Pratik bir adam. Sahne çekerken uzun uzadıya oyalanmıyor. Fazla tekrar sevmiyor. Çalıştıkları evin, heybeti ve hikayeye yakışan görüntüsü dışında çekim yapmak için elverişsiz olduğundan bahsediyor. Aynalardan kaçmak için açı cambazlığı yapmak zorunda kaldıklarını anlatıyor. Yazarın özgürce kağıda döktüğü sahnelerin, sahada gerçekleşirken yaşattığı sıkıntılardan da bahsediyoruz.

Ziyaretçi olduğum bölümü, yani 10. bölüme yazılan Haluk'un araba kazası sahnesini milyonluk arabayı pert etmeden hatta kılına zarar getirmeden kaza sahnesini nasıl kotaracaklarını konuşuyorlardı mesela... Neticeyi sette öğrenemedim; bölümü izleyince buldukları çözümü gördüm ben de sizinle birlikte... Unutmadan söylemem gerekir ki Sadullah Hoca sette gergin bir yönetmen de değil. Çok bağıranlardan hiç değil. Sakin ve huzurlu göründü gözüme... Tatlı sohbeti ve setin kapılarını açtığı için yeri gelmişken ayrıca teşekkür etmeliyim.