Armando Iannucci & Nikki Amuka-Bird (Rav Mulcair)
• Armando, gelecekte uzayda yolcu gemisi fikri nereden çıktı?
AI: Bilim kurgu hikayesiyle ilgileniyordum, ama parodi veya
skeç tarzı değil, gerçek bir şey yapmak istiyordum. Bilim kurgu gerçeklik
katıyor, ya geleceğe gitmişler ve bulunacağımız durum doğru bir şekilde tarif
ediliyor, veya bir tek şeyi ele alıp onu geliştiriyorlar ama diğer her şey aynı
kalıyor. Aynı zamanda yaratıcı olarak toplu hareketler ve kalabalığın
çılgınlığı ve şu anda siyasi ve uluslararası alanda olan çılgınlıklar beni
hayrete düşürüyor. Yaklaşan kaosu ve felaketi bir şekilde yansıtmak istedim.
Bunun için büyük bir topluluk gerekiyordu, tam olarak söylediği kişi olmayan,
ama her an her şeyi yapabilecek 5000 kişi üzerinde gizli kontrolü olan biri.
Stresli bir ortam.
• Bu dizinin önceki işlerinizden farkı ne?
AI: Bir işi bitirdiğimde, bir sonraki işimin daha öncekinden
farklı olmasını istiyorum. Eminim insanlar uzayda geçen bir Veep beklentisinde,
ama yazarken bunu yapmamaya çalıştık, çok fazla hakaret yok. Veep günü
atlatmaya çalışan insanları konu alıyordu, bu ise hayatını veya en azından
önümüzdeki üç yılı atlatmaya çalışan insanları anlatıyor. Veep ortalığı
karıştırmaya yönelikti, bu dizi herkesi yatıştırmaya çalışıyor. Bunu izleyen Veep
hayranları olacaktır, ama umarım siyasi komedi izlemek istemediği için Veep’i
izlemeyen insanlara da hitap edecek. Çünkü sonuçta insan davranışını anlatıyor.
Kriz sırasındaki insan davranışı.
• Nikki, seni Armando’yla çalışmaya cezbeden ne oldu?
NAB: Onunla The Personal History of David Copperfield’da
çalıştım, ama uzun zamandır yaptıklarını takip ediyorum. Daha önce pek komedide
rol almadığım için Armando’dan telefon beklemiyordum. Menajerime “Komik
olabilir mi?” diye sorduğunda yaptığım tüm işleri karıştırıp “İşte komik bir
şey, hemen gönder” dediğimi hatırlıyorum. Kendimi komediye pek yatkın
görmüyorum, ama Armando’yla çalışmanın güzelliği de bu, benden bu beklenmiyor.
Duruma uygun davranmanı, ne keşfedebildiğini görmeni, serbest ve doğal olmanı istiyor.
Daha önce çok fazla bilim kurgu çektim ve onlarda oynamanın belli bir yolu
varmış gibi geliyor, ama bu çok özgürleştirici.
• Avenue 5’te özgürleştirici bulduğun özellikle ne var?
NAB: Bir tiyatro kumpanyası gibi. Hepimiz prova için bir odada
toplanıp sahnelerle denemeler yapıyoruz. Farklı geçmişleri olan farklı insanlar
var. Kimisi doğaçlama komedi, kimisi dram yapmış. Bir şeyler keşfediyorsunuz ve
Armando her zaman yazar grubunu orada bulunduruyor ve ince ayar yapıyorlar.
Daha önce hiç karakterlerin süreç sırasında geliştiği ve desteklendiğiniz bir
projede çalışmamıştım. Bu gerçekten çok umut verici ve dikkatinizi vermenizi
sağlıyor, çünkü yaratıcı olmak zorundasınız.
AI: Bu neden daha çok yapılmıyor bilmem. Oyunculara daha erken
ödeme yapmaya başlamak dışında, sadece bir oda oluyor. Böyle yapılmadığında
provalar sette yapılıyor ve 500 kişi oluyor, bir sürü ekipman kiralanıyor ve
herkes saatine bakıyor. Bir kilisede veya ofiste iki hafta prova yapmayı tercih
ederim. Bunu her bölümde yapmaya çalıştık.
• Bize karakterin Rav Mulclair’i anlatır mısın?
NAB: Rav, Judd Uzay Şirketi’nde görev kontrol başkanı. Her
konuda haklı çıkmayı ve her durum için plan yapmayı seven tam bir kontrol
delisi. Onunla bir kazanın olduğu sırada taşınıyoruz, hiç hazırlıklı olmadığı
tek durum bu. Sonunda baskı arttığında, bununla nasıl başa çıkacağını pek
bilemiyor. Bu aslında gücü ve yetkili kişi olmanın insani yönünü ilginç bir
şekilde anlatıyor.
AI: İnsanların kriz anında nasıl tepki vereceği hiç belli
olmaz. Başıma gelene kadar ben de gerçek krizde nasıl davranacağımı bilemem.
Sezon sonuna kadar bir şekilde davranmasını bekleyeceğiniz insanlar tam aksi
şekilde davranmış olacak.
• Rav’in çekmeyi en sevdiğin sahneleri hangileri?
NAB: En sevdiklerim kimsenin göremediği, özel anları. Rav
“yardım edin” der gibi ve itidalini kaybediyor. Daha önce bir sürü güçlü kadını
canlandırdım, ama her güçlü insanın altında başka bir şey olur. Bir bölümde
cenin pozisyonunda yatıyor, sonra birileri geliyor ve “Evet” diyor. İnsanların
stres altındayken hissettiği şeyleri ortaya koymuş oluyor. Kendine sürekli
“Bunu yaparsın” diyor, halledeceğini söylüyor, ama kendine gerçeği itiraf
edemeyen birini izlemek çok komik. Eğer itiraf ederse, tamamen pes edip kaçması
gerekir. Dizi ilerledikçe uğraşmak zorunda kaldığı şeyler giderek daha komik
hale geliyor, çünkü sorulara cevap verecek tek kişi olarak kalıyor.
AI: Senaryoya koyacak vaktimiz kalmadığı için çıkardığımız bir
hikaye var. Rav evine gidiyor ve ilk birkaç gün (gemide olanlardan) ailesine
söz etmiyor. Tabii sonra her şey haberlerde ortaya çıkıyor ve “Biz bunu zaten
öğrenmeyecek miydik?” diyorlar. Geminin mahsur kaldığını kimseye itiraf etmeye
dili varmıyor.
• Armando, bu abartılı karakterleri nasıl buluyorsun ve
oyuncuları nasıl seçiyorsun?
AI: Oyuncu seçimini erkenden yapmayı severim. Kimin
oynayacağını bilince, o insana göre yazıyorum. “Bu karakterde şu şu özellikler
olmalı” demiyorum. Rebecca Front gibi tekrar birlikte çalışmak isteyeceğim
oyuncular olduğunu biliyordum. Karşılıklı oturup (veya yurt dışındalarsa
Skype’la) karakterlerini ve düşündükleri şeyleri konuşuyoruz. Mesela Zach
Woods, karakteri Matt’in herkese karşı saygısız olmasını değil, dürüstlüğün işe
yaramadığı durumlarda bile dürüst olarak yardımcı olmaya çalışmasını istemişti.
• Hugh Laurie’yi kaptan rolü için mükemmel kılan nedir?
AI: Şu var, Amerika’da onu otoriter biri olarak tanıyorlar,
İngiltere’de ise biz onu harika bir komedi sanatçısı olarak tanıyoruz. Bu ikisi
birleşiyor. Hugh en başlarda kadroya dahil oldu. Otoriter görünen bir karakter,
ama içten içe “Ne yaptığımı bilmiyorum” diyen afallamış bir İngiliz, bu iki
karakteri dengelemek zorunda.
• Oyuncuları konfor alanlarının dışına çıkmaya zorlamak ne
kadar önemliydi?
AI: Herkes biraz batıyor veya çıkıyor. Benzer bir şekilde ben
de yine siyasi bir komedi yapmayarak kendimi konfor alanımdan çıkarmak istedim.
NAB: Armando seni sessizce konfor alanından çıkarıp kendin
hakkında bir şey keşfedeceğin şaşırtıcı bir yere getirme konusunda çok
başarılı. “Bundan sonra ne yapacağımı bilmiyorum” derken Armando’nun kamera
kaydına devam etmesi, yaratıcılık açısından çok iyi.
AI: İşin içinde bir sürü insan olunca, kameralar sürekli
konuşan insanda olmuyor. Tepkilerini de çekiyor. Bazen en komik şey, bir şey
söylenirken birinin yüzündeki ifade olabiliyor. Kameralar sürekli dolaştı,
böylece (oyuncular) nereye oynadıklarını bilmiyorlardı. Dört tanesi sürekli
hareket halinde, bu yüzden kameralardan kaçışları yok!