Dördüncü bölümün girişi bize gösterdi ki Walking Dead dizisinde zombileri
durdurmaya çalışmayı amaçlamaları gibi Zoo
dizisi hayvanları durdurmaya odaklanmış durumda. Hayvanların dünyaya ele
geçirdiği alternatif bir evren hikayesi yerine, yeniden insanların kendi paçalarını
kurtarma hikayesini izliyoruz. Yine aynı sebepten birbirleri ile anlaşamayan,
hoşlanmayan bir grup insan ortak amaç için birlikte çalışmak zorunda.
Kurtlar ve köpekler sürü halinde yaşayan hayvanlardır.
O sürünün de bir lideri olur. “Alfa”
diye adlandırılır. Alfa sürüyü şekillendirir, yönlendirir. Hapishaneye saldıran
kurtların, kurt bir alfası yok. Ancak idam cezası için bekleyen bir mahkumu
kendilerine alfa seçmişler. Sanırım kurtlar da kendileri gibi kader mahkumu bir
canlıyı alfa olarak seçmişler. Belki Evan Lee de Cesar Millan gibi doğuştan yetenekli
bir hayvan adamıdır. İlerleyen bölümlerde umarım Oz'un babası ile olan ilişkinin altını
doldururlar.
'Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin ?'
Chole ve Oz arasında bir ilişki ihtimalini ilk bölüm
yazımda dile getirmiştim. Dördüncü bölüm sonrasında bu umudumu hala saklı
tutuyorum. Dizinin aksiyon sahneleri sönük geçiyor. Bu nedenle izleyicide gerekli
bağlanmayı yaratamıyorlar. Bu eksikliği Mitch ve Abraham dolduruyor. Onların bu
katliamlar arasında dahi eğlenecek nokta bulmalarını seviyorum. Chole
karakterinin sergilediği güçlü kadın duruşunu da beğeniyorum. Etrafındaki erkekleri
susturuşu sırasında yüzümü bir gülümseme kaplıyor.
'Biz olmasak bunlar bir hiç Abraham' by Mitch.
Chole karakterinin aksine Jamie karakterinin “yırtık”
gazeteci rolü ise hala oturamadı bir türlü. Bu grup arasında bir kayıp
yaşanacaksa, oyumu Jamie’den yana kullanıyorum.
Tüm saldırıların küresel bir şirketin genetik bir
oyunu olmasını diliyorum ama farklı kıtalar ve farklı şehirlerde bu kadar
etkili bir şirket olması çok olası değil. Bu da hayvanların katliam yaptığı
gerçeğini dizinin odak noktası haline getiriyor. Bu nedenle her bölüm izlerken
kedilerime ve köpeklerime ihanet ediyormuşum gibi hissediyorum. Dizi, keşke bu
kadar insan odaklı olmasaydı. Alternatif bir dünya izleyemiyoruz ama
neden yine dinsel motiflere, İncil’e geri döndük? İlahi kudret olmadan hayvanlar
intikam alamıyor mu?
Kutuplar, yarasalar ve ısı değişimlerinin
gösterilmesi bu bölümde en beğendiğim nokta oldu. En azından insanlara
hayvanların ve doğanın dengesi ile oynandığında neler kaybedebileceklerini
göstermiş oldular.