MedCezir ekibi
Altınkoy ruhuyla veda etti bizlere. Son bölümden partileme sebebi çıkardı. Hem
de beyazların giyildiği konsept bir parti. Beyazlarla sil baştan başlayan MedCezir'in ikinci sezonu, beyazlar
içinde partileyerek bitti. Kamera önünden arkasına bütün ekip eğlenip, el
sallayarak veda etti izleyicisine, 'mutlu son'un neşesiyle...
İki senedir cuma akşamlarımı, gözüm hiç arkada
kalmadan paylaştığım eğlenceli, entrikacı, aşkın gücüne ikna eden, gözümdeki
yaşın sebebi dostum; MedCezir! Elveda!
Finalin
adı telaffuz edilmeye başladığı andan itibaren, hep ikilem içindeydim. Bir
yanım, içimdeki drama kraliçesi, o çok korkulan, Mira’nın yaşama veda ettiği,
ağlamaktan helak olacağımız, ama efsane olan DEV dramatik sonu istedi. Diğer
yanımsa kıyamadı böyle masalsı bir aşk hikâyesinin erken ölümle yarım
kalmasına… Günlerce karar veremedim. Son sahneyi izleyince anladım ki; ölüm
galip gelseydi drama kraliçem timsah gözyaşlarını döktükten sonra, geriye içimde
çok kötü bir his kalacakmış.
Ece Yörenç oleyyyy Ece Yörenç oleeyyyy diye bağırmayan bizden değildir!
Bu
masalsı aşk masalsı bir sonu hak ediyordu. Efsane diye hayıflanmayın, susturun
içinizdeki dram aşkını! İlla hayıflanmak istiyorsanız, hiç uğruna kurban
verdiğiniz güzel duygularınıza ağlayın! Birbirine benzeyen günlerin
getirdikleri, aşka inandıran sebeplerin sayısını her gün biraz daha azaltırken,
bırakın onlar masallarının mutlu sonunu anlatsın bize... Biz kurtardık
Mira'mızı, ihtiyacı olana umut olsun kazandığı yaşam mücadelesi... Biz iyi
adamların da kazanabileceğine inandık, feyz alınsın Yaman'ın hayat mücadelesi...
Emeği
geçen, yüreği değen herkesin eline sağlık, çok özleyeceğiz, hiç unutmayacağız.
Gelelim, hayali gerçeğe döndüren, kimsenin hikâyesini
yarım bıraktırmayan, mutlu sona sevindirmekle kalmayıp bir de bonus olarak
Orkun'u da delirten final bölümünün anlattıklarına. Son kez…
Yüreğimize inen sahne yapmışlar!
Daha ilk dakika, yüreğimize indirdiniz, alacağınız
olsun! Asım Şekip Kaya’ya düzenlendiğine emin olduğumuz cenaze töreninde,
çelenklerdeki isimlere takılmış, bir yandan da Yaman konuşmasında ne aşkından
bahsediyor anlamaya çalışırken, tabutta birden Mira’nın fotoğrafını gördük.
Hayır, tören Bay Aşk’ın evinin bahçesinde görüyoruz ama artık nasıl bir korku
işlemişse içimize… Halüsinasyon olduğunu anlayınca rahat bir nefes aldık.
Açıkçası, bütün bölümün bu şekilde yüksek tansiyonla geçmesindense yer yer
rahatlatıp, eğlendiren bir akış seçmesi isabetli olmuş, farklısına can dayanmayacakmış.
Yaman tatlım sen daha olacağım diyorsun ama Selim Abi'n olmuşsun çoktan. Bak "cenazedeyken ben" isimli çalışmalarınızda hiç fark yok.
Sedef’in babasının ardından yaptığı konuşma çok
sahiydi. Sedef’ciğim bu hikâyenin en doğal kadınlarından biri oldu zaten. Selim,
Sude’nin cenazeyi kendi şovuna döndürmesine izin vermedi ama Sude asıl ne
çektiyse Altınkoy asilzadesi olmayanlardan çekti. Hizmetçisi nasıl da satmış!
Sude kalan hayatında her gece, zehirli içkiyi son anda
getirmekten vazgeçtiği için dua edip, kendiyle gurur duyacak kesin. Tamam
tadını çıkar Sude'ciğim, bardağı bile değiştirmişsin aferin, yoksa kesin zehrin
kalıntısı falan çıkardı, Sonra Orkun’a hastanede yan komşu olman işten
değildi. Leyla’cığım sen de bunları not almışsındır umarım. Daha öğrenmen
gereken çok şey var. Bu arada Sude’ciğim, Deniz’e oynadığın taze dul rolü ve
Asım’a veda hikâyen çok başarılıydı ama senin de hâlâ kendini geliştirmen gereken
konular yok değil. Mesela Deniz anlattıklarını yazmayacağını söyleyince,
rolünden pat diye koptun, ağlamaklı sesin falan düzeldi hemen, yakıştı mı sana?
Ha bir de sen aşk çocuğu diyorsun ama İzzet Kaya tam bir Sude Beylice
prodüksiyonu. Adı Faruk’un babasından, soyadı Bay Aşk’tan, kendisi Kenan’dan, e
bu bildiğin koalisyon olmuş!
Bebeğime bir şey de olmazsa bu düşüş benim bile planlayamayacağım kadar mükemmel oldu.
Altınkoy gençlerinin Mert’in odasında “Bay Aşk’la
tatlı anılar” sohbetleri ve Sude’nin “mutfaktakileri aşağılama seansı” gibi
tansiyon düşürücü sahneler sonrası, neyse ki Sude muradına erdi. Merdivenlerden
düşmesine rağmen hem bebeği zarar görmedi, hem dikkatleri kendi üzerine çekti,
hem de bu sayede Sedef bebeği kabullendi. Tabi Sedef kardeşini kabullenmekte
Beren kadar hevesli değildi elbette. Beren'in Sedef’le Selim’e hastanedeki
çıkışı da çok ayıptı ama Beren için bu “o anki yükselişle yapılmış” sıradan bir
olaydı. Sude görse bir önceki "prodüksiyonuyla" da gurur
duyardı. Gerçi Mira da hizmetçiye, annesine iftira attığı çıkışıyla bundan
aşağı kalmadı. Ne kadar kötü olursa olsun insan annesine öylesini
yakıştıramıyor işte. Tabi bir de ne kadar uzaklaşsalar da Sude’nin kızlarını
böyle günler için yetiştirmiş olması var.
Mezar taşına "yaşarken de gün yüzü görmemişti ki" yazarsınız.
Gelelim Ayşe’nin sonuna. Bir kere Orkun’un
psikopatlığı tartışılmaz elbette ama, Ayşe de basiretsizliği ile adeta kendi
sonunu hazırladı. Orkun’a mı vursun, Leyla’yı mı kurtarsın, cebinden telefonu
mu alsın bir türü karar veremedi. Sonuç olarak finalde hayatını kaybeden tek
kişi olarak tarihe geçmiş oldu.
"Beni siz delirttiniz diye bahane falan buluyorum ama tünelin sonunda ışığı görünce bak nasıl da keyifleniyorum."
Ayşe’nin ölümüyle iyice kontrolünü kaybeden Orkun’unsa
Leyla’ya kötü bir adam olmadığını kanıtlama konuşması ve merhem falan sürmesi
çok hoştu. Finalin tüm geriliminin üzerinden ilerlediği karakter Orkun olunca, bölüm
de onun üzerine kurulmuş elbette. Metin Akdülger’in performansı tek
kelimeyle kusursuzdu. Özellikle Yaman’la dövüşme sahnelerindeki performanslar
da kurgu da çok başarılıydı. Çekenin de oynayanın da eline sağlık.
Açıkçası
final için beklentim mutlu son olsa da, Mira’nın hastalığı üzerinden de bolca
dramatik sahne izlemeyi bekliyordum. Ne yalan söyleyeyim “çok ağlayacağız çok”
diye dişleri kamaşan kitlenin içinde ben de vardım. Ama olay daha çok Orkun ve
“belayı nasıl getireceği” odaklı olunca Orkun, ruh halleri ve planları
ağırlıklı bir final ortaya çıkmış.
İki resim arasındaki 8 farka takılmayın, siz esas fragmanda kandırılan seyirciyi bulunuz.
Partisiz
bir MedCezir finali ise elbette olmazdı. Piknikteki aşk
şöleni, final partilemesi için biraz sönük kalmıştı ama Bay Aşk’ın daha yedisi
çıkmamışken, şaşalı bir parti olmazdı diyerek kabul edebiliriz sanırım. Mert ve
Doruk'a teklif için mekân da yaratmış oldu. Eylül'ün Mira'ya özenip “ben de bu
eve gelin gelmek istiyorum” demesi çok tatlı değil miydi? Finaldeki üç ay zaman
atlamasında, evlenmiş Eylül Mert çifti görmeyi bekleyenler üzülmüş olsa da, ben
Eylül&Mert ilişkisinde taşların biraz daha yerine oturmasını, biraz daha
beklemelerini tercih ediyordum, memnunum. Hem ne o öyle erkenden evlenmeler
canım? Tamam, Yaman&Mira ilişkisinin geldiği nokta evliliğin bağıyla
güçlenmeyi gerektiriyordu ama diğerleri için bu durum hemen şart değil.
O son "sana benzeyen çocukların olsun" a kadar iyi gitmiştik aslında, ama yok, o yaş gözden akacak!
Yaman tatlım, finalde de kahraman! Yalnız ne yalan
söyleyeyim, final bölümü için Yaman'ı Mira hassasiyeti konusunda bir parça
rahat buldum. Mira’nın halüsinasyonlarını anında fark etmesini beklerdim
mesela. Neyse, çok yıprandılar, çok şey yaşadılar. Zaten Mira’nın hizmetçiye
çıkışını da bu yüzden çok eleştirmedim yani. Mira’cığım doğum günüydü, düğündü
derken ameliyatının korkusunu hep ötelemeyi başarmıştı. Ama artık ikinci plana
atacak bir sebebi kalmayınca iyice kötüleşti. Gördüğü halüsinasyonlar yüzünden
insanlara korka korka bakması çok dokundu gerçekten.
Mira'cığım bütün hikâye
boyunca takındığı fedakâr tavrını, son bölümde de sürdürdü. Kendi için
korkuyordu ama ameliyattan sağ çıkamazsa Yaman'a ne olacağı endişesi daha mı
ağır basmıştı ne! Ah Mira ya, aşkı kendinden büyük kadın! Seni hiç unutmayacağız.
En bi korkulu rüyamız
Gece Yaman’ı yanında göremeyince de onu havuzda
boğulmuş gördü, kıyamam. Yaman Orkun'un hain pususuna kurban olmaya kendi
ayağıyla giderken, Mira'nın bir atak daha geçirmesi, zaten Mira'nın veda
konuşmasıyla pelte kıvamına geçen ruh halimizi darmadağın etti, o düşen
tansiyon falan kalmadı, bir anda tavan!
Bu arada "benim senden başka yolum yok" diyen Yaman'ın Adını Feriha Koydum'a selam çakması çok tatlıydı.
En bi korkulu rüyamızda iki ve üçüncü perdeler böyleydi evet.
