Vatanım Sensin: Ya kahraman olursun ya da vatan haini
28 Ekim 2016
Ya kahraman olursun ya da mağlup
Ilgaz Gökırmaklı
Eğer siz de benim gibi aşk ve polisiye konulu dizilerin dört bir yanımızı sardığı ekranlarda dönem dizisi izlemeye hasret kaldıysanız; Halit Ergenç, Bergüzar Korel ve Onur Saylak üçlüsünün buluştuğu, Vatanım Sensin adı ile karşınıza gelen diziyi izlemek için can atarsınız.
Merakla beklediğim Vatanım Sensin'in ilk bölümü yüksek tempolu sahneler ile başlayıp; etkileyici bir son ile finale yürüdü. Ancak ne olduysa başlangıç ve final sahneleri arasındaki orta sekansta oldu. Öncelikle, ilk yirmi dakikanın sonunda bir aksiyon beklemekten gerilmiş halde buldum kendimi. Ne zaman ki küçük Niko vuruldu, Cevdet yaralandı, ben de rahatladım. En azından karakterleri harekete geçirecek bir şey olmuştu. Tabii rahatlamanın bu kadar uzun sürmesini de beklemiyordum. Zira dizinin büyük bir kısmında “Cevdet’in gelişine hazırlık yapıyoruz.” duygusu çok yoğundu. Finale kadar Cevdet’i göremeyeceğimiz duygusu o kadar baskın verildi ki, izlerken kendimizi bıraktık. İlk bir saat içinde sonsuz bir boşluk vardı. İşte bu nedenle dürüst olmaya çalışıp, sordum: “Bergüzar Korel, Halit Ergenç ve Onur Saylak olmasaydı bu sıkıcı orta sekansa dayanabilir miydim?” Sanırım, cevabım hayır olacaktı.
Neyse ki araya giren bir imkansız aşkımız oldu. Üvey kardeşlerin aşk hikayesi beni rahatsız etmedi ancak şaşırttı. Bu yola girmenin gereği var mıydı, ilerleyen bölümlerde anlayacağız. Ancak çaresizce Yunanların gelmesini beklediğimiz dakikalarda güzel bir soluk oldu diyebilirim. Kardeşler arasındaki zıtlık da kendini izlettirecek gibi görünüyor. O dönemin iki farklı tutumunu vatansever cesur Hilal ile yakışıklı subay sevdalısı Yıldız üzerinden izleyeceğiz. Bundan sonrası için bol bol hikaye kapısı açılacak belli. Ancak tarihi bir dönem dizisi izlediğimi varsayarak, Hasan Tahsin ve ilk kurşunun daha kapsamlı işlenmesini beklerdim. En azından son sahnede at arabasından inen Cevdet’in yaklaşık beş dakika boyunca yürümesini seyretmekten çok daha iyi olurdu.
Vatanım Sensin, zaten merakla beklenen bir projeydi. Zaten birçoğumuz ekran başına oyuncu referansları ile oturduk. Hikayede aşk, savaş, zıtlık, ihanet ne ararsan var. İlk bölümde de izleyiciyi yakalayıp derdini anlatmaya ikna edebileceği iki sahne vardı. İlki Cevdet ve Azize’nin hamam sahnesi... O sahnedeki Azize, Bergüzar Korel’in bu role nasıl yakıştığının en büyük kanıtı oldu. İkinci ise, merakla beklediğimiz final sahnesi. Öyle bir an düşünün ki, öldü sandığınız asker kocanız yıllar sonra geliyor. Ve öldüğünü sandığınız asker kocanız, düşman asker üniformaları ile oğlunuzu vurmak üzere. Böyle etkileyici bir sahne ve tabii ki Azize’nin yürek yakan “Ali Kemal!” feryadı beni yakaladı mı? Evet.
Bu etkileyici final ve merak uyandıran fragman koca bir bölümün çok fazla uzadığını ve hatta yer yer sıktığı gerçeğini değiştiriyor mu? Hayır. Peki, gelecek hafta, Vatanım Sensin izler miyim? Evet! Hatta Cevdet-Azize-Tevfik odaklı hikayelerin hepsini gözümü bile kırpmadan izlerim. Ancak tabiri caizse elde böyle fıstık gibi bir kadro varken, hem de izleyici izlemek için can atıyorken en azından saate bakıp sıkılmadan bölüm sonunu getirmek isterim. Kostümler, mekanlar ve tabii ki müzikler beklediğim gibi başarılıydı. Darısı ikinci bölümdeki boşlukların başına.
Tüm ekibin emeklerine sağlık. Şansı bol, reytingi yüksek olsun.