Üç ay önceki Cihan ile üç ay
sonraki Cihan arasındaki farkı ayıracak olursam tek fark Cihan’ın hipoksik
şok, bakın “toksik” demiyorum, adındaki hastalığında değişim olmuştur. Diğer
tüm kişilik ve karakter özellikleri Cihan’da olduğu gibi kalmıştır. Bir defa üç
ay öncesine oranla Cihan, Gülru’ya daha fazla bağlanmıştır. Hastalığının tüm
etkilerinden kurtulduğu için de bu süreç boyunca kendine olan güveni gelmiş ve
emin bir şekilde Gülru’nun karşısına çıktı. Gülru’nun Cihan ile yaptığı
evlilikte aklında sadece Gülfem’e olan intikam hırsı vardı. Eğer dediği gibi
Cihan’a gerçekten değer verseydi ne o saçma sapan hırsına yenik düşecekti ne de
aşkını dönülmez noktalara ulaştıracaktı. Ama bu evlilik Cihan’ın umudu oldu.
Hiçbir zaman sahip olamayacağı kadın, bir umut Cihan’ın çatısı altında
olacaktı. Geçen sezonki yazılarımdan birinde de bu evliliğin Cihan’a iyi
geleceğini savunmuştum. Nitekim de öyle oldu. Şimdi ise Cihan sonuna kadar
haklı! Belki birçoğunuz “Neden ayrılmadı ki?” demiştir. Bakın, neden haklı? Cihan
bundan üç ay önce eski hayatını noktaladı ve hastalıklı ruha sahip Cihan’ı yedi
kat toprağın altına gömdü. Yeni Cihan’ı küllerinden doğururken
yaşayamadıklarını yaşamak için de yemin etti. Bu nedenle kaybetmek istemiyor.
Bu nedenle Gülru’ların “varoş” mahallesindeki evlerinin karşısına taşındı. Bu
nedenle mahkeme sabahı Gülru’yu durdurmak istedi. Eski hayatında her zaman
kaybeden bir adamdı. Şimdi sağlıklı, özgür ve reşit olduğunu hisseden bir adam!
Mandala is loading...
Bak Çiçek Kız, bunların hepsi ama hepsi külliyen skandal!
Gülfem’e de kızamıyorum. Bu
üç ayını yapayalnız geçirdi. Hayatta en değer verdiği varlık ölüm ile yaşam
arasındaki arafta iken tek başına, her ne kadar yanında Onur da olsa, geçirmiş.
Gülfem Sipahi’miz sancılı süreçte o kadar yalnız kalmış ki mandalaya sarmış.
Kafasını ve enerjisini bir yere boşaltması gerekiyor. O da en kolay yol olarak
bu meşgaleyi edinmiş. Fakat bundan önce biliyorsunuz ki Gülfem, narsist kişilik
bozukluğu adı altında psikolojik bir semptoma sahipti. Herkes ona Buzlar Kraliçesi derken, onun içindeki alevler çoktan buzlarını eritmişti. Bu süreçte,
yani Cihan’ın üç aylık iyileşme sürecinde sabırla birlikte içindeki kilitli
kapıları da birer birer açmaya başladı. Bazı kapıları ise o kadar paslanmış ki ancak zamanla yağlayarak açabilecek. (O konuya daha sonraki satırlarda
değineceğim için şimdiki ahengi bozmak istemiyorum.) Bir yılda başına gelen
olaylarla hayata ve insanlara farklı noktalardan bakmaya başladı. Bunu yakın
bir zamanda Cihan’ın Çiçek Hemşiresi Sevgi ile olan diyaloglarıyla daha
yakından takip edeceğiz. Gülfem katmanlı karaktere sahip bir kadın! Bu
yüzden Cihan’a olan çıkışı da eskilerde biriktirdiği olaylara dayanır.
Özellikle Gülru ile çatışmasını göz önüne alacak olursak bunu anlamamak güç
değil.