Mira'cığım bahçede fenalaşmış, Yaman bundan bihaber,
ateş altında! Kalmış bölümün bitmesine on dakika! Gel de nefes al! O arada,
Giray nasıl o kadar elastik oldu, fiyonk gibi çözülüp kurtuldu, nasıl kendini
camdan aşağı attı, hiç anlayamadım. Ayşecik karar vermekte aciz kalıp sonunu
nasıl hazırladıysa, Giray da hızlı karar vererek sonunu değiştirdi, hem de
sadece kendisinin değil, muhtemelen Yaman'ın da. Giray'cığım, sıradaki repliğimiz
senin için Jim Carrey'nin Dumb and Dumber
filminden geliyor: Dostum, tam senden ümidi kestiğim anda öyle bir şey yaptın
ki, kendini affettirdin!
Kurşun sarfiyatı Orkun, sıra tetiği Yaman’ı öldürmek
için çekmeye gelince kurşunsuz kaldı. Orkun’cuğum şimdi hiç “beni siz
delirttiniz” falan deme, kendine yan! Biz, kurşunsuz kalan silahla rahatlamaya
hazırlanırken, uçurum kenarındaki kavga bir kez daha yüreğimizi ağzımıza
getirdi. Gerçi hastanedeki Mira’ya yetişen Yaman’ı fragmanda görmüştük ama,
bile bile panik olmak MedCezir
seyircisinin fıtratında var. Üstelik fragmanlara da öyle çok güvenmemek
konusunda artık eminiz.
O son kurtarışı yapmayacaktınız iyi adamlar!
Uçurumdan
kayan Orkun olunca Yaman elbette buna izin vermemek için elinden geleni
yapacaktı. Orkun baktı ki, yenilmek üzere, son çare bari Yaman’a bir vicdan
azabı bırakayım diye “bırak beni” diye bağırdı falan ama, sonra kıyamadı
kendine, zaten onları eliyle koymuş gibi bulan Selim de buna izin vermedi,
neyse ki!
En azılı çaresizliklerde ilk üçer giren "ameliyathane kapısı çaresizliği". Tabii dertlerimiz burada bitmiyormuş sevgili izleyiciler!
Mira’nın
sevdiğine vedası, Yaman’ın ameliyathane kapısında kalışı, dram sevici yanımızı
sonuna kadar tatmin etti evet! Mira’ya son anda yetişen Yaman’ı Orkun’un bir de
bıçaklamış olması şaşırtmacası da güzeldi. ABV Orkun! O tırlatmalar sana müstahak!
Meğer bu el sallama "ölüme gidişin el sallamasıymış" diye düşünenler favlasın.
Üç ay
sonraya atlayan hikâyemizin orijinaline sadık kaldığı tek nokta bu zaman
atlamasıydı herhalde… Tüm karakterlerin tek tek izlediğimiz finali, hayat
mücadelesini kazanan Mira ve Yaman’la mutlu sona taşındı. Mutluyuz, evet!
Hangisine daha çok sevinsek bilemedik, evet!
Selim-Sedef
bekleyenler için sarılmalı son ve mantı açan Sedef evrimi biraz sönük olarak
yorumlandı ama böylece bunu içine sindiremeyenler de mutsuz edilmemiş oldu. Bir
araya gelen Sude&Faruk ise mutlu etti. Faruk işlere karışmadığı sürece Sude
için en ideali oydu zaten. Kenan’ın parmaklıklar ardından biten hikâyesi ve
elbette bence efsaneye yakışan Orkun’un delirmiş hali ile MedCezir güzel bir
veda izletti.
Yeni Serez Family'e el sallayın.
MedCezir’in
her bir karakterini, Altınkoy-Tozludere hattının tüm hikâyelerini çok
özleyeceğim. İyi ki hayatımızdan geldin, geçtin, iyi ki umut verdin. Hiç
unutmayacağız.
Son
sezonda her hafta yazdığım yorumları okuyan, yorum yazan, her sahnesini didik
didik ederek fikirlerini paylaşan kısacası bu sayfayı anlamlı kılan şu
satırları okuyan sana da çok teşekkürler.