Şaşıfelek Çıkmazı | Seda <3 Cesur
Oben Reggio
İlginçtir, imkansız aşklar temasını düşünürken aklıma gelen örneklerin hemen hepsi, bir erkeğin bir kadına duyduğu aşktı. Oysa diziler dünyasında bir kadının bir erkeğe duyduğu imkansız aşk örneği de var. Ve hatta bu aşk imkansız değil aslında olabildiğine imkanlı bir aşktı.
Şaşıfelek Çıkmazı'nda Seda ile Cesur, aynı avluya bakan iki ayrı evin, bir çocukları gibiydiler. Yanyana büyümüş, birbirlerini severek yetişmişlerdi. Seda hep Cesur'la evlenme hayali kurarken Cesur da onun hislerine karşılık veriyordu. Ama mahallenin delişmeni Cesur'un aklı gibi kalbi de deliydi, kanlıydı ve bu kalp çok çabuk kaydı Seda'nın kardeşi Ceyda'ya.
Seda'nın bunu kabullenmesi zor oldu, bir süre işi deliliğe vurdu. Kolay değildi aynı odada yaşadığı kardeşi Ceyda'nın; çocukluk aşkı, evleneceği adam Cesur'la beraber olduğunu görmek. Neyse ki Seda'nın karşısına Şafak çıkınca, Şafak da Seda'ya deliler gibi aşık olunca, Seda düşünmeden evlendi Şafak'la, aşkını kalbinde daha derinlere gömerek.
Her aşk gibi, imkansız aşkların da sonu olur. Gecenin bir vakti, Seda'nın Cesur'a olan aşkının filizlerinin atıldığı avlu… Seda tüm gün ortadan kaybolmuş, herkes meraktan deliye dönmüşken Seda bu avluya girer. Avluda Cesur tek başınadır. Seda Cesur'a gider ve kocasından önce Cesur'a hamile olduğunu ve hamile olduğuna sevindiğini söyler. Çünkü artık Cesur'un aşkından ölse bile onu gerçekten terk etmek zorundadır.
...Ve Seda ağlayarak sarılır Cesur'a “Hoşçakal aşkım” der. Doğacağı çocuğunun, aşkıyla arasındaki en büyük engel olacağını bilerek ailesinin yanına döner; onlara da bu güzel haberi vermek için...