Çilek Kokusu: "Kısa sahneler, uzun hayatlar!"

Kızım, lütfen büyü artık!
Sevilay Gürkan

Kızım, Çilek Kokusu'na bayıldı. Ben, Mahir Günşiray ve Laçin Ceylan sahneleri çoğalsın diye dua ederken yakaladım kendimi çünkü anlaşılan o ki Çarşamba akşamları Yusuf Çim ve Ekin Mert Daymaz izleyeceğiz, Demet Özdemir'i kıskanacağız. Bu nedenle hikâye yazarlarından biz yetişkinleri de düşünmesini rica ediyorum.

Benim için olaylar fazla ağır, sahneler fazla uzun, kurgu fazla yavaş ilerledi. Kızımın ise bu tür konularda bir şey fark ettiğini ya da umursadığını sanmıyorum. O, delikanlıların ceketlerine, saç stillerine, kızların elbiselerine baktı. İlk sahnedeki pastaya bayıldı. Onu ben de beğendim laf aramızda. İzlerken şunu da düşümdüm, kışlık diziler bizi çok mu alıştırdı, "Olay olay, daha büyük olay" meselesine? Her sahneye "yine bir şey olmadı" diye bakışım belki de bu yüzdendir.

Ayrıca aynı kanalda yayına çıkan Kiralık Aşk dizisiyle kıyaslarsam Çilek Kokusu çok daha zevkli ve zengin bir prodüksiyon sergiledi. Mekanlar, kostümler (nedense herkese en az bir kez pembe giydirmişlerdi, totem değil ise Kızılay dağıttı demektir) cıvıl cıvıldı. Ama bu hikayenin beni ekranda tutması mümkün değil. Çilek Kokusu biraz sipariş, biraz 13-16 yaş grubunu yaz sıcağında gün batmadan eve sokmak için planlanmış cin fikirli bir ebeveyn projesi gibi geldi, ne yalan söyleyeyim.

Emeği geçenlere teşekkür ederim. Yolu açık olsun...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER