İyi bir evlilik için ne gerekir dendiğinde ilk sayılanlar
sevgi, saygı ve anlayıştır. Yeri geldiğinde anlaşamadığınız insanlarla sayılı
dakikalarda bile aynı ortamı paylaşamadığınızı düşünün, aynı evi senelerce
hatta bir ömür paylaşmak mümkün mü? Peki, insan deli gibi sevse hatta sevilse
bile bu o evliliğin peri masalı gibi süreceğinin garantisi mi? Değil maalesef.
Çünkü mutlu evliliğin formülü gerçekten tek değişkenli değil, ama erkeğin sağır
kadının kör olması da değil. Mutlu evliliğin sırrı benim için sevgiyi ve
saygıyı korurken aynı zamanda sağlıklı iletişim kurabilmekte. Konuşmak,
anlatmak, paylaşmak ama aynı zamanda birbirini dinlemek, dinlerken kendini
sevdiğinin yerine koyabilmek. Birbirini severken bunu layığıyla yapabilip de
mutsuz olabilecek bir ilişki düşünemiyorum.
Siz orada rahat edeceğinize emin misiniz?
Öykü ile Ayaz evliliğin en güzel ama aynı zamanda en zor
günlerini yaşıyorlar. Bin bir zorluktan sonra evlenip birbirlerine kavuştular
ama şimdi de birbirlerine ve evliliğe alışma faslı var. Üstelik sınavları
bitmedi, işleri ve aileleri de bir şekilde onlarla aynı evde yaşıyor. Öykü aniden
sahip olduğu şirketi idare etmeye çalışırken aynı zamanda Naz ve Önem ile de
baş etmekle uğraşıyor. Tüm bunların getirdiği stresi de itinayla Ayaz’a aktarıyor
maşallah. Öykü’nün bıkmadan usanmadan tekrarladığı, bir türlü önüne geçemediği alışkanlığı
tartışma esnasında kelimelerine hâkim olamaması. Özellikle söz konusu Ayaz
olunca bu kelimeler oldukça sert ve kırıcı olabiliyor. Ancak bu defa olanlar
Öykü’nün gerçekten ne istediğini görmesini sağladı. Hepimizin evimizin dışında
yaşadığı, kimi zaman keyifli çoğunlukla zorluklarla dolu bir hayatı var ama
dönüp geldiğimiz ve huzur bulmayı umduğumuz yer yine evimiz. Söylendiği gibi;
evde huzur olmayınca huzurlu bir hayat beklemek mümkün değil. Evlerinin huzurun
birbirlerini anlamaktan geçtiğini fark eden Öykü ve Ayaz’ın aralarındaki
tatsızlığı İlker’in köftecisinde uzatmadan, gurur yapmadan, gülümseyerek
sonlandırmalarına bayıldım.
Şekil 1A: Kapıyı açmadan önce delikten neden bakmalıyız !
Korku filmi mi izlemek istemiştiniz gençler? Buyurun
kapınıza geldi. Şimdiden sonra her gün kabus, her gece ter içinde uyanmak
garanti, tabi uyuyabilirseniz! Önem’in Öykü ve Ayaz’ın evine hırsız bahanesiyle
taşınması konusunu sevdim. Sinirleri ve sınırları zorlayan bir yol olsa da, hikâyeye
hareket ve komedi katacaktır. Nitekim fragmanda gördüğümüz gibi haftaya Meral
ve Cem de geliyor. Yeni evli çiftin evinde ne işleri var diyeniniz çok olacak
elbet ama haftalarca sürdürülüp bıktırmadığı sürece bol kahkaha atmamızı
sağlayacak sahneler izleteceğini umuyorum. İşin tatsızlığa varacak yanı Önem’in
Naz ile işbirliği yapıp Öykü’yü zor durumda bırakması olur –ki bunu görmekte de
gecikmeyeceğiz sanırım.
Bir damla yaş akıtabilseydim imza işi yarına kalmayacaktı...
Naz şimdilik kapalı kutu. Öykü’ye anlattığı hikayede geçen
yalnızlığının getirisinin sadece Mete’ye bahsettiği dikenlerle sınırlı olmadığında
sanırım hepimiz hem fikiriz. Geldiği yerde nasıl bir hayat yaşadığı, kimlerle
nasıl ilişkiler içinde olduğu, ruh durumu ve pek de masum olmadığı anlaşılan planları
ile Naz aslında tam bir saatli bomba. Ancak Naz’ın foyasının bu kadar erken
ortaya çıkmasını da senaryo açısından cesur buldum. Naz'ı herkesin masum sandığı
gizli bir düşman yerine, herkes tarafından niyeti bilinen bir karakter olarak
sundukları için şimdiden sonra nasıl kullanacaklarını merak ettim doğrusu.
Hayaller pembe panjurlu ev, hayatlar hayal kırıklığı...
Gözünün önünde olup biten olaylara rağmen Mete sizce
nasıl bir yol seçecek? Mete’yi artık tanıyoruz, güzel gördüğünde dayanamadığını
ve kapılıp gittiğini defalarca gördük. Üstelik bu esnada beş duyusunu
kaybettiğine de şahit olduk, ancak bu defa olaylar hızlı gelişti. Hem Mete ile
Naz arasında her şey çok hızlı yol aldı, hem de Mete Naz’ın gerçek yüzüyle çok
erken tanıştı. Buna rağmen Naz’ın kendisinden gerçekten hoşlandığına inanıp
kapılmaya devam edecek gibi görünüyor Mete. Belli ki doğrudan bir darbe
almadıkça da kendine gelemeyecek.
Ayrıca
Şeyma’nın şu fotosunu da şuraya bırakayım, bu bakış gelecek haftalarda Naz’ın
canının çoook sıkılacağına dair çok şey söylüyor.
Şimdi geçelim ikinci sayfaya bölümün genel yorumuna...