"Ay salata soğanlıydı!"
Poyraz'ın Ayşegül'e ilanı aşk tekrarlarından sonra arabesk modu bana çok iyi geldi. Uzun zamandır Poyraz Karayel izlerken kahkahalarla gülmüyordum. Poyraz sahnede rüştünü en baştan ispat etmişti ancak bu bambaşka güzeldi. Öncesinde de restoranda birbirlerine misilleme yaparcasına yemek yiyen Ayşegül ve Poyraz bana ilk bölümlerdeki tatlı atışmaları hatırlatıp gülümsetti.

Ancak yine büyük resimden bakacak olursam bu sezon Ayşegül ve Poyraz arasında ne olduğunu ne yaşandığını anlamadım ve anlamamakta devam ediyorum. Sanırım artık sorgulamayı bırakıp, o an izlediğim sahneden zevk almayı tercih edeceğim. Çünkü detaylarda başarılı ama bütünde tutarsız bir ilişki onlarınki. Bu saatten sonra onları öyle kabul edip sevmek lazım. Çok gerilere gidip bu neden böyle oldu, buna neden böyle tepki verdilere girmeden, sadece 29. bölümün içinden bakarsak; Sinan’ın dedikleri değişmemişken, Ayşegül'ün sadece 'Poyraz artık onun neden ayrıldığını bildiği için' geri adım atması kafalarda bir boşluk yarattı. Yani en azından Poyraz’ın artık Begüm ile beraber olmasının imkansız olduğu konusunda Ayşegül'ü ikna etmesi gerekirdi. Tek bir cümle bile neden sonuç ilişkisini bağlamaya yeter diye düşünüyorum. Böylece "e sizin derdiniz neydi de ayrıldınız" demez, zaten her bölüm ayrılan Ayşegül ve Poyraz ilişkisinin önümüzdeki 594394. Ayrılıklarına bir nebze olsun inanabilirdik.

Bu bölümün bende en heyecan uyandıran hadiselerinden biri de Sefer'in geçmişine dalmaya başlamamız oldu. 29. bölüm biraz da Sefer'in bölümü oldu özellikle Neşet Ertaş'tan 'Ah Yalan Dünya' diyen Sefer tadından yenmedi. Ancak şu an Despina'nın yeğeni Daphne'nin Sefer'e ilk görüşte aşık olup dümdüz yürümesi kafalarda soru işareti bıraktı. SefSe’cilerin de hanım kızımıza fosforlu kedi gözleriyle baktıklarına eminim. Ama ben bu kızın nasıl olup da Sefer’in değil kalbine aklının ucuna gireceğini kestiremiyorum. Hele ki Sema’nın önünüzdeki günlerde hastalanacağını varsayarsak, böyle bir kurguda Sefer’in Sema’ya sırtını dönmesi yaratılan karaktere ters olacağına göre nasıl ince bir manevra olacak da Sefer ve Sema aşkı ikileme düşecek merakla bekliyorum. Hastalık muhabbeti şimdilik kalkmış gibi görünse de bence doktordan temiz raporu işin boyutunu daha korkulacak boyutlara çıkardı.

Ayı da yavrusunu severken öldürmüş sonuçta!

Son olarak Sadreddin ve Songül'ün hastalıklı ilişkilerinden başlı başına bir sanat filmi çıkar. Bu konu ince ince işlensin bir olay değil psikolojik soğuk savaş olarak derinden ilerlesin istiyorum. Geçen sezon finalinde yaşadığım hislerimde de hala ısrarcıyım iki psikolojik hasarlı ruh Sadreddin ve Begüm'ün bu yolda bir birlerine çok iyi geleceğini düşünüyorum.

Son haftalarda zevkle, gülümseyerek bitirdiğimiz bir çarşamba akşamında bile bölümden tam olarak aradığım tadı bulamadığımı fark ediyorum. Sanırım kendi içinde çok güzel, çok ince sahneler barındıran 29. bölümün ve ona benzer bir şekilde son 3 bölümün genel sorunu, sahnelerin birbiri ile uyum sorunu yaşaması. Örneğin aynı bölüm içinde ardı ardına çalan arabesk, türkü ve pop müziklerin her birini ayrı ayrı çok sevip, birbirinden ayrı duygu durumlarına beni sokması ekran ile yabancılaşmama neden oluyor. Eskiden bir bölümün içinde farklı hayatlar farklı karakterler anlatılsa da bunlar bir duygunun, bir hissiyatın çatısı altında birleşir, bölüm bittiğinde cebimde birbiri ile ahenkli hisler demeti olurdu. Eski bütünlüğü aradığım için de bölümler yeterince tatmin etmiyor. Ancak ne olursa olsun oturmuş olay örgüsü, kendine has çekimleri yüzünden her hafta Poyraz Karayel dünyası beni içine çekiyor. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER