Super Bowl
malumunuz ABD’nin en büyük spor ve televizyon olayı. Benim için ise stüdyoların
en büyük içeriklerinin, en dudak uçuklatıcı fragmanlarını milyon dolarlar
ödeyerek seyirciye sunduğu bir gece. Bu seneki Superbowl yayını sırasında Avengers: Infinity War, Jurassic World
Fallen Kingdom ve Solo: A Star Wars
Story fragmanları görücüye çıktı. İyiydi, hoştu ama bir fragman vardı ki
yukarıda verdiğim tanıma uyuyor, dudak uçuklatıyordu: Mission:Impossible Fallout. Alışılageldik “Imagine Dragons bir
fragmanda da çalmasın kardeşim ya, kustuk artık,” çığlığımı bile atmadım, siz
düşünün.
İstanbul Film
Akademi’den İlker Canikligil’in Tweet’iyle duruma uyandım. Bu fragmanı bir Türk
kesmişti. Üstelik deli gibi fragman izleyen, çok beğendiğini aynı gün içinde en
az 20 kere döndüren ben bugüne kadar onları kimin yaptığını merak bile
etmemiştim, ne ayıp!
Derhal Ahmet
Atalay’la irtibata geçtim. Ne mutlu ki, o da röportaj isteğimi kabul etti.
Verdiği şahane cevaplara geçmeden size kısaca kendisinden bahsedeyim.
39 yaşındaki
Atalay, Bilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümü mezunu. 2002’de Miramax’te
staj yapmak üzere ABD’ye gitmiş, yüksek lisansını tamamladıktan sonra da Los
Angeles’a yerleşmiş. Uzun yıllardır kariyerine The Antfarm şirketinde editör
olarak devam ediyor. Pek çok ödülü ve adaylıkları olan Ahmet Atalay’ın
portföyünde sinema filmleri ve video oyunları ağırlıkta. Göze çarpanları
hızlıca sıralarsak: The Jungle Book, Transformers,
Iron Man, Cloverfield, Far Cry 4, Assassin’s Creed: Black Flag, Call of Duty: Modern
Warfare 2, Destiny… Anlayacağınız hepsi devasa içerikler, stüdyoya milyon
dolarlar kazandırsın diye pazarlamasına deli gibi para dökülen işler.
● Biraz fragman kesme sürecinden bahsedelim.
Dilerseniz son işiniz Mission:Impossible Fallout üzerinden
gidelim. Yapımcı size elbette ki yönlendirme veriyordur, ancak hangi anların
fragmanda yer alacağına da onlar mı karar veriyor? Yoksa size bol miktarda
malzeme veriliyor ve siz çalışmanızı stüdyoya kabul ettirmeye mi
çalışıyorsunuz? Örneğin, Imagine Dragons şarkısıyla Mission:Impossible tema müziğini birleştirmek sizin fikriniz miydi,
stüdyonun talebi mi?
Büyük film stüdyolarının
pazarlama departmanları genel anlamda nasıl bir fragman istediklerini
belirtiyorlar. Aynı zamanda ellerinde filmin çekilmiş sahneleri, bazen tamamı,
bazen bir kısmı, yapım aşamasındaki özel efektleri ve buna benzer materyalleri
elimize ulaştırıyorlar. Ben ilk versiyonu çoğunlukla kendi insiyatifimi
kullanarak montajlıyorum ve kendi içimizde bir ekip ile elimizdeki fragmanı
gözden geçirdikten sonra stüdyoya gönderiyoruz. Stüdyonun ilk versiyonu kabul
edip yayın verdiği neredeyse hiç görülmemiştir veya çok çok ender olabilecek
bir durumdur. Stüdyonun istediği değişiklikler, sahne seçimleri ve benzeri çalışmalar
birkaç ay sürebilir. 40, hatta bazen 100 farklı versiyon yapılabiliyor.
Imagine
Dragons şarkısı bizim müzik departmanımız tarafından önerilen yüzlerce şarkıdan
biriydi. Bu şarkıyı kullanma kararı ve Mission:Impossible
teması ile birleştirme fikri benimdi. Şansımız yaver gitti ve stüdyo hem
şarkıyı, hem de iki şarkının birleştirilmiş halini çok beğendi. Birçok
fragmanda stüdyonun ilk versiyonda kullanılan müzikleri beğenmeyip yeni müzik
denemek istemesi kaçınılmazdır. Şanslıyız ki bu filmde bu tarz sorunlar
yaşanmadı.
● Çalışmalarınıza baktığımda genelde aksiyon
filmi fragmanları kestiğinizi gördüm. Bu, sizin özel bir tercihiniz mi? En çok
hangi film türünü satarken fragmanın önemli olduğunu düşünüyorsunuz?
Evet, aksiyon
ve korku filmlerinin fragmanlarında çalışmak benim tercihim. Ben genelde
izlemeyi sevdiğim türde filmlere fragman kesmeyi tercih ediyorum. Bana da zaten
özellikle bu tarz filmler için geliyorlar. Komedi, romantik komedi ve benzeri
filmlerde de çalışmışlığım var; fakat benim bu piyasada asıl isim yaptığım tür
aksiyon ve korku.
Her türlü
filmin tanıtımında fragmanın öneminin büyük olduğunu düşünüyorum. Sebebi de,
izleyicinin gelecek olan bir filmi izleyim izlemeyeceğine karar vermesindeki en
büyük etkenlerden birinin filmin fragmanı olması. Özellikle filminiz Marvel,
Harry Potter vesaire gibi büyük bir serinin parçası değilse, fragmanın önemi
tartışılmaz. Filmin türü ne olursa olsun.
● Çalışmalarınızın arasında çok sayıda video
oyunu fragmanı da var ve hemen hepsi çok önemli, çok satan oyunlar. Video
oyunlarında hikaye fragmanları ve oynanış fragmanları genelde ayrılır. Bir oyun
için fragman keserken, filmlerden farklı olarak nelere dikkat ediyorsunuz?
Oyun
fragmanlarına benim dahil olmam Playstation 2 zamanlarına kadar dayanır. Oyun fragmanlarında
ciddi bir başarı yakalayabilmemin sebebi kendimin de, özellikle birkaç sene
öncesine kadar, bu oyunlara meraklı olmam ve oyun fragmanlarını sanki film
fragmanıymış gibi ciddiye almamdır.
Tabii ki bir
film fragmanıyla oyun fragmanının arasında farklar var. Genelde oyun
müşterisinin fragman izlerken dikkat ettiği noktalar ve oyunu alıp almayacağına
dair karar verme aşaması, bir sinema izleyicisinin fragman beklentisi ile aynı
olmuyor. Mesela Call of Duty gibi bir
serinin fragmanında her yeni çıkan oyunda bir öncekinden ne fark olduğunu,
grafik kalitesinin ne kadar ilerlediğini, oyun mekaniğinde ne gibi
değişiklikler yapıldığını izleyiciye bir şekilde ulaştırmak; fakat bunu
yaparken kör göze parmak sokmamak gerekiyor. Oyun fragmanlarında benim dikkat
ettiğim nokta, bahsettiğim yenilikleri izleyiciye ulaştırırken sanki bir film
fragmanı izliyorlarmış duygusu yaratabilmek.
● Bazı fragmanlar filmler hakkında çok fazla
spoiler içerdikleri için eleştiriliyor. Günümüz pazarlama ortamı bir film için
bir teaser, 2 ya da 3 fragman ve sayısız TV reklamı üretilmesini gerektiriyor.
Hep aynı malzemeler kullanılamadığından günün sonunda filmin beyazperdede
atması gereken birçok kurşun harcanmış oluyor. Kişisel bir örnek vereceğim
ama, Iron Man 3 fragmanında filmin finalinde bilgisayarla
kontrol edilen onlarca zırhın savaşa katılacağını görmek beni çok
sinirlendirmişti. Çünkü bunu ilk kez sinemada görsem benim için eşsiz bir
heyecan olacaktı. Siz bu hassas denge konusunda ne düşünüyorsunuz?
