Dünyanın en beceriksiz strigoisi.

Hem Eldritch gibi über zengin bir adamın hem de Kadimler gibi binlerce yıllık bir topluluğun gizli hesaplarında sadece 350 milyon dolar olması tam bir hayal kırıklığı. Millet eften püften bir aplikasyon yapıyor 100 milyon dolara satıyor. Her iki taraf da pintilik yapmış.

Eichorst avucunu yaladı tabii… Fakat olay bu noktada biraz mantıksız bir hal almaya başladı. Sen kitabı bir gece önce Eldritch’e hiç minnet etmeden ele geçirebilecekken açık arttırmaya girip kaybet sonra da İhtiyarı soymaya kalk. Tamam, nefis sahneydi. Gerçekten de bir ara umutsuzluğa düştüm. Quinlan’ın ufak ordusu yetişince derin bir oh çektim. Hatta Eichorst’un Quinlan ile karşılaştığı andaki yüz ifadesini görünce kahkahayı da bastım ama temeldeki mantıksızlık hep inceden inceye rahatsız etti beni.

The Strain seyirlik için enfes bir sezon finali hazırlasa da bunu oturttuğu mantık açısından gözümde sınıfta kaldı. Devamında İhtiyar - Quinlan karşılaşmasında İhtiyar’ın iki kelimeyle Quinlan’ı ikna etmesi de enteresan oldu. Madem bu kadar kolaydı ilk dakikadan itibaren birlikte hareket etseydiniz ya? Neyse… 

Sonuç olarak Quinlan ve İhtiyar güçlerini birleştirdiler ve gelecek yaza kadar bir kanalda bot üstünde ilerlemeye devam edecekler. Bu arada Master’in Eldritch’e kestiği faturaya değinmeden olmaz. Ama sen çok kaşındın be ablacım… Ümüğüne biri çökecekti elbet. Master onun da sevdiğini elinden aldı. Eldritch’in içinde gram insanlık kalmışsa ki sanmıyorum artık gerçekleri görmeye başlar. Solucanlar ilk sevdiklerinizi elinden alır…

Fakat Sezar’ın hakkı Sezar’a! Tren sekansları müthişti. Özellikle strigoilerin treni durdurma tarzlarında nefesim kesildi. Madem bu kadar kolay harcanabilir niye basmadınız gümüş dişli zencinin mekanını? Bak gene oraya gittim. Buraya döneyim...


O küçük piçe yüz vermemekte ne kadar da haklıymışsın.

Nora Martinez’in sezon başından beri en güzel haliyle karşımıza çıkması ve Eph ile uzun bakışmaları zaten başına bir şeylerin geleceğini bize söylüyordu. Yine de Zach’ın Annesi karşılarına çıktığında verdiği mücadeleden umutlanmıştım doğrusu. Son bir hamleyle kılıcı enseden sokar ağzından çıkartır diyordum ki işin içine küçük piç kurusu girdi.

Bak düşündükçe hala elim ayağım titriyor. Sezon başından beri bu piç birinin başını yakacak ölse de kurtulsak diyorum. Tam “Aha gidiyor kurtulduk!” derken son dakika golü attı. Rahatlamıştır umarım. Ona buna “noooo” diyip duruyor. O kadar vahşet gördü. Nora’ya yaptıklarını gördü hala gitti annesine sarıldı. Sarılsın da zaten. Tahammülüm kalmadı artık benim. O dakika anası onu dönüştürseydi yağlarım erirdi ama bu keyfi tattırmadılar bize. 

Şu noktadan sonra Zach’ı affetmem mümkün değil. Umarım dönüşürsün de gümüş denizinde boğulursun inşallah it oğlu it. Çocuk falan dinlemem fırıncı küreğiyle dalasım var velete. Öyle böyle değil deli sinirlendim ya! Del Toro bize dönüştüğün günleri de gösterir innnnşallahhhhhh 

Daha fazla yazmak istemiyorum. Bu konuda gelecek yaza kadar anca sakinleşirim. Seneye yine burada olalım. Zach’in çektiği acılar karşısında keyif komasına girelim. Piç!

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER