Devam
filmleri mevzubahis olduğunda yapımcının kârı ile seyircinin beğenisi arasında
sağlam bir doğru orantı olsa da, sorunun cevabı halâ başka yerde. Seyircinin sevdiği,
yapımcısına gişede milyonlar kazandırmış bir filmin ikincisini beşincisini yapmakta
özgürsünüz elbet, ama seyircinize sezonluk bilet satamazsınız; her film gümüş
perdeli o er meydanında tek başınadır..
Atasına dedesine güvenip kurum kurum
kurularak seyirci karşısına çıkmış, ve fakat titreyerek dizleri üzerine çöküp
kalmış çok serî var sinema mezarlığında: Blair
Witch-2, Grease-2, Basic Instinct/Temel İçgüdü-2 mesela.. (ikincisinin gişede çakılmasından ders
almayıp üçüncüsünü yapanlar da var: bkz. Temel İçgüdü 3 -o da çakıldı tabii)..
Devam filmleri bir nevî ticari bir risk; gözünüz yiyorsa bu riski alırsınız;
rezillik de vezirlik de bu işin tabiatında var. Ama, mesele bu da değil..
Mesele benim
şahsi rahatsızlığım galiba.. Bu rahatsızlığımı da, Crouching Tiger Hidden Dragon: Sword Of Destiny / Kaplan ve Ejderha: Kader
Kılıcı filmini izledikten sonra, hatta daha izlerken fark ettim. Bu
hissettiğim gerçek bir rahatsızlık mıdır, eğer öyleyse sizde de var mıdır bu
rahatsızlık, varsa eğer, birlikte teşhis koyup şöyle şahane bir tedavi yöntemi
bulabilir miyiz merakıyla yazıyorum bu yazıyı..
Fark ettiğiniz gibi, pek de
emin değilim; beklentimi karşılamayan bir film izlemiş olmanın (tababet dilinde gaza tekabül eden) hayâl
kırıklığı da olabilir neticede bütün bu hissettiğim.. Meseleyi böyle tarif
ederek kendi yazıma spoiler verdiğimin de farkındayım bu arada..
Gelelim
filme..
Yazı devam ediyor..