele.. şimdilik burada duralım)..
Yazı devam ediyor..