Yargı: Umut ışığım...

Bölümün giriş cümlesiyle birlikte Mevlâna’nın “Umut; hiç bitmeyen bahar mevsimidir. İçine kar da yağar, fırtına da kopar ama çiçekler hep açar,” sözü kulağıma dolandı. Ne zaman karamsarlığa düşsem, parke taşının arasında baş gösteren o sapsarı radika gibi umuda sıkıca tutunmaya çalışırım. Eğer o bitki, hiçbir dış etkene maruz kalmadan parke taşlarının arasından sıyrılıp hayata meydan okuyabiliyorsa, benim de düştüğüm yerden kalkmamak gibi bir sebebim olmamalı. Bölüm boyunca her türlü duyguya şahit olduk. Gerildik, heyecanlandık, şaşırdık, eğlendik, Ilgaz ve Ceylin’le birlikte aşka bulandık… Ceylin’in gözlerindeki o küçücük umut ışığına baktıkça hayata sıkı sıkıya tutunmak istedik. Ceylin, başına her ne gelirse gelsin umudunu bir an olsun kaybetmedi. Baharı kışa dönerken bile hayat ışığından, yani Ilgaz’dan güç alarak daima açmaya çalıştı. Hayat istediği kadar doldursun, yeter ki yeniden yeşereceğimiz günlerin yakın zamanda geleceğini unutmayalım.


Ali Hocam, öpüşme sahnelerine yeni çözüm olarak karanlığı mı buldunuz?
 
Bölümü alevler içinde açacağımızı umarken; Ceylin’in davadan bir önceki güne uyandığı o sabaha, yani zaman atlamasıyla birlikte iki hafta sonraya başlama fikri güzel bir hamleydi. Bu vesileyle üç haftalık bekleme sürecini boşuna geçirmemiş olduk. O sabah tüm bu iki hafta içinde yaşanan her olay, Ceylin’in kâbusu hâline gelerek yaşayacağı günün habercisi niteliğindeydi. Anladığım kadarıyla Ali Bilgin, son birkaç bölümdür farklı teknikler deniyor. Bizlerin izlemediği, fakat aradan geçen bu iki haftanın özeti olan o hızlandırılmış akışı sevdim. Buranın aracılığıyla ricam Ali Bilgin’e ulaşır mı, bilmiyorum ama bölüm başında yapılan özetimsi kesitleri her bölüm başında görmeyi isterim. Özet sorununu ayarlayabilirlerse Ali Bilgin’in kurguladığı sistem bana oldukça mantıklı geliyor.


Ey aşk, ne yüce bir olgusun?
 
Bölümün ilk dakikalarından mutlu haberler almaya başladık. Ceylin’in itirazının kabul alması ve akabinde avukatlığa dönüşüyle birlikte bir aileye iki avukat fazla gelecekti. Ilgaz savcılıktan istifa ederken bunun temelli bir vazgeçiş olmayacağı tahminlerimin arasındaydı. Yargı’nın on altıncı bölüm yorumunda da belirttiğim gibi Ilgaz, o anki koşullar dahilinde istifa etmesi gerekiyordu. Ancak, verdiği karar doğrultusunda bir de gerçek hisleri görmezden gelinmemelidir. Ilgaz’ın içindeki keşkeleri her ne kadar dile getirmese de vücut dili her duygusunu açığa çıkarıyordu. Savcılık Ilgaz’ın muhteviyatında meslek değil, karakter olarak yer alıyor. Ceylin’in aklanmasıyla birlikte artık avukatlık yapmazdı, yapamazdı. Özellikle Pars’ın kişisel çıkar ve görüşlerini dosyalara yansıttığını gördükçe ne kadar kahrolduğuna şahit olduktan sonra bu kararı ivedilikle alacaktı.


Ceylin'e sonsuz güvenin için bu zafer senin Ilgaz!
 
Belki de hepimizden çok Ilgaz’ın savcılığa geri dönmesini Ceylin istiyordu. Hatırlayacak olursanız Ceylin, Ilgaz’ın istifa etmesini asla kabullenemedi. Hatta o deniz kenarında yaptıkları konuşmada sırf bu nedenle Ilgaz’la ilk ciddi tartışmalarını yaşadılar. Mesleğini bu kadar aşkla ve hak ederek yapan biri daha fazla ayrı kalamazdı. Ilgaz gerçekten mesleği için donatılmış bir adam. Ceylin, Ilgaz’ın mesleğinden vazgeçmesine sebep olduğu için içten içe kendini kemiriyordu. Daha bu haberi hazmedememişken Yekta’nın şikâyeti yüzünden mesleğinden üç ay uzaklaşması Ceylin’in elini kolunu bağladı. Neyse ki çok fazla sürmeden Ceylin hem mesleğine kavuştu hem de Ilgaz savcılığa dönmek için ikna oldu. Geçen bu süre zarfında birlikte güzel hamleler yaptılar.


