Haftanın ortası, Güzel Köylü arası. Sadece günün değil
haftanın yarısının stresini atacağın gün ve karşına öyle cici bir dizi geliyor
ki, kahkaha tavan yapıyor. O kadar sıkıldık ki bunalım hallerden, kötü
haberlerden, entrika dolu sahnelerden, otur neşen yerine gelsin. İçerisinde
barındırdığı mükemmel oyunculuklar da cabası. Senaryonun ince işçiliğini,
karakter saygıyla kabul edip sevgi yumağıyla bütünleştirip önümüze sunuyor.
"Bünyamin ve çiçekleri" konsepti de bekleriz
İşte yine onlardan bi demet akşamıydı. Bünyamin etkisi ile
başlamak istiyorum. Adamın ev hali bile şen kahkaha seslerini yükseltiyor. Sözde
Nurten, odaya girip Bünyamin’i çağıracak. Nerdeeeeeeeeee …. Bünyamin aldığı
gibi eşini Hint dansına başlıyor, bir de güzel döktürüyor ki orijinal Hintli’ye
kök söktürür cinsten. Havlular desen ayrı zenginlik katmış. Kayınpederin odaya
girişiyle sonlansa da devamı gelir diye umut ediyoruz. Başlamışken Bünyamin’den
devam edelim doğruca. Firat Dede’ye araba temizliğinde yardım etmek istemesi
iyi, hoş da bizim dede kendini 18’lik delikanlı görüyor. Alırsan elinden
fırçasını kayarsın doğruca.
Kahkahayı bir kenara koyalım. Gül, köpeği ve küpe ile doğru
yola koyuldu. Hedefi Kamuran olarak çıktı yola. Cemal ise mışıl mışıl uyur
evinde.Kamuran’ın ise derdi Gül’ün sahipolduklarına kavuşmak. Kaan’a direk
köpek aldırma parolasıyla gelmesi bundandır. Kaan da kıskandırma çabaları
uğruna, Kamuran’ın her dediğini yapıyor. Köpek alımı için barınağa gidilir, bir
köpek seçilir, ortada artık BÜYÜK bir dost vardır. Kamuran korkusuz kız; lakin
Kaan korkusunu belli etmeyen erkek. İri, siyah köpek alınır eve doğru yola
çıkılır.

Gül, şimdi beş kardeş geliyor
Gül ise Seval’den aldığı bilgiler eşliğinde Sultanana’ya
doğru rotayı çevirir. Köy meydanında Gül’ü sinirli gören Azmak Başı ekibi de
bir şüphelenir ki Cemal’in uyanında haberi oradan olur. Gül, küpe faciasını
ablasına, Sultanana’sına anlatır. Sultan Hanım’a hemen anlatmasa iyi olurdu
diyemedik bile. Malum eskisi gibi sevilmiyor Cemal. Gizli evlilik sonrası kılıç
kalkan kuşandı Sultan Ana. Torununa da ondan ayrılmasını söylemesi hep bu
yüzden. Oysa dede öyle mi? “Eşler arasına şeytan girmez”, diyecek kadar eşlerin
bir arada olmasını isteyen yakışıklı.
Önümüze gelene bin tekme
Gül’e vakit gelmeden muhtarlık yerinde bir araya gelen ahali
ve Hüsnü Baba’nın yeni iş arayışı. İşte ticaretin ilk adımları, yaratıcılığın
konuşturulması. Gelen fikirler, kıskanılan Alkan Ailesi. Akyaka’ya giden
Niyazi, Cemal ve Hüsnü’yü takip eden Yusuf Baba denizde aldı soluğu. Etraflıca
bilgileri topladılar, Akyaka’de denize nazır neler yapılır, nasıl geçinilir
kısa zamanlı kalkınma planı yapılarak geri dönüş yolculuğu başladı.
Gül, Cemal’in telefonlarına çıkmamıştı da Sultan Ana’nın
evine gelince karı koca nasıl da konuşup anlaşmayı seçti. Olayı anlamadan kızmak
yerine, karşılıklı konuşarak “Neler olmuş” ‘u çözümlemek daha sağlam yol. Her
zaman aynı olan Kamuran’ın arayı bozmaya çalışması bir kez daha anlaşıldı. Genç
Alkan çiftinin kendilerine ait, daha geniş olan tütün damına gitmeleri ev Cemal’in
telefonunu orada bırakması Gül’ün bir kez daha gerçekleri anlamasını sağladı.
Gül’ü sözde kandıran Kamuran, Cemal’e attığı mesaj ile kendini ele verdi.
Yalnız yalan yok, nasıl Kamuran’a kızamıyorsak, Gül’ün de Muğla şivesi ile
okuduğu mesaj ayrı lezzetliydi. Arada
böyle konuşsun, ne de olsa artık Muğla gelini …
Her şey varacağına varır da bir baba & oğul sahnesi
vardı ki. Hayır, yanıldınız, yan yattınız, iddaayı kaybettiniz. Cemal değil,
Celal bu sefer. Geçen hafta işe başvurduğunu söylemişti, şimdi detaylara sıra
geldiğinde sigortası olacağını, ehh az çok para da kazanacağını iletti. Babası
sert bir dille karşı çıksa da dışarıda yakaladığı gibi içlerini döktüler… Bir
taraf çocuklarının henüz küçücük olduğunu düşünen baba olsa da, diğer taraf
evlattı. Bu yaşa kadar büyütmek, emek vermek, şimdi meyve toplama zamanı değil
miydi? Ailesi ihtiyaç durumundayken para mı biriktircekti Celal? Evladını “Nasıl
yetiştirrisen” , öyle olurdu, kendini aynada görmekti bu. Evlat, aile zor
durumdayken kendine mi yatıram yapacaktı, durumun eskisine gelince Celal’e daha
çok para vereceğini, istediklerini karşılayacağını biliyordu. Yazıya
dökmek o kadar zor ki, Ahmet Mümtaz
Taylan ‘ın can verdiği Hüsnü Alkan karakteri o kadar BABA ki, o mimikler, Celal
ile karşılıklı jestler der susarım… İtiraflar geç sağ köşeye, gözlerde biraz
yaş, Celal’e alkışlar ile geçen müthiş sahneydi…
Gözlerde yaş deyince Ayten’i ile konuşmak isteyen Celal,
buluşma noktalarına gitti. O da ne? İş başvurusu için sağlık raporunu alamayacağını
Ayten’e söylerken nedeninin yaşamak için az vakti olması içlerimizi fena etti.
