Geçtiğimiz Pazar günü ya tüm Amerika "Sevgililer Günü"nü
kutlamak üzere dışarı çıkmıştı, ya da herkes
The Walking Dead’in dönüşüne gecesini ayırmıştı. Zira tek bir
dizide değil, tüm kanallar arasında genel bir çöküş gözlendi. O yüzden bu hafta
Pazar günü söyleyebileceğim tek şey, artık
The
Good Wife’ın sezon sonu biteceğini de bildiğimize göre,
Madam Secretary’nin her şeye rağmen en
azından 2 sezon daha bizimle olacağının neredeyse garanti olduğu. CBS için
yeterli izlenme oranlarına ulaşıyor, hele de Pazar akşamı için. Uluslararası
hikayeleri yurtdışı satışlarını kolaylaştıracak, diğer ülkelerin pis Amerikalılara
sövmesine eğlenceli bir vesile olacaktır diye düşünürsek;
Tea Leoni’nin
alamadığı ödül adaylıklarını da bu yıl hakkıyla alacağını umarsak dizi hala
karlı bir yatırım.
Pazar günü olacakları bilmiş gibi Pazartesi gününe kaçan
Grammy Ödülleri akşamı sildi süpürdü diyebiliriz. Mini sezonunu bitirmek üzere
olan
The X-Files şaşaalı ödül
töreninin karşısında dimdik dururken,
Lucifer
da kendinden beklenen ortalamalarda sonuçlar almaya devam ediyor.
Gotham ile nasıl bir ikili olacaklarına
göre karar verilecek, o yüzden şimdilik susuyorum.
Telenovela hala kendisine seyirci bulamazken yenilenmesi soru
işareti olan
Castle da üzücü sonuçlar
almaya devam ediyor.
Eskiden Cuma günleri insanlar televizyon izlemez derdik,
kanallar da iptal edecekleri ya da sadece belli bir kitleye ulaşacağını
düşündüğü dizileri oraya sürerlerdi. Artık neredeyse Pazar ve Salı günleri de o
noktaya geldi diyebiliriz. The Muppets’ın
yenilenmesi halinde fani gözümüzle bir mucize gördük diyebiliriz artık. Fox
komedileri de yerlerde sürünüyor, özellikle güzelim The Grinder’ın artık pek şansı kalmadığını söyleyebiliriz. Agent Carter eğer stüdyoyla anlaşma
sağlanabilirse dolgu malzemesi olarak yeni sezonu kapabilir, hala inanıyorum.
Sonuçta Marvel’ın cinsiyetçilik konusunda lekeli bir konumu var ve dizi bunu
biraz temizlemesini sağlıyor. Öyle ya da böyle başka yollardan tüketilen,
eleştirmenlerin sevdiği ve Marvel Evreni’ni zenginleştiren bir halka. Birkaç
cümle daha yazarak kendimi daha da ikna etmeye çabalamayayım, dizi yenilensin
istiyorum ve biraz torpil geçiyor olabilirim. iZombie güzel bir iş, Veronica
Mars’ta aşık olduğumuz Rob Thomas tarzını şahane bir şekilde devam
ettiriyor. Ancak kanalın en büyük işi The
Flash ardından yayınlanıp bu kadar düşük sonuçlar alması hayra alamet
değil. Yine de kanalın diziyi yenileyeceğini ve gelecek sezon başka bir günde
deneyeceğini düşünüyorum. Çok yaşa The CW!
Perşembe gününün büyük şoku TGIT kuşağının dev çöküşüydü.
Abartıyorum gibi duracak ama, Shonda Rhimes dizilerinin seyirci tarafından bu denli reddedilişi
gerçekten dikkat çekici.
Scandal ve
How to Get Away with Murder tarihlerinin
en düşük sonuçlarını aldılar.
Grey’s
Anatomy yine iyi tutunmuş diyebiliriz, ama onda da düşüş var. Belli ki ABC’nin
verdiği uzun sezon arası dizilere yaramamış. Zaten seyirci bu sezonun
hikayelerinden şikayet ederken araya 3 ay girince geri dönmeye zahmet etmemiş
gibi gözüküyor. Gelecek sezon karakterlerin birbirlerinin dizisine konuk
olduğu, temponun asla düşmediği, ana kadrodan karakterlerin öldüğü gümbür
gümbür bir kurtarma harekatına hazır olunuz.
NBC’nin 2. sezon onayı verdiği
Shades of Blue ortalama bir şekilde
sezonuna devam ediyor. Jennifer Lopez’den daha fazlasını beklemek gerektiğini
düşünüyorum, ama kanal en azından akşam 22.00’de çökmeyen bir diziye kavuşmuş
oldu, belli ki ona da şükrediyor. CBS
Angel
From Hell’i aniden iptal edip yerine
2
Broke Girls’ü getirdi. Çok elle tutulur bir iyileşme olduğunu söyleyemeyiz.
Zaten o dizinin iptalinde başka işler var diye düşünüyorum, elbet o gün
gelecekti ama sezon ortasında apar topar yayından kaldırılacak kötülükte
sonuçlar da almıyordu doğrusu. Bakalım CBS kararından pişman olacak mı?
Önümüzdeki hafta yayınlanacak pek çok final sayesinde
reytingler daha yüksek olacaktır. The
X-Files, Agent Carter ve Superstore’a
veda ederken sezonun heyecanlı dönemlerine de giriyor olacağız. İptal ve
yenileme haberleri de ufaktan gelmeye başlar artık. Ne hoş!