Uzun zamandır yerli dizilerin yurt dışı pazarındaki satış
başarısı hikâyelerini dinliyorum. “Muhteşem Yüzyıl 85 ülkeye satıldı.”, “Aşk-ı
Memnu Telemundo’ya uyarlandı.”, “20 Dakika, Uluslararası Emmy Ödülleri’ne aday
oldu.” gibi haberler ve “O dizi tutmadı ama yurt dışına satıldığı için devam
ediyor.” tarzı dedikodulara denk geldikçe Türk dizilerinin yurt dışındaki
performansları ilgimi çekmeye başladı. İşte bu merak vesilesiyle dizileri yurt
dışına satan kurum/ kişilerle konuşmak ve detayları öğrenmek için araştırma
yapmaya başladım. Karşıma biri İsveç
kökenli olmak üzere üç firma çıktı. Itv- İntermedya, Can Okan’ın 1992 yılında
kurduğu bir şirket. Yabancı film ithali yaparak işe başlamış sonra da dizileri satışına
girişmişler. Uzun süren randevu alma çabalarım sonunda meyvasını verdi ve
şirketin Genel Müdürü Ahmet Ziyalar ile röportaj yapmak üzere yola çıktım.
(Yazar bu noktada alenen yalan söylüyor. Hemencecik randevu aldı çünkü Ahmet
Ziyalar nereden baksan 30 yıllık arkadaşı..)
Nişantaşı’nda şık bir ofisin yeşile bakan gizli ve minyatür
balkonunda başladık sohbete. Çünkü sigara içiyorum, kahretsin! Hava biraz
ısırıyor. (Hastalıktan da tam kurtulmadım aslında) İlk çaydan ve eş-dost
dedikodusundan sonra konuya giriyoruz. “İlkokul talebesine anlatır gibi anlat”
diyorum. Başlıyor.
● Kim satıyor bu
dizileri?
Çeşitli biçimleri var. Genellikle televizyon kanalları
satıyor diyebiliriz. Yapımcı, kanalla anlaşma yaparken yurt dışı satış
haklarını genellikle devrediyor. Kanallar da bünyelerinde kurdukları ekipler
vasıtasıyla satıyorlar. Bunun dışında bizim gibi profesyonel oluşumlar da pazarlıyor.
Şu anda biri İsveç kökenli olmak üzere aktif olarak çalışan biz de dahil dört
şirket var. Satış hakkını kanala devretmeyen yapımcılar ve bazı kanalları
temsil ediyoruz. Mesela biz Fox dizilerini pazarlıyoruz. Bir de uyarlama dizi aldığında
bazı yabancı yapımcılar yurt dışı satışını kendileri yapıyorlar. Örneğin Warner
Bros gibi.. Onlar yurt dışı satışını kendileri yapıp yerli yapımcıya pay
veriyorlar.
● Tam anlamadım. Mesela
MedCezir’i kim satıyor?
Warner Bros satıyor. Yapılan anlaşmaya göre de satıştan
uyarlamayı yapan ülkenin yapımcısına pay veriyor.
● Satılıyor mu?
Tabii.. Umutsuz Ev Kadınları’nın Türk versiyonu, Orta
Doğu’ya orjinalinden daha pahalıya satıldı mesela.
● Bölüm başı satış
rekoru maddi olarak kimde ve ne kadar biliyor musun?
Biliyorum ama söylemem.
● Sadece rakamı
söylesen? Yani çıta nerede onu merak ettim.
200 bin dolar’a satılan dizi oldu. Çıta şimdilik buralarda
dolaşıyor.
● Orta Doğu- Kuzey
Afrika yani MENA diye kısaltılan pazarda Türk dizileri çok etkin, peynir ekmek
gibi satılıyor ve ciddi bir gelir vaad ediyor. Bu satışa yönelerek proje
kuruluyor mu? Kriteri nedir bu pazarın?
Sondan başlayayım. Kriter sıralaması aslında tam olarak
şöyle. Önce proje güvenilir bir Yapım firmasının etiketini mi taşıyor ona
bakıyorlar sonra da lokomotif oyuncular olup olmadığına.. Belli oyuncuların
Orta Doğu’da hayran kitleleri çok güçlü. Brad Pitt’i tanımazlar ama Saruhan
Hünel, Tuba Büyüküstün, Songül Öden, son zamanlarda Murat Yıldırım, Kıvanç
Tatlıtuğ, Beren Saat, Engin Akyürek gibi isimlerin olduğu projeler satış
garantisi olan işler olarak değerlendirilebilir. Proje kurma konusuna
gelince sanmıyorum ki yapımcılar sadece
yurt dışına satmak için kadro kurup, hikayeler oluştursunlar. İç pazar her
durumda önemli ama Kıvanç Tatlıtuğ var, dönem işi dedin mi, proje her türlü
avantajlı başlar hayata.
● Kurt Seyit ve Şura
yayına çıkmadan MENA haklarını satmış. Doğru mu?
Sence bu soruya cevap verir miyim?
● Vermezsin, tamam.
Dizinin gösterildiği ülkede başarılı olup olmadığı satışı açısından önemli
değil mi?
Bunlar çok karışık kriterler ve projeye gore değişiklik arz
ediyor..
● Örnek ver. Dur ben
vereyim. Çalıkuşu kanalın reyting kriterlerine bakılırsa parlak gitmedi ama yayını
devam etti. Satıldığı için mi?
Şöyle cevap vereyim. 20 Dakika, 7 reytingle başlamıştı. 2
reyting civarında bitti. Fakat dizinin yurt dışı satışı gerçek bir başarı
öyküsü. Mena dahil toplamda 30 ülkeye satıldı. İtalya ve İspanya’ya remake
hakları satıldı ve İsveç’e satıldı.
● İsveç’e mi?
İskandinav ülkelerine dizi satabiliyor muyuz? Zorlanıyoruz diye duymuştum.
Zorlanıyoruz elbette. Biz de 20 Dakika’yı yeniden
montajladık. Hızlandırdık öyle sattık. Çok da iyi sonuçlar aldı. Cevap yarım
kaldı, tamamlayayım, öte yandan Karagül’de demin bahsettiğimiz türde avantajlı
isimler yok ama o kadar büyük bir reyting başarısı var ki satış rekorlarını
zorluyor. Doğrudan elinde Karagül broşürüyle gelip almak isteyen oldu. Aldı ve
gitti.
● Karagül mü? Çok
ilginçmiş. Nerelere satıldı? Fox mu satıyor Karagül’ü de?
Hayır. Şükrü Bey dizilerinin yurt dışı satış hakkını kanala
devretmiyor. Biz satıyoruz. Karagül’e gelince, Orta Doğu farsi, Sırbistan,
Yunanistan, Kürtçe Irak, Ukrayna, Bulgaristan, Hırvatistan, Pakistan, Afganistan..
Tamamı aklımda değil kalkıp listeden bakayım mı?
● Yok istemez yeterli
bu kadarı. Projelerin satış ömrü ne kadar?
3-4 yıl diyebiliriz. Sonra bir şekilde eskiyor. Yine
satılabilir ama o ilk hızını ve fiyatlarını alamaz.
● Türk dizilerini
pazarlamak kolay mı?
Dizi satış işi bulaşıcı. Temas ile yayılıyor. Mesela bir
diziyi Makedonya’ya satıyorsun hemen arkasından Sırbistan gelip alıyor.
● Buraya gelirken
herkes Kara Para Aşk’ın durumunu sordu. Satışı başladı mı?
Henüz başlamadık. Ekim’de Cannes’da MIDCOM var. Orada
başlayacağız satmaya. Biraz nazlıyız.
● Tok satıcı diyelim
biz ona..
Öyle diyelim. Şu anda çok büyük bir talep var. MIPTV de
büyük sükse yaptı proje. Yarın satmaya başlayabiliriz ama şimdilik sadece
coming soon..
● Hedef ne? Yani ilk
etapta ekibinin önüne hedef olarak ne koydun?
40 ülke..
● Komedi dizileri
satılamıyor diyorlar doğru mu?
Doğru. Bu kadar zamandır sadece Harem’i satabildik. Farsi
hakları İran’a satıldı. Kendi lisanlarına çevirip, İranlı bir komedyene yeniden
yazdırdılar.
● Neden dizileri bölerek
satıyorsunuz?
Bizim dizilerimiz hem uzun, hem de standartı yok. Bir bölüm
100 dakika, diğeri 98, bir diğeri 105 dakika çıkıyor. Adamın standartı 42-48
dakika ona gore akışını planlıyor. O yüzden bölerek pazarlıyoruz.
● Kaç bölüm lazım
minimum?
Mini seri değilse, 13 bölüm lazım ve mutlaka bir finali
olmalı.
● Fuarlarda mı
satılıyor diziler? Kaç fuar var?
Genellikle fuarlarda ve festivallerde satılıyor. 6-7 tane
büyük fuar var. Bunlardan biri de İstanbul’da düzenleniyor. Discop Fuarı.
● Masraflı bir iş mi
yurt dışına dizi pazarlamak?
Çok. MIPTV’de standımızın bulunduğu katta HBO ve Starz vardı
mesela. Yılda bunun gibi 7 fuar olduğunu düşün. Ayrıca dergi ilanları var. Hep
şık görüntü vermek zorundasın. Fuarlarda öne çıkmalısın. Düzenlediğin parti
konuşulmalı. Kapıda izdiham olmalı. İnsanlar senin partine kayılmak için kulis
yapmalı. Katılanlar sıcaktan bayılmamalı. Konforlu ağırlanmalı. İkramın
konuşulmalı.. Büyük paralar kazanıp, büyük paralar harcıyoruz. Fuar olmadığı
zamanlarda sabit ekibimiz 12 kişi. Fuar zamanında daha da kalabalık oluyoruz.
Buna sağlam iş ilişkileri oluşturmak için yapılan harcamaları da eklersen..
● Devlet destekliyor
mu?
Destekliyor. Belgelediğin
bazı kalemleri ödüyor. Bu da
aşağı yukarı yaptığın masrafın %35’ini geri ödüyor anlamına gelir ama sen
zaten önceden yatırımını yapmış, parayı harcamış oluyorsun.
● Dedikodu var mı?
Şöyle flaş bilgi?
Kelebeğin Rüyası’nı mini dizi olarak pazarlamaya
hazırlanıyoruz. Bu yeterince flaş mı sence?
● Süper habermiş. Orta
Doğu’da dizi satışlarında sorun var diyorlardı. Doğru mu?
Sanırım Dubai TV ve Abudabi TV meselesinden bahsediyorsun.
Evet, onlar alımı durdurdular malum meseleden dolayı. Hatta büyük paralar
vererek aldıkları dizileri bile yayınlamıyorlar. MBC halen aktif. MBC’den
ayrılan yeni bir ekip var onlar çok başarılılar.
● Türk dizileri için
yurt dışı pazarı MENA’dan mı ibaret?
Son üç senedir Güney Amerika’yı zorluyoruz. Binbir Gece
Şili’de oynadı, %25 share aldı. Lale Devri satıldı Güney Amerika’ya, İtalya ve
İspanya’ya remake hakkı da satıldı. Bizim değil ama Tele Mundo, Aşk-ı Memnu
remake yaptı. Şirket olarak öncelikli hedefimiz Rusya ve Güney Amerika. Bu iş
bulaşıcı aslında temas ile yayılıyorsun pazara. Makedonya’ya satıyorsun
arkasından Sırbistan geliyor.
● Güney Amerika
pazarını da zorluyorsak bu reyting-panel ayarlamalı komplo teorisi gerçekmiş
gibi gelmiyor mu sana da?
Kişisel olarak komplo teorilerine prim vermem ama, şunu
söyleyebilirim, geçen gün bir araştırmada okudum Türkiye televizyon içeriği
satışında dördüncü ülke olmuş. Bu yılın toplam televizyon içeriği satışı 250
milyon dolar sınırını zorlayacak gibi görünüyor.
● Şirket olarak
hedefiniz nedir?
Rusya ve Güney Amerika’da yayılmak istiyoruz. Kısa vadedeki
hedefimiz bu.
● Çok teşekkürler.
Zaman zaman kim satılmış, nereye satılmış diye arar sorarım artık. Merak eden
okurlar da websitenizi takibe alırlar. Adresi söyler misin?
Ben teşekkür ederim. Web adresimiz: www. itv-intermedya.com.