Henüz her şey yeniyken Celal için bu da nereden çıktı nidaları evi inletti.
Kabul edin bir an unuttunuz hamak keyiflerini ve daldınız iki gencin içine.
Ağladığınızı gördüm bayan, gözünüze soğan kaçmadı teyzeciğim. Hamak düşüşü iyi
oldu yoksa evlerde peçete kalmayacaktı. Öyle güzel keyif yapmışlardı ki, içine
dert olan sağlık raporu kabusu olmuştu. Neyse koşturun siz gençler, halledin
evrakları…
"Ohhh elimin tersinde güzel" By Kaan
Kamuran köpek isteyip aldırdı da, boyundan büyük olunca
dertler de olmuyor değil. Dolar hesabı yapılırken günlük değişen kurlar da
dikkat çeksin ey seyirci. Gül’den köpek ile ilgili yardım istemesi ayrı, Seval’e
getirdiği köpeğin tüm yemeği yemesi ayrı. Dolma içi köpeğin midesinin içinde oldu.
Bünye sağlam olunca her şeyi yer maşallah.
Yaratıcılığın doğru adresi burası. Bebişe alınan beşiği
getiren Bünyamin, modifiye konusunda kendine güvenileni yaptı maşallah. Akşam
yemeğinde sofraya toplanan aile, Bünyamin usülü beşiği görmek için bi
süreliğine evin içerisine girdi. Beşiği baştan sona kadar değiştiren Bünyamin,
kocaman alkışı aldı. Yalnız aşağıya indiklerinde yemek yoktu. Tam sofraya
oturmadan eve gelen Seval, Kamuran ve Kamuran’ın köpeği ailenin yukarıya
çıkmasıyla bahçede kaldılar. Bünyamin’in sen son modifiye icadı olan “Ağlayan bebeğe yardım alarmı” Seval ile
Kamuran’ı da eve çıkardı, bu boşluğu fırsat bilen köpek de masada bir güzel
ziyafet çekti. Kamuran bakamayacaksan alma lütfen hayvanları barınaktan. Çünkü
canlılar iyi bakılmaları lazım bir bebek o. Suyunu içecek, yemeğini yiyecek.
Sevgini esirgemeyeceksin.
Bu tarafta akşam yemeği olur da Alkan Ailesi yemez mi? Tüm
aile toplandı, Dudu maalesef henüz iyileşemedi. Masada Hüsnü Baba, eşlerin küs
olmamasını anlattı ve gün içerisinde olan iş mevzusuna geldi. O sırada
fikirlerini söyleyen Gül’e tepkiler Dudu’dan geldi. Oysa gelin kızımız iyilik
etmeye çalışmıştı; fakat her söze alınan Dudu, kayınvalide olduğunu hatırlattı.
Ayyy, oğlumu benden aldı demeler ile de beni benden aldı. Bölüm boyunca sofra
sahnesinde çıkan bir oyuncu ve o 5 dakikalık dilimde kendini ortaya sunan
güzellik. Alkışların büyüğü sana Dudu, tüm kayınvalideler senden oldu eminim.
Saygılar sana, selamlar sana …
Gül kız dayanamadı tabi, havaya almaya çıktı. Kamuran’dan
gelen mesaj ile gizli plan kurmuştu ;ama küpeyi Kaan’a verdiğinde bunu
yapacağını bilmiyordu. Kaan, elinde Kamuran’ın küpesi, yanında ablası doğru
Kamuran’lara … Gül’e tekrardan kavuşacağını sanması da ayrı komedi. Kaan, güzel
güzel bizim köylü oldu. Yemek esnasında baskın yapması ve herkesin şoka girmesi
ile gelecek haftayı merakla, ilk bölüm heyecanıyla beklemek kaldı.
Mansur’un Hasret’inin olduğunu öğrenmemiz bu bölümün en
özlem dolu hikayesiydi. Sevdiğine verdiği sözü, sazı eline alması demek,
sevdiğinin elinin tutmasıymış. Böyle aşk yapmayın, inanıyoruz, arıyoruz, sonra
da hayaller suya düşüyor. Allah’ın Hikmeti, Kaan’dan daha iyi bugünlerde. Kaan
epeyce kafayı bozdu söyleyeyim. Neydi, ne oldu adam. Eyyyy aşk sen neler yaptın
adama… Nurten yerine Esma’nın hamile olduğu anlaşıldığında, bir komedi
başlayacak ki şimdiden kendimi hazırlıyorum. Ekşi ekşi erik çektiğine göre
canı, ye ekşiyi, çıkar Ayşe’yi diyerek, Nurten’e bir kız kardeş daha mı gelipduruuuu
… Kahkahası bol, neşesi yüksek, ömrü uzun, sazı sözü türküsü bütün … Buyurun her gün
#mutluluktanyana olsun …