Dediğiniz
gibi, hassas bir denge söz konusu. Stüdyolar genelde ellerindeki fragmanları
yayına sürmeden önce belli bir seyirci kitlesine izletiyor. Bu seyirciler,
fragmanı izledikten sonra düşüncelerini belirtiyor ve izledikleri fragmandan
memnuniyetleri, filmi sinemada izlemeyi düşünüp düşünmedikleri sorgulanıyor. Seyircilerin
çoğundan olumsuz cevap gelirse fragmanın yapısı tekrar gözden geçiriliyor ve filmde
sürpriz olarak kalması arzu edilen sahneler bazen fragmana dahil edilebiliyor. Iron Man 3’te bahsettiğiniz onlarca
zırhın savaşa katılması sahnesi büyük ihtimalle bu yüzden fragmana eklenmiştir.
Fakat burada
aklınızda bulunması gereken nokta şu: Genelde seyirci daha önce birçok defa
gördüğü türden filmleri izlemek istemiyor. Bu durumda ister istemez
fragmanlarda daha önce görülmemiş ve göz alıcı karelerin az çok bulunması
gerekiyor. Stüdyolar, genelde, tabii ki bütün filmi ele verecek sahneleri
fragmana koymuyor. Hiçbir zaman filmin nasıl biteceğine işaret eden veya filmde
çok can alıcı bir yeri olan sahneler bir bütün olarak gösterilmez. Sadece bir
kısmı seyirciye aktarılır ama ana sürprizler ele verilmez. Iron Man 3’te bütün zırhların savaşa katılacağı belki fragmanda
gösterilmiştir; ama o savaşın nasıl biteceği hiçbir zaman ele verilmez.
● Son zamanlarda fragmanı sayesinde sinemada
izlemeye karar verdiğiniz bir film var mı? Ya da tam tersi, kağıt üzerinde
ilginizi çekebilecek bir projeyi izlemekten fragmanı sonrası vaz geçtiğiniz
oldu mu?
Fragmanı
sayesinde sinemada izlediğim film elbette ki oluyor. Son zamanlarda beğendiğim
ve beni sinemaya çeken fragmanlar: geçen yılın korku filmi harikası It, Get Out, The Witch ve Mad Max: Fury Road.
Fragmanına
bakarak izlemekten vazgeçtiğim filmler saymakla bitmez.
● Türkiye’de filmler çekildikten çok kısa
zaman sonra vizyona giriyor, ucu ucuna giden bir prodüksiyon süreci var gibi.
Dolayısıyla yapımcılar, ancak vizyondan 3-4 hafta önce ilk fragmanlarını
piyasaya sürüyorlar. Gişe filmlerimiz genelde filmin en “yüksek” anlarını ele
verir, en komik anlarını tek tek harcarken; sanat filmlerimizin fragmanları da
dekoderiniz yoksa filmin konusunu çözemeyeceğiniz kadar hikayeyi seyirciye
geçirmekten çok görüntüye önem veriyor. Sizin bu konudaki görüşleriniz, yerli
piyasayla ilgili gözlemleriniz nelerdir?
Bence yerli
sinema filmlerinin fragmanlarının ne olacağı genelde belli olmuyor. Bazen çok
başarılı bulduğum fragmanlar karşıma çıkabiliyor; bazen de piyasaya sürülen fragmanları
şaşkınlık içerisinde izliyorum. Türkiye’de belirli bir kalite aralığı maalesef
yok.
Elbette Türkiye’de
de, Hollywood’da olduğu gibi, filmin belli bir kısmını fragmanda ele vermek
zorundasınız. Yoksa zaten izleyiciyi sinemaya çekemezsiniz. Bahsettiğiniz,
filmin komik anlarının ele verilmesi Türkiye’de olduğu kadar Amerika’da da
görülen bir durum. Ama genelde komedi filmlerinde espriyi anlayabilmek için
filmin bir kısmını da bilmek gerekiyor. Türkiye’de fragmanlarda gördüğüm en
önemli sorun, yapımcıların komik bulup fragmana koydukları esprilerin filmin
bütünü dışında izlenince hiçbir anlam ifade etmemesi. Sadece komedi filmlerinde
değil, genel olarak Türk fragmanlarında gördüğüm eksi; çok genel anlamda
diyalogların gelişi güzel fragmana yayılması ama bir bütün oluşturmamaları.
Bence fragmanı çekici yapan şey, iki dakikalık bir kısa film gibi kendi içinde akıcı
olmasıdır. Türkiye’de maalesef bu çok ender rastladığım bir durum.