Bir hafta 22.00'de yayınlandıktan sonra, bir hafta yayınlanmayınca bu akşam #nihayet dizimize kavuştuk. İlk defa özeti pür dikkat izledim çünkü bu özensiz yayın politikası nedeni ile neler olmuştu unutmuşum. Diziye yine İpek-Ömer-İpek'in oğlu üçlüsü ile başladığımız için yazıya Ömer’in sevdiği kadınları inceleyeleyerek başlayalım mı? Ne
dersiniz?

İpek
|
Sibel
|
Elif
|
Delikanlı
|
Saf
|
İstediğinin
peşinde koşan
|
Sivri
dilli
|
Aile
kızı
|
Romantik/hayalperest
|
İdealist
|
Anlayışlı
|
Tek
başına ayakta duran
|
Güzel
|
Güzel
|
Güzel
|
25
yaş
|
30
yaş
|
35
yaş
|
Heyecan >
|
Durgunluk >
|
Olgunluk
|
Şimdi bu tabloya bakınca tek ortak noktaları
güzellik değil mi? Ömer her beş yılda bir sevdalanmış olsa hayatının beş yıllık
evrelerinde hayat anlayışı da kökten değişmiş gibi. İpek’in ani kararının
yarattığı kriz ile daha durgun bir aşk hayatını seçtiğini sanmış. Sibel’in
yalanlarını biz de görmezsek Sibel aslında “ideal eş ve anne”. Sibel’in
yarattığı hayal kırıklığı ise Ömer’i Hindu keşişler gibi bir olgunluğa itti ve
hayata kendi istediği gibi değil hayatın onu götürdüğü yerden bakmaya başladı.
Sonuç, Elif’e aşık oldu. Allah ayırmasın Elif ile ayrılırsa Ömer’in bir sonraki
durağı nasıl bir kadın olur benim aklıma gelmiyor. Aklına gelen varsa yorum
olarak yazsın lütfen.
Hüseyin’in kadınları ise O’nun hayatını resmen
kökten değiştirmiş. Bir yanda Svetlana bir yanda Melike. Hüseyin’in hem nur
yüzlü tarafını (ki son zamanlarda pek kalmadı) hem karanlık tarafını mahvedecek
olan şey bu iki kadın olacak. İster karma deyin ister İlah-i adalet Hüseyin’in
planlarını iki defadır değiştiren şeyler Melike’nin elinden geçiyor. Önce hesap
cüzdanı, sonra da flash bellek. Umarım Pınar’ın yapamadığını Melike yapabilir
ve Ömer’in eline koz verir, diline söz vereceğine.
'Karanlık benim göbek adım' by Metin.
Tayyar için ise kadınlardan bahsetmek zor çünkü O’nun
için kadınlar boş zaman oyuncakları. Canı sıkılırsa gidip dilini kesiyor, Grinin
50 Tonu filmini aratmayacak şekilde kadının üstüne sıcak mum damlatabiliyor,
kelepçeleyip denizin ortasında unutabiliyor. Oysa Tayyar’ın hayatındaki
erkekler her daim Big Bang yaratabilecek hassasiyetteler. Örneğin, Metin
aslında Tayyar’ın ruhani ikizi gibi. Hani insan en zor kendine söz geçirebilir ya. O nedenle Metin’i bir türlü dizginleyemiyor. Öte yandan Mert ise çirkin
ördek yavrusu gibi. Kuğu iken yanlışlıkla ördeklerin yuvasına karışmış sanki. Aslında görsel olarak da öyle. Tayyar formatından nasıl Mert
versiyonu çıkmış bilemiyorum ama şimdilik mevzu bu değil. Tayyar her ne kadar
bu bölümde Mert’e “kadınlar asi erkeklerden hoşlanır” diye öğüt verse de Mert
aslında beyaz atlı prens kıvamında.
Karanlık tarafı ne kadar iyi biliyor olsa
da baba olarak Tayyar sınıfta kalıyor ve içinde bulunduğu bu ikilem O’nun
sonunu da getirecek gibi. Metin'e ve Mert’e ek olarak, bir oğul olmasa da, insana
en yakın olan ve kaçamadığı tek şey olan gölgesi gibi Tayyar’ın hayatını
etkileyen sonuncu erkek ise Hüseyin. Hüseyin vicdanın sıkıştırması nedeni ile
pms dönemi kadınlar gibi pek çok zıt duyguyu aynı anda yaşadığı için Tayyar’ın
hayatı için dengesizlik yaratıyor. Tayyar, Hüseyin’i dengelemek isterken ayağına
taş bağlayıp denize atlamış gibi dibe sürükleniyor.
'Tehditlerde azıcık yaratıcı olun!' by kaçırılmalara doyamayan Elif.
Pek çok kez söyledim ama yine tekrar edeceğim.
Denizer kadınları dünyaya kaçırılmak için gelmiş. Aslı da kaçırılsa bu döngü
tamamlanacak gibi. Nilüfer ve Elif kaç kere kaçırılacak acaba? Sizi bilmiyorum
ama bu döngü beni açıkçası sıktı. Heyecan ve aksiyon olsun diye bu sahnelere
maruz kalıyoruz diye umut ediyorum ama sanırım sorun şurada: diziye İpek ve
oğlunu daha fazla nasıl entegre edebiliriz? Bu sorunun başlayıp ve biten bir
cevabı olmadığı için süreç uzatıldıkça uzatılıyor. Ve bu soruya alt başlıklar
eklenerek heyecan duymamız bekleniyor: İpek’in oğlu kim? (iç ses- ne önemi
var?). Serhat Tayyar’ın adamı mı? (iç ses-mafya açığımız mı vardı? Serhat
nereden çıktı?).
Ömer ve Elif kaçırılma-kurtarma rutinine çok alışmışlar belli. Elif kaçırılmış, Ömer o kadar rahat ki bir ara uğrayıp Yağız'a ilaç içirtiyor. Hüseyin'e gidip imalı bir şekilde konuşunca, "nasılsa ağabeyim müdahale eder" diye düşündü demek ki. Sanırım Elif de Medcezir izliyor. Zira Mert'ten 'Kaçırılınca Yapılacak Dokuz Şey' dersini iyi öğrenmiş. Dahası Serhat'ın adamlarının gözünü Elif'in güzelliği boyamış çünkü Elif'in telefonda bir mutfak alışveriş listesi vermediği kaldı. "Bir de, bir de, bir de" diye bu kadar kolay sıralamasının başka yolu olmaz.
10 Kaplan Nedret Hala'nın yanında sinek vızıltısı gib ikalır.
İtiraf ediyorum bu diziyi son bir iki bölümdür Nedret Hala için izliyorum. ElMer aşkını ayırmaya çalışmasını sindiremesem de Işıl Yücesoy'un etkileyici bakışları ile bize sunduğu Nedret Hala'nın Tayyar'ın karşısına çıkmasını pek bir merak ediyorum.
Sonuç olarak bu bölüm de gösterdi ki aşk dediğimiz şey aslında bir kara delik. Hayatınıza girdiği andan itibaren hem sizi hem gerçeklerinizi alt üst ediyor. Sizi bambaşka bir boyuta savuruyor. Hayatınızın kontrolü de gidişatı da ansızın değişebiliyor. Örneğin, Nilüfer, Elif ve İpek. Karanın ortasında filizlenen ElMer, NilMet ve Arda-Pelo aşkları mutlu sonla biter umarım.