-- Dikkat! Spoiler içerir --
İtiraf etmeliyim ki diziyi izlemeye “bazı şeyleri hiç
ellemeseler” fikri ile başladım. Çünkü 1995 yapımı 12 Maymun filmi ve etkisi hala aklımda. Ancak uyarlaması pilot bölüm ile gönlümü çaldı. Bunun nedeni ise yine konusu: Paradokslar,
zaman yolculukları, geleceği ve geçmişi değiştirme ihtimali ve tüm bunlar
arasında kaçınılmaz tesadüfler, ne yaparsan yap değişmeyecek şeyler…
Ölümcül bir virüs tüm dünyayı tehdit etmektedir.
2019'da, 7 milyar kişinin ölümüne neden olan bu virüs, 2043'te dünya nüfusunun
yalnızca %1'ini hayatta bırakmıştır. Bu virüsün etkilerinden korunabilmek
için insanlar yer altında koloniler kurarak yaşamaya başlar.
İlkgörüşte aşk,ilk mermi ile başlar.
Bu virüsün üstesinden gelebilmek için mahkûmlardan
James Cole, zaman makinesiyle geçmişe gönderilir. Virüsü yaratan ve salgını
başlatan bilim insanlarını geçmişte durdurması için. Yanlışlıkla 2013 yılına
gönderilen Cole, Dr. Cassandra Railly ile tanışır ve ikisinin de hayatları
ummadıkları bir şekilde değişir.
Dizi, her ne kadar filmden uyarlama olsa da, filmi
izlememişseniz de hikayeyi takip edebileceğimiz bir şekilde uyarlanmış.
Ancak filmi izlediyseniz ve o filme hayranlığınız
büyük ise bu diziyi sevmemeniz muhtemel. Çünkü dizi, filmin ana temalarını,
karakterlerin özelliklerini ve rollerini ve hatta filmin temel mantığını bile
değiştirmiş denilebilir.
Takım çalışması için aşk olmazsa olmazdır.
Filmde Railly karakteri akıl hastanesinde bir doktor
iken, dizide virüs ve salgınlar üzerinde çalışan sıradan bir doktor. Gelecekteki yetkililer,
içerisinde Cole’un adının da geçtiği Railly'nin sesli mesajını buluyor. Bu şekilde
Cole’u geçmişe Railly’e ulaşması için geri gönderiyorlar.
Dizi zaman yolculuğu sırasında gelişen yanlış zaman
atlamaları ve bunların yarattığı tesadüfler ile başladı. Örneğin Cole’un 2043’ten 2015’e
ışınlanması gerekirken 2006’da Kuzey Kore’ye ışınlanması ve bu yanlışlığın
doğurduğu sonuçların Railly ve Cole’u 2015’te götürdüğü yerleri görmek gibi.
İlk bölümden anladığım senaryo üzerinde gerçekten iyi çalışılmış ve bizi
şaşırtmaya devam edecekler gibi.
Karşılaştırma yaparsam, çarpılırım diye korkuyorum.
Cole karakterine hayat veren Aaron Stanford ('Nikita,' 'X-Men: The Last Stand,' 'X2')
ilginç bir şekilde diziyi takip etme isteği uyandırdı. Bruce Wills etkisi
yaratmasa da bu diziye devam edeceksem sanırım Stanford’un oyunculuğu nedeni
ile olabilir. Cassandra Railly’yi canlandıran Amanda Schull ('Suits,' 'Pretty Little Liars')’a
ısınamadım ama henüz çok erken. Biraz daha şans verilebilir.
Pilot bölümün en başarılı performansı ise Zeljko
Ivanek’e (Leonard Frost karakteri) ait diye düşünüyorum. Hırslı ve karanlık planları olan bir bilim insanını kısacık sahnelerinde çok iyi yansıtmış. Umarım flashbacklerle
kendisini daha çok görürüz.
Pilot bölümde bazı noktaları ise yadırgadım. Örneğin
Railly’nin Cole’un dediklerine hemen inanması ve güvenmesi. Gecenin bir yarısı
bir adam sizi kaçırıyor ve “ben 2043’ten geliyorum” diyor. Bir-iki numara
sergiliyor ve siz koşulsuz buna inanıp güveniyorsunuz. Özel efektlerini
başarılı bulmadım. Zaman yolculuğunu başlatan makine ve ışınlanma sırasındaki
efektleri 2015’te zaman yolculuğunu konu alan bir dizi için fazlasıyla basit
geldi. Filmin bel kemiği olan “salgını kim başlattı” sorusunun cevabı ve başka
pek çok bilgi dizide pat diye önümüze dökülüverdi. Bu nedenle diziyi devam
ettirecek unsurlar ve sürprizler neler olacak merak ediyorum.
Tüm bunların dışında bu diziyi neden izlerim? İnsanın Tanrı rolüne bürünüp kaderi değiştirmeye çalışması aslında en baştan yazılı olan kaderin başlaması için tuşa basması demektir. En büyük paradoks bu işte. Bu paradoksun çözümlenmeye çalışıldığı hikayeleri pek hoşuma gider.
Tavsiyem diziyi filmle
karşılaştırmadan izlemeniz. Ancak o zaman yeni kurgunun sizi şaşırtmasına izin
verebiliyorsunuz.
12 Monkeys/12 Maymun Syfy kanalı tarafından
yayınlanıyor.