İstanbul’da yaşayan
Ar Ailesi oğullarının balayında da onlarla ayrılmayıp Sapanca’ya gittiler. Tüm
bu işler Dilaver’in yüzünden de olsa kimse durumdan şikayet etmedi, dönelim
demedi. Dönüş için illa aksiyon gerekiyormuş.
Haftaiçi dizinin
biteyeceği ile ilgili haberler üzerine isyanlar çıktı, alternatif yolları için
mesajlar atıldı. Bunların malesef bir geçerliliği olmuyor. Türkiye’de uzun
saatler dizi yapmak, insanlara diziyi sevdirmek ve izletmek zordur. 1.sezonu bitip de 2.sezonunda dizi başlama tarihi ertelenip, akabinde gün
değişikliğine gidilince “sıkıntının haberi” kokusu gelmişti. Haftaya
dizinin final yapacağını bilerek ilerisi için beklediklerimi yazamayacağım. “Bunlar
şunlar da olsa yeağğğ” diyemeyeceğim. En iyisi bu haftaki bölüme bir bakış
atayım.
"Dünyanın en kötüsü olsan da babamsın be adamım" By Pelin
Geçtiğimiz hafta
babası Pelin’i kaçırmıştı. Sonuçta Tülay da daha önceki hafta kızını
kaçırmıştı. Evet, evet doğru duydunuz. Ar Ailesi canımız diye “Her daim haklı”
olamaz. Burada Akın Saraçlı’nın Pelin ‘i ararken sözlediklerine %100
katılıyorum. Kendinize göre düşünmeyin. Bencil olmasın Ar Ailesi. Tülay da haftasonu
babası ile görüşebilen Pelin’i, babasından habersiz Sapanca’ya götürülmüştü.
Boşanmalarda en sıkıntılı durum çocuklara kalıyor. Annesi de babası da onun her
şeyi. Üstüne üstlük Pelin’in Cücü’den yediği darbe var.
Hemen bir göz
atalım.
Cüneyt’in annesi ile
yakınlaşmasına çok sevinen Pelin, Cüneyt’i rüyasında babası olarak görmüştü. Bunu birkaç kez anlatmasına şahit olduk. (Ah bilinçaltılar) Cüneyt’in rahatsız olduğunu
hissetmemiz üzerine Engin Tarık ile Güneş’in düğününde Cüneyt’in yanındaki
kadını görmesi (Pedagog olan kadın'ın Pelin'e desteği de olabilir) Pelin’i hayal kırıklığını uğratıp Cücü ile aralarına mesafeleri
koymuştu. Annesine haber dahi vermeden babası ile gitmesinin en açıklayıcı
nedenlerinden biri de Cücü'ye olan tavrıdır.
Ar Ailesi çok panik
olsa da, akıllı gelin Güneş sayesinde Hakan ile beraber olduğunu öğrenerek
rahatladılar. Arada kalan Dilaver de derin bir oh çekti, gördük.
Dilaver demişken …
5 koli yeni tişört siparişi verecektim
Diziye bambaşka boyut
getiren adam. Komedi zordur, ağlatmak bir yaşa bakarken kahkaha attırmak ince
zekaya dayanır. Dilaver karakterinin içine girdiğinizde kendinize bambaşka
evrende bulduğunuz doğrudur. Ar Ailesi içerisinde konuşurken bir anda ekrana
dönüp kendinizi suçlu hissettirebilir. Üzüldüğünüz anda peşine gülmekten karnınıza
ağrılar girmesine sebep olabilir.
Nasıl ki Hakan
kızıyla içindekileri konuştu ve eve getirdi. O anda Pelin’in Ar Ailesi’ne karşı
babasını savunduğunu gördük. Küçük yaştaki çocuğun haykırışı ile gözyaşlarımızı
tutamadık. Peşine bir tutam Dilaver gitti. ^.^ Ağlayan gözler bir anda kahkahadan
gözyaşlarını akıttı. Biz bizeyiz, itiraf edebiliriz.
Dilaver devam
ederken Rıza ve Tarık’ı kaçıran ismi öğrenmeleri ve adamı bulmak için
gidecekleri anda enfesti. Mukadder Anne’nin Rıza’yı anlayamamasına tebessümlerimizi
sunarken, peşine Dilo yetişti. Yalan söyleyemeyen insandan kork. Zafer’in adım
atması ile destan yazdı. Peşine kızlara doğaçlama hikaye karaladı. Yanındaki
usta oyuncular ile görsel sahneler çok iyiydi. Bir anda ekrana bakıp ; “Yalan
söylüyorum, ne var. Hayır gel dedin, yardımcı ol dedin de etmedim mi?” tarzında
konuşmalar da beklemedim değil. (Kendimi hazırlamıştım)
Ayrıca tişörtlerine
bittiğimi de eklemek istiyorum. “Ya göründüğün gibi ol ya da Psikoloğa görün”
(yanlış okumadım diğmi^.^)
Sondan bir önce bu videoyu şuraya bırakıyorum...