Size tavsiyem Ilgaz ve vicdanıyla asla karşı karşıya kalmayın

Haftalar boyunca Neva’nın sır perdesinin aralanmasını bekledik. Geçtiğimiz bölüm Ceylin’in ortalığı karıştırmasıyla beraber Ilgaz da boş durmadı. Pars sebebi sensin dediği o davanın iç yüzünü bir türlü dile getirmek istemedi. Buradan şüphe tohumlarını alan Ilgaz’ın tanıdık birkaç kişiye dosyaları sordurmasıyla buradaki sır düğümünü çözdü. Boşuna “İki kişinin bildiği sır değildir” diye söylememişler. Bu kadar heyecana gerek var mıydı? Bence Neva değmeyecek bir sebeple kendini yaktı. Sonuçta memuriyette tayin istemek için iki yol var. Biri eş durumundan tayin istemek, diğeri de alanında yükseltme yapmak için eğitim almak. Neva’nın ilk hamlesi geri teptiği için b planını devreye soktu. Bunca usulsüzlüğe hiç ama hiç gerek yoktu. Ilgaz adaleti sağlamak adına bu işin peşini asla bırakmaz. Neva hayatının hatasını yaptı. Sebeplisi olarak da Ilgaz gösteriliyor; ancak, Ilgaz’ın da dediği gibi bu düpedüz bencillik.


Aldanma Neva!

Bu iki haftalık zaman aşımında Neva, Cüneyt’le olan ilişkisinde de özgürce hareket ettiğini gördük. Açıkçası Cüneyt’le hangi ara bu kadar yakınlaştıklarını henüz çözebilmiş değilim. Tabii ki Cüneyt’in Neva’ya yaklaşımında hep “acaba” sorusuyla karşı karşıyaydık. Yekta sağ olsun bizi yine şaşırtmadı. Büyük olasılıkla Neva’nın yaptığı usulsüzlüğün kokusunu aldığı için sırtlan edasında hemen harekete geçti. Yekta hamlelerini doğru atıp; kimi, nereden vuracağını çok iyi biliyor. Maalesef Pars şüphe etmekte haklı. Yanılmasını çok isterdim. Bu oyun bittiğinde kaybeden taraf Pars veya Neva olmayacak. Cüneyt yaptıklarından pişmanlık duyacak. Neva üzerinden Pars’a oyun oynadıklarını düşünürken Neva’ya çoktan kapıldı. Bakalım Neva’nın aşkı Pars’ın öfkesini ve Neva’nın hayal kırıklığını onarabilecek mi?


Ceylin'i sınamak mı istiyorsunuz? Buyurun o zaman :D
 
Sizi bilmem; ama Ceylin’in bilirkişi ile konuştuğu sahnede oldukça eğlendim. Bilirkişi başta hiçbir renk vermediği için normal biriymiş gibi düşündüm. Sanırım izleyen herkes benim gibi düşündü. Ancak, işin rengi sonradan ortaya çıktı. Pınar Deniz’in oyun gücüne bir kere daha hayran kaldım. Böyle sahnelerde inanılmaz deliriyor. Bu da beni aşırı eğlendirdi. İzlerken sürekli “Kim bilir çekerken nasıl eğlenmişlerdir?” diye düşünüp duruyorum. Hem bilirkişi ile konuştuğu odada hem de Derya Savcı’nın odasında kurduğu oyun çok iyiydi. Yekta, Ceylin’in ne yapabileceğini çok iyi bilen bir adam. Şıracısı da Ceylin’in her türlü zaafına şahit olduğundan kaynaklı damarına nereden basacağını biliyordu. Planları elbet tutacaktı. Ceylin’in de haksızlık karşısında kendini tutamaması ve öfke patlamasıyla işlerini kolaylaştırdı. Yekta’nın emeli bilirkişi vasıtasıyla dava saatine kadar Ceylin’i oyalamaktı. Pars da geçtiğimiz bölümden kalma alınganlığını ve Ilgaz’ın Neva’ya kurduğu baskıyı kullanarak Kemal Hakim’e aksi bir teşebbüste bulunmadı. Sonuç olarak Ceylin dava saatine kadar nezarethanede kaldı.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER