22.bölüm,
sonunu saymazsak eğer bence genel olarak ferah ve neşeli bir bölümdü. Gülseren’in
tamirhaneyi dağıtma sahnesi de dahil olmak üzere çoğunluğu kahkahalar eşliğinde
geçti. Tam da yanımdakilere bu bölüm iyi güldük derken Paramparça, cümlemin
ağzımda kaldığı bir bölüm finali ile geceyi tamamladı.
Müge de böyle hamburger yerdi...
Bölümün
sonuna geçmeden önce 21.bölümde kaldığımız yerden devam ediyorum. Artık tescilli
ve profesyonel bir hırsız olduğunu öğrendiğimiz Müge meğer çok önceden bu
soygunu planlamış. Otelde işe girmesi, Ozan ile yakınlaşması hepsi planının bir
parçasıymış. Ozan’ın içkisine kattığı ilaç sonrasında yalıda ne var ne yoksa
toplamış. İmkanı olsa yalıyı komple götürecekmiş ya neyse. Soygunu ilk fark
eden Rahmi bölüm boyunca bizi şaşırtarak Ozan ile çok mantıklı konuşmalar
yaptı. Sen koskoca Cihan Gürpınar’ın oğlusun, seni tanımamış olması imkansızdı.
Rahmi haklı adını internette arattığın an boy boy fotoğrafların, sosyal medya
hesapların ortaya çıkıyor artık. Yalnız bir ara Dilara ve Hazal’ın eve
döndüğünü görünce Müge Ozan’a nasıl bir ilaç verdi de çocuk bütün bir hafta
sonunu uyuyarak geçirdi diye düşündüm. Meğer onlar da Hazal ayağını burktuğu için
erken dönmüşler. Şaşırdık mı? Hayır, zaten nerde bir sorun Hazal hemen orada.
Bütün bu olayların içinde Hazal’ın tek derdi yeni laptopunun ne zaman geleceği
olması da şaşırtmadı bizi. Laptopun çalınması da bir yerde Cihan’a yaradı. Müge’nin
internete yüklediği video sayesinde aklandı. Keşke videonun internete nasıl
düştüğünü araştırsaydınız da Rahmi ve Ozan dedektif gibi iz sürmek zorunda
kalmasaydı.
Sevmek karşındaki insana kendini teslim etmek demektir.
Önce Alev’in
telefon konuşması sonra da Dilara’nın sözlerinden etkilenen Gülseren, Cihan’a
inanmamış ve ondan uzaklaşmıştı. Videoyu izledikten sonra Cihan’ın yanına
giderek ilişkilerinde bir sorunu daha aşıp ileriye yönelip sağlam bir adım
attılar. Hatta yavaş yavaş Ozan bile onların küçük ailesinin bir parçası olmaya
başladı.
Yeni çekirdek ailemiz
Bu arada
Candan’ın Özkan ile olan ilişkisi ve Cansu için açılan davada Cihan tüm suçu
Dilara’ya attı. Bence bu kadarı biraz fazlaydı. Tamam Dilara sütten çıkmış ak
kaşık değil ama Cihan da artık her olay sonrası onu suçlamayı alışkanlık haline
getirdi. Sizce de Cihan, Dilara’ya karşı çok sert bir üslup kullanmıyor mu?
Gülseren’e karşı ne kadar nazik, hiç adil bir durum değil. Cihan her zaman cana
geleceğine mala gelsin düşüncesi ile hareket ettiği için çocuklarına Dilara
gibi bağırıp çağırmıyor. Bu yüzden de o mükemmel baba portresi çizerken Dilara
suçlu konuma çekiliyor. Hatta çoğu zaman Dilara’ya konuşması için fırsat bile
vermiyor. Bu sefer de Dilara çıldırıyor ve kıyamet kopuyor. Yalnız bir şeyi
fark ettim. Dilara aslında hiçbir olaya hakim değil. Hiçbir konuyu tam olarak
bilmiyor. İlgisiz bir anne olabilir ama bu çocukları için endişelenmeyeceği
anlamına gelmez. Bence Cihan kasıtlı ya da değil Dilara’ya olayları tam olarak
aktarmıyor. Bu durum da Dilara’nın verdiği tepkiler doğrultusunda çocuklarının
gözünden düşmesine yol açıyor.
Zümrüt gözlüm çıldırdı. - Özkan
Bölüm
boyunca Gülseren’in başına daha ne gelebilir diye düşündük. Haraç isteyen
serserilerle uğraştı, tamirhaneyi basıp orayı Özkan’ın tepesine yıktı derken
şimdi gelelim 22.bölümün hepimizi şok eden final sahnesine. Hazal’ı görmek için
okuluna giden Gülseren, Hazal’ın terslemelerine aldırış etmeden onunla birlikte
taksiye bindi. Tesadüf bu ya taksici abimiz de çok sinirli bir anındaydı ve
telefonda avukat ile kavga ediyordu. O sinir harbinde olanlar oldu ve taksi
kontrolden çıkıp inşaat alanından aşağıya doğru uçtu. Bu kadar yüksekten
düşmeleri kazanın çok ciddi boyutlarda olabileceğinin sinyallerini veriyor.
Hızlı ve Öfkeli 12
Daha önce ölüm korkusunun Hazal’ı hiç etkilemediğini ve akıllanmadığını
görmüştük. Belki bu sefer Gülseren’i kaybetme korkusunu yaşarsa içinde
derinlere gömdüğü sevgi ortaya çıkar. Bekleyip göreceğiz…