Yaman kanatlandırır!
Yaman, Orkun'a DEV kapak yapmış, ben nasıl kapak fotosu yapmayayım:)))
Sıradan bir MedCezir izleyicisini keyiften dört köşe yapacak şu sahne için 69 bölüm beklemek gerekiyormuş meğer! Olsun. İçimizde kalmayacak ya, bu da yeter bize.
 
Özellikle son 20 dakikasında eğlence ve mutluluk dozu tavan yapan MedCezir’in 69. bölümü, ne zamandır “ilk sezonda daha güzeldi sanki” mızmızlanmalarımı geçersiz bıraktı. Hele ki isteme faslında öyle ince ayrıntılar vardı ki, çok eğlendim. Bol bombalı, bol laf sokmalı, bol öpüşmeli, kötülüklerin cezasını kısmen de olsa bulduğu ve hikâyenin lokomotif çiftinin başına felaketler gelmeden de gözleri ayırmadan izlenen bölümü bolca didikleyelim.
 
"Artık bir bağımız daha var. "
 
Bölümün hashtag’i de olan yamansürpriz için birçok alternatif vardı. Öncelikle, Yaman’ın Almanya macerası, yürekleri ağıza getiren “kim bu kız” krizinin sorunsuz atlatılmasına değinmeli. Hepimiz bir felaket bekledik, kabul edelim. Geçen hafta “kadınlardan bir şey saklamamak gerek” yorumlarımın yerini bulduğuna sevindim. Yaman Mira’ya her şeyi anlatmış demek ki. Yaman’la Mira çok büyük leveller atlasa da, Mira bu olaydan, o anda haberdar olsaydı, DEV kriz çıkardı, net! Yalnız bu planda Leyla’nın tek suç ortağı Orkun değilmiş, Nevin de azmettiriciymiş. Leyla da bir taşla birkaç kuş vurma peşinde.
 
"Tek ortak yanımız yanyana duruyor olmamız"
 
Emrivaki yapılan nişanı bir parça garipsedim açıkçası. Ama malum, Altınkoy’lular parti yapacak tüm bahaneleri hunharca harcadılar. Artık başkalarının nişanlanmasına onlar karar veriyor. Bir sonraki parti bahanelerini çok merak ediyorum şu an. Hayatları o kadar sıkıcı ki, Yaman’la Mira’nın ilişkisi onların katıldıkları interaktif bir gösteri adeta. En çok eğlenen de Hale oldu elbette. Hale, Mira’dan boşalan parti organizasyon işlerindeki başarısını gayet güzel kanıtladı. Hem bu organizasyonlar sayesinde içindeki nefreti kusup sağa sola laf sokma fırsatı buluyor.
 
Partinin en eğlenenlerinden biri de Beren’di. Artık Ali’yle yakınlaşmları daha açık seçik. NarlıÇeşme sakinlerinden Aras da sevgilisi ile son beş sayıyor. En çok güldüğüm kısım, isteme faslında bir köşede telefonda açıklama yapmaya çalışmasıydı. Yalnız artık Aras’ın, Yaman’la Mira arasında bir kara kedi olmayacağına dair rahat bir nefes alabiliriz herhalde… Bakalım ihale kimin olacak. Evet, Aras bir ihale kadar değerli. Zira hikâyemizde ilk kez biri Yaman’dan sonra, bu kadar idealize ediliyor. Aras’ı Tuğçe kaparsa sevinirim tabii ki, ama sanki Aras daha ihtiraslı biri. Sanırım Tuğçe mi, Hale mi kısmında ben Hale tarafında olacağım.
 
"İleride klip çekerken bu duruşu kullanıp seni hatırlayacağım Orkun!"

Nişandan sonra, yamansürpriz önerilerimin en iddialısı, Orkun’un düştüğü durumlar elbette. Orkun’cuğum zavallı saplantılarıyla, zaten haftalardır bütün karizmasını bitirmişti. Yaman’ın harika sürpriziyle Orkun’u bir vincin tepesinde sallanırken görmek MedCezir’in en büyük bombalarındandı. Yaman tatlım, aldığın bu tedbirle mizah yeteneğini de kanıtladın. Kahramanlıklar listene bunu da eklemeliyim.
 
Orkun ise çırpındıkça batıyor. Artık suç şeceresine bir de cinayeti ekledi. Bu kadar mı gözün döndü Orkun ya, ne saplantıymış bu böyle? Hayır, hemşire kızla işbirliği yaptığınız kayıtlara geçti, kızı neden öldürdün ki? Madem işi cinayet işleyecek kadar ileri götürdün, neden kendi arabanla yapıyorsun? Yaptın, Giray’ı neden işin içine kattın? Giray zora düştüğünde seni anında satar. Orkun’un şu yaptıklarından hiç memnun değilim, hiç! Üzgünüm ama bu gidişle Hale’nin düzenleyeceği bir sonraki organizasyon, Orkun’un cenaze töreni olabilir.
 
"Yeni kahramanlıklarımı parmağımı uzatıp ayar vererek yapıyorum."
 
Yaman tatlım, kahramanlıklarına daha günlük eklemeler yapıyor artık. Mesela Leyla’dan, arabasını duvara vurma tehdidiyle laf alma taktiğini çok sevdim. E o kadar çok saykoyla, zıvanadan çıkmışla uğraşınca insanın ufku açılıyor tabi. İtiraf edeyim Yaman’ı, isteme faslının hemen öncesinde, Orkun’un karşısında görünce “günler çuvala mı girdi, Orkun’un haltlarını ortaya çıkarmak için başka gün mü yoktu” yazmaya başlamıştım. Ama kahramanımız işini sağlama almak istemiş meğer, adam haklı! Orkun kesin bir şey yapardı. Nevin gibi bir köşede “o yüzük nasıl takıldıysa öyle de çıkar” diye mızmızlanacak değildi herhalde… Yalnız Orkun için kötülüğün büyüğü küçüğü hiç fark etmiyor. Onca derdin arasında, Uzay’ın Eylül’ü öptüğünü Mert’e duyurmayı fırsatını da kaçırmadı, bravo!
 
"Dizilerde görüyorum, sertçe kendine çekip öpüşüyorlar, hep yapmak isterdim." by Mert
 
Gelelim Eylül’le Mert’e… Hangisine daha kızgınım bilemedim. Bir aradayken çok sıkıcıydılar, ayrılırken daha da sıkıcı oldular. Mert’cim, Uzay’a karşı hep senin tarafında oldum şimdiye dek. Ama Uzay söylediklerinde çok haklıydı bu kez. Olcay’a bu kadar ilgi göstermenin asıl sebebi, Uzay’la yarışacak yeni bir platform bulmuş olman değil mi? Çocuğu dışlayabilmek için kadına ilgi gösterdin, ama o da Eylül’e mâl oldu, bak! Önce öpmeler, sonra elinde içki şişesiyle kapıya gitmeler? Bunlar sana birkaç numara büyük canım. Olcay’ın evinde de mızmız bir çocuk gibi uyuyakalmışsın zaten. Olcay da sende bir numara var sandı. Hâlbuki daha çocuksun gerçekten, çocuk. Mert adeta ergenliğini yaşıyor şu ara, büyüme belirtisi olarak da odun kırmaya başladı, neyse ki bir kaza çıkarmadı.
 
"Ama bu çocuğun dudakları böyle güzelken, benim Mert'le ne işim vardı ki?" by Eylül
 
Eylül desen başka bir âlem. Arabeskin doruklarındaki “başka dudaklarda” edebiyatına mı takılsam, mutsuzluğunu Mira ile Sedef’e ayar vererek bulaştırmaya çalışmasına mı çemkirsem, yoksa Uzay’ı hep cepte yedek görmüş olmasına mı saydırsam, çocuğa ilan-ı aşk ettirip sonra da utanma ayaklarıyla kaçıp gitmesine mi söylensem bilemiyorum. Sanırım hepsi! Yalnız Eylül’ün içindeki “laf sokma canavar”ının çok eğlenceli olduğunu söylemeliyim. “Alt tarafı bir öpücük” diyen Sedef’e nasıl da şak diye cevap verdi. Böyle bir cevabı kurgulamak istesem on dakika düşünürüm kesin. Eh, Eylül ne de olsa Barış Buluter’in genlerini taşıyor. Ay ne antipatik adam, sizce de öyle değil mi? Oysa Gamze’cim ne tatlı, hastasıyım. Neyse, Eylül Mert çifti bir süre uzak kalsın en iyisi, bir de böyle görelim.
 
Her cuma akşamı ekran karşısında toplaşıp o ağlayınca hep beraber ağlıyoruz biz, hobimiz evet!
 
Her hafta başka bir performansıyla hayranlık derecemize bir çentik daha ekleyen Serenay Sarıkaya, MedCezir’in 69. bölümünde Mira-Faruk konuşmasıyla yine kalbimize dokundu. Mira’cım hastalığını o kadar az önemsiyor ki, herkes de onun bu durumdan çok fazla etkilenmediği düşüncesi oluşturuyor. Mira’nın hassasiyetine ilk kez bu kadar yakından tanık olduk. Mira ilk kez bu kadar açık açık ölmekten korktuğunu, ölürse geride bir iz bırakmak adına hamile kalmak istediğini anlattı. Açıkçası Mira’nın Yaman’la aile olmak için sabırsızlanmasına, ben de çok kapıldığım için, aslında hamile kalma isteğinin ardında yatan bu gerçeği fark etmemiştim. Mira kök salmak istiyor, hem hayata, hem Yaman’a… Aslında hepimizin bütün çabası bundan değil mi? Bundan daha insani bir istek olabilir mi? Sahnenin hakkını sonuna kadar veren Serenay Sarıkaya, harikasın!
 
"Ya o kadar da aynı rengi giyiyoruz, yine kavuşamıyoruz, yine kavuşamıyoruz!"
 
Başka bir harika da Selim Serez! Gerçekten harika bir baba, Mira’yı isteme zamanlamasına da bayıldım. Ama bir aşık olarak gerçekten çok yavaş. Haftalar sonra Sedef’e romantik jestler yaptı. Az kaldı ama, Sedef’in zırhı inecek bence. Beklemedeyiz merkez.
 
Selim, ondan beklediğimizi yaptı ve Nevin’le Yaman arasında ara buluculuğa da kalkıştı. Ne doğru davrandı değil mi? Önce tatlı tatlı başladı, baktı Nevin katı, bu kez tespitlerini bir bir kibarca söyledi. Ay zaten gelmesin Nevin, hiç yokluğunu hissetmiyoruz.
 
 
Varlığı ile yokluğu bir olan anneler listesinde, iki numara da Sude var tabii ki! Sude dış kapının mandalı olarak kalmaktansa, kuyruğu kısıp isteme faslına dâhil olmayı tercih etti. Ama Süreyya Hanım daha kız annesi rolündeydi. Eh artık Faruk’la da iş yapacaklar, kim bilir belki Faruk da Süreyya’nın dingin sularına demirlemeye karar verir. Bu arada ne iş yapacaklar, hiç anlamadım ama, Süreyya’cım umarım iş hayatında şanslısındır, zira Faruk tam bir iflas canavarı, batmalara doyamadı.
 
"Yaman kaçmış mııııığğğğ"
 
Bu hafta kötülerin sıcak sıcak cezalandırıldığı bir haftaydı dedim, Sude de nasibini bir nebze aldı. Önce Mira’nın onun yabancı gibi karşılaması, yüzük takıldıktan sonra da Yaman’ın onunla hiç muhatap olmaması… Yaman Sude’ye bakmadı bile! Bunlar Sude’yi yıkmaz, ama bayağı yaralamıştır herhalde. Yalnız başta Sude, Yaman’ın gelememe ihtimalini duyunca bir an gözleri parladı, bölümün en eğlenceli anlarındandı.
 
O kurdele kesilecek!
 
Yaman’ın kendi hayatıyla ilgili tespitlerini yapıp, ortalığı velveleye vermeden kararlarını uygulamasını çok seviyorum. Mesela annesinin tavrını kabullendi, kalkıp da bunu sorun etmiyor. Gerçi Yaman da bu bölüm ilk kez annesinin geçmişte yaptıklarını asla unutmadığını dillendirdi. Boş ver tatlım ya, sana Selim yeter. Yalnız Yaman da Mira da anneden yana talihsizler. Eh baba konusunda da pek şanslı sayılmazlar. Ama onların şansı birbirleri, umarım mutluluğunuz daim olur. Aşkı böyle güzel yaşayıp, böyle gerçek hissettiren Yaman&Mira çiftini böyle görmek harika!
 
Ha unutmadan, şu canlı reklam olayının da çok tatlı olduğunu ekleyeyim. Bir de Çağatay Ulusoy’un “her hali güzel”den, eski taş günlerine dönüşünü şu kareyle kutlayalım.

"Çok mu ışıltılıyım;)"
 
Çocuklarının mürüvvetini gören aile gibi mutlu sonlandırdığımız MedCezir’in 69. bölümünde emeği geçen herkesin eline sağlık. Son olarak, erkek tarafı Mira’ya ne taktı, haftaya merakımız giderilir umarım.
 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER