Çilek Kokusu: "Kısa sahneler, uzun hayatlar!"

''Hayat bu, inanmaya değer!''
Sinem Ülbeği

Çilek kokan hayallerim, güneşli günlerim var diyerek başlangıcını yaptı Çilek Kokusu. Bilindik konuların lezzetini anımsatan tanıtımlarla çıkmıştı karşımıza. Sadece tanıdık romantik komedi unsurları kullanmaktan ziyade 'yakın zamanda' işlenmiş işlerle kıyaslandığı da oldu. Ancak ilk bölüm için hiç de fena olmayan bir keyif bıraktı içimizde..

Demet Özdemir ve Yusuf Çim ikilisini birlikte izlemeyi merakla bekliyordum aslında. Uyumlu oldukları kesin ancak Yusuf Çim'in mimiklerini bir tık 'kısması' gerektiğini düşünüyorum. Demet Özdemir'in doğallığı sahnelere canlılık katıyor ancak Yusuf Çim 'küstah ve soğuk adam' ve 'iplemez kötü çocuk' imajı arasında gelgit yaşıyor. Sahnelerin temposu ise birazcık yavaş gibi. Diyalogların gereksiz olarak tekrarlanması ve iki ana karakterin hayat akışlarını paralel olarak gösterme ihtiyacının sıklığı bir nebze sırıtıyor. Ekin Mert Daymaz'ın karakteri ise, hani ne derler, yaşıyor.. Babasıyla olan ilişkisini ve geçmişte yaşadığı aşkın travmasını merak ediyor insan. Şayet Burak da soğuk ve umursamaz bir adam olacaksa o rotada ilerlemeli. Böylece tıpkı taksi sahnesinde olduğu gibi bir anlık gülümsemesinin kıymeti katlanarak çoğalır.

Yine de kalabalıkları en çok heyecanlandıran şeylerden birinin sıcak ve romantizm yüklü hikayeler olduğunu biliyoruz. Bu hikayeler bir yüz yıl daha anlatılsa, ömrüm oldukça izlerim. Bir hikaye biçimine hayranlığın en karanlık yüzü bu olsa gerek. Yeni bölümün çok daha enerjik ve rayına oturmuş biçimde ilerleyeceğine inanıyorum.

Böyle tatlı hikayelerin yolunun her daim açık, reytinginin yüksek olmasını diliyorum..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER