Bu
nedenle ihtiyacınız olmadığı halde, tutkunuz yüzünden almayı düşündüğünüz her
ayakkabıyı almadan önce düşünün:
Çocukluğumuzun
en masum düşüdür bir çift yeni ayakkabı. Ayağı üşüyen bir çocuğun yüreğini
ısıtamazsınız. Elleri kalem tutamaz ayakları üşürken, düş kuramaz.
Çocuklarına
bir çift ayakkabı alamayacak durumda olan anne babanın çaresizliği yıkıcıdır.
Şımarıkça
“Aynı ayakkabının üç rengini birden aldım” demek yerine, bir ayakkabı alıp
hediye edin ihtiyacı olan bir çocuğa. “Ayakları sıcacıkken kurduğu düşlerin
parçası oldum o minicik kalbin” deyin. Annesinin de ısınsın yüreği yavrusunun ayaklarıyla
birlikte.
Ve
düşünün;
Eşinizle, sevgilinizle sarılıp yatarken
birbirine dolanan ayaklarınızı… Piknik yaparken çıplak ayaklarınızla bastığınız
çimenlerin ayaklarınızı okşayışını… Deniz kenarında, gün batımında yürürken
ayaklarınızın kumların üzerinde bıraktığı izleri… Çocuklarınız koynunuzda
uyurken, size dokunan tombiş ayaklarını öperken duyduğunuz mutluluğu… Düşünün;
Belki de en iyi ayakkabı giyilmemiş olandır,
ne dersiniz?