Güneşin Kızları set ziyareti ikinci bölüm: Nerede kalmıştık?

Haluk, kazadan sonra ilk kez bütün ailesi etrafındayken meşrebince özür dileyecek. Tam bu sahne çekilmeden önce monitörün yanında yerimi alıyorum. Bütün oyuncular sahnede. Uzun ve zor bir sahne olacak. Emre Kınay'ın Haluk performansına herkes gibi ben de hastayım. Daha önce Güneşi Beklerken setinde de tanışıp sohbet etmiştik. Bu sefer o beni hatırlamıyor, ben de (Malumunuz üzere çekingenimdir.) kendimi hatırlatmıyorum. Monitör yanında oturan kıdemli misafir selamlaşması yaşıyoruz.

Sahneye girmeden önce gençlerle gerçek bir ağabey ilişkisi kurduğuna şahit oluyorum. Onu gençlerle yan yana izlerken Tolga Sarıtaş ile "tokat" sohbetimizi hatırlıyorum. Sahneyi izlerken "Emre Kınay tokatı gerçekten attı mı?" diye sordum da, "Elbette atmadı ama ramak kaldı." diye başlayarak Kınay'ın özellikle Ali sahnelerinde nasıl rehberlik ettiğini ve destek attığını uzun uzun konuşmuştuk. Emre Kınay çok deneyimli olmanın hiçbir olumsuz enerjisini sete taşımıyor belli ki. En azından gözlemlediğim anlarda durum böyleydi.

Bu sahne hakkında size bir not söyleyeyim: Emre Kınay sahneyi birkaç tekrar çekti. Çünkü Haluk'un konuşurken gözlerinin dolduğu ve dolmadığı iki farklı şeklini almak istedi Sadullah Hoca. O esnada gerçek bir oyuncunun şıp diye nasıl ağladığına (üstelik müdahalesiz), sahne konsantrasyonu ne demektir; nasıl karaktere girilir konularında bir usta performansa bir kere daha şahit olup mesleğe aşkım kabardı.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER