Game of Thrones: Hayat bir yakut kolyedir, taşımasını bilene...

Game of Thrones: Hayat bir yakut kolyedir, taşımasını bilene...
Nihayet alışık olduğumuz gibi bütün dünyada kopardığı dev iletişim fırtınasının ardından, Obama Reyiz'den sonra Game Of Thrones'in 6. sezonunun The Red Woman adlı ilk bölümünü bu sabah 07:00'de, yani Amerika'dan yaklaşık iki saat sonra Digiturk'te izledik. Bölüm bu gece dublaj seçeneği eklenmiş halde saat 23:00'da Dizimax Sci-Fi'da olacak. Sezon süresince diziyi Pazartesi sabahları "Dilediğin Zaman Dilediğin Yerde" üzerinden sansürsüz, aynı gece de Sci-Fi'den izleyebilirsiniz.

The Red Woman adındaki sezonun ilk bölümünü GoT seyircisine hiç yabancı olmayan yönetmen Jeremy Podeswa çekti. Podeswa haftaya izleyeceğimiz "Home" adlı bölümle birlikte bu sezon toplamda iki bölüm çekmiş olacak. Diğer bölümleri ise Daniel Sackheim (3, 4), Jack Bender (5, 6), Mark Mylod (7, 8) ve  Miguel Sapochnik (9-10) çekti. Bakalım bölümün ve tüm sezon izlenme oranları rekora yürüyebilecek mi? O bilgileri de net olarak yarın öğrenir, yayınlarız.

Arkadaşlar^^

Tipik bir GoT sezon açılışı izledik aslında. Kelimenin tam anlamıyla "nerede kalmıştık" ve "neler olacak" sorularına minik cevaplar veren, beklemenin getirdiği gerginlik dışında sıkı bir tansiyon taşımayan, ancak bana göre ilk sezonlardan izlemeye alışkın olduğumuz "sert" virajları göreceğimizi de resmen vaad eden bir açılıştı. Biz bölümü arkadaşlarla topluca Digiturk binasında izledik. Bazı sahneleri izlemeden 10 dakka önce birbirimizi dürtüp, "şimdi şu olacak" dediğimiz de doğrudur; izleyeni avlamak için yazar ekibinin kurduğu "anladım çünkü çok zekiyim ve bu dizi tam bana göre" tuzaklarına düşerek. Lakin açık söylemek gerekirse bölümü hikaye akışıyla ile gönenmekten ziyade, adamların "mikemmel" prodüksiyon kabiliyetlerine hayıflanarak izledim. Neredeyse tamamı gerçek mekanlarda çekilen dizi tam bir prodüksiyon şahikası. Jenerikten itibaren.. Kesin bilgi!

Bölüme gelirsek; aksiyon meraklılarına "elde var üç ölü, sıfır cenaze" diye özetleyebilirim. Hikaye meraklıları için ise bölüme de adını veren Red Woman ile finale yürümek oldukça duygusal ip uçları taşıyacaktır. Final sekansı artık gençliği, ölümsüzlüğü ve dahi sihri bir yük gibi taşıyan dev karizma Melisandre'nin, bu sezon boyunca önce kendiyle sonra her şey ile en sertinden yüzleşmeler/ hesaplaşmalar yaşayacağını hissettirdi. Arya'nın yine "çekirge" sürecine girmesi, Sansa'nın makus kaderi üzerine oynanacak bahislerin yeniden açılması değil de, Cersei'nin düştüğü yerden hızla kalkıp oyuna dahil olacak gücü "masumiyete yeniden can verme" arzusundan almaya yelteneceğinin ipucunu görmek beni daha çok heyecanlandırdı. Ancak 48 dakika bölüm izleyip hiç Ejderha görmemek kırıcıydı. Son söz olarak; kitapları okumadan seriyi izleyenlerdenim o sebeple hiçbir ölüm beni bozmuyor demek isterim.

Su gibi akıp gidecek 10 haftalık koşu başladı. Umarım herkes için iyi bir sezon olur.

Böyle işte..
R.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER