Vatanım kim?
Merve Yıldırım
Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Onur Saylak… Rüya gibi cast.
Vatanım Sensin, her şeyden öte bu üç isimle kalbimi çaldı, beni ekran başına
çekti.
Halit Ergenç ve Bergüzar Korel’i yeniden partner olarak
görmek muazzam bir tercih olmuş. Bireysel olarak da oyunculuk gücü yüksek, çok sevdiğim Ergenç ve Korel'i birlikte izlemek gerçekten büyük keyif. Daha ilk sahnelerinde tutkulu bir kavuşma
izlememiz, kalbimizin ateş alması hep onların aşklarının gerçekliğinden.
Bakışları gerçek, hüzünleri gerçek. Cevdet ve Azize’nin aşkına da, gelecek
bölümlerde izleyeceğimiz hüznüne de varım.
“Vatanım da vatanım!” diyen Cevdet’in dönüşünün etkilerini, ailesiyle bağlarını, Azize’yle kavuşabilme çilesini ve elbette ki
Tevfik’le karşı karşıya kalmasını izleyecek olmak beni çok heyecanlandırıyor.
Ama 7 yıllık bir zaman atlamasından sonra geldiğimiz nokta konusunda konuşacak
çok şey var.
Muazzam bir açılış yapan Vatanım Sensin, yine aynı muazzamlıktaki final
sahnesine doğru ilerlerken bulunduğu çemberin etrafında döndü durdu. Yerli
dizi, yersiz uzun; zaman doldurmak gerek ama o zaman doğru yerde mi doldu pek
emin değilim. Madem zaman doldurmamız gerekli, 7 yıl önceki kısımda biraz daha
vakit geçiremez miydik? Müthiş bir hazla ekran başında otururken sıkıldım,
başka şeylerle ilgilendim, arada Tevfik’i gördükçe mutlu oldum. O kadar.
Çocuklar büyüyünce dertleri de hikayeleri de büyüdü. Ali
Kemal’in Cevdet ve Azize’nin biyolojik oğlu olmaması çok güzel bir detaydı,
üzerine neler neler yazılırdı. Ama ne yazılmış? “Kardeş olarak büyüyen iki
karakter arasında cinsel gerilim.” Senaryo tercihidir, vardır bir bildikleri.
Ama ben bunun ilk bölümden, hele de böyle bir hikayede gözüme sokulmasını
sevmedim.
Tıpkı dublajları sevmediğim gibi. Ben dublaj duyunca kaçmak
istiyorum, kulaklarımı tıkamak istiyorum. Oysa ne güzel müzikleriniz vardı,
ruhumu dinlendiren. Kulaklarımda sadece onlar yankılansaydı keşke…
Hamam sahneniz vardı, Azize'ye tüm kalbimizle inanmamızı sağlayan; Ali Kemal'in acıklı hikayesi vardı, yüreğimizi acıtan; Şebnem Hassanisoughi vardı, bakışlarına sürprizlerini gizleyen; vardı da vardı yani. Sevdiğim çok detay vardı, keşke ilk bölüm bu detaylarla yoğrulsaydı.
Ben en çok Tevfik’i sevdim.
Silah arkadaşının eşine aşık, silah arkadaşını düşünmeden
çekip vuran Tevfik; beni inanılmaz heyecanlandırdı. Onur Saylak, yine muazzam
bir ‘kötülük’ içinde. Üzerine öyle bir oturmuş ki Tevfik, hiç çıkarmasın
istiyorum karakterini.
Bıkmadan, usanmadan söyleyeceğim; Onur Saylak, bu sektörün
başına gelen en güzel şeylerden biri. Bir karaktere de bürünemese, bir sahnede
de düşse ama yok illa kirpiklerine kadar oynayacak! Tevfik yıkar buraları, keşke
Onur Saylak’ın kıymeti daha çok bilinse.
Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Onur Saylak üçgeninde dönecek
hikaye için oldukça heyecanlıyım; üçü de karakterleriyle kalbime sızdı. Halit
Ergenç’in sesini, duruşunu, bakışını; Bergüzar Korel’in naif isyanını
seviyorum. Umarım ilk bölümde beni rahatsız eden şeyler çözülür, sahneler akar,
her şey çok güzel olur. Ben de keyifle Vatanım Sensin’i izlerim.
Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık… Yolu uzun, şansı bol olsun…
Yazı devam ediyor...