Yeni Serez Ailesi'ni tanıyalım
Beş yıl sonraki Yeni Serez Ailesi, şu an yüzleri asık ama mutlu olacaklar merak etmeyin.
Yoğun geçen haftalar sonrasında Altınkoy ruhunun ele geçirdiği bir MedCezir bölümü geride kaldı. En sevdiğim bölümler, hep bu ruhun en önde olduklarındandır. 59. bölümü de en sevdiklerime ekleyeyim ve çoğu MedCezir izleyicisinin şikâyet ettiği “ilk sezon tadı yok” cümlesini geçersiz kılan bu bölümün ayrıntılarına göz atalım.

Ender’in ölümüyle dağılan Serez’ler, toparlanıp, yeni ailelerini artık iyice şekillendirdiler. Soyadı Serez olmasa da Mira-Yaman Koper çifti, Eylül-Mert Serez çifti ve artık iyiden iyiye ortaya çıkan Sedef-Selim Serez çifti bir beş yıl sonra Yeni Serez Aiesi’nin fertleri olacaklar.

Teklif kısmı güzel de planlamada henüz bazı eksiklikler var.
 
Geçen hafta Yaman’ın teklifiyle şenlenmiş aynı zamanda da bir parça endişeye kapılmıştık. Yaman’cım, Mira’nın tüm sabırsızlığına rağmen, sağduyulu tarafıyla sahnedeydi, hem bizi hem Mira’yı sakinleştirdi değil mi? Okul bitince evlenirsiniz kuzum, hayallerdeki Sedef’ten yanayım ben. Hayaller demişken, dizilerdeki hayal sahnelerine genelde gıcığımdır, ama MedCezir bu fikrimi yerle bir ediyor genelde. Mesela isteme sırasında Mira’nın son derece sıradan bir kıyafetle saçını gelişigüzel toplamasından, bu kısmı aslında Mira’nın değil, Yaman’ın hayal ettiğini anlayabiliriz. Çünkü Yaman stili değil içeriğe önem verir, değil mi?

Söz konusu kız isteme olunca Altınkoy ahalisi bile standart isteme merasimi kıvamında.
 
Nevin'in bir anlık oğlan annesi tavrını gizleyememesi ve Sude'nin Faruk'a "kötü haberi vermeyi bana bırak canım" uyarısı harika!
 
Peki ya Nevin’in halleri! En çok eğlendiğim; hayallerdeki Nevin’di. O kısmı da, Yaman değil, kesin Eylül hayal etti mesela. Tam erkek annesi tavrı, heyecanlı ama bir yandan da burun kıvırır vaziyette, süper! Sude’nin hayır cevabıysa Yaman’ın korkulu rüyasıydı elbette.

Evlendikten sonra Yaman!
 
İsteme sahnesinin hayal olmasından yana çok memnunum, ne yalan söyleyeyim. Yorumlarımı okuyanlar bilir ki; aşkın tüm evreleri sonuna kadar yaşanıp sindirilmeli taraftarıyımdır. Mira ile Yaman için de bunu istiyorum. Önce, tüm imkânsızlıklarıyla aşklarını yaşasınlar. O günün sonunda ayrı eve gitmek için vedalaşmalar, buluşmak için heyecanlanmalar, beraber geçirecekleri vakitler için sabırsızlanmalar... Aşkın en güzel yanı imkânsızlıklara karşı koyabilmesidir. Özlerken içinin erimesini yaşamazsan eğer, birlikte geçirdiğin günlere şükretmen, değerini bilmen mümkün olmaz. En ufak bir rüzgârda alabora olursun. O yüzden ağırdan almak iyidir.
 
Sedef'in Deniz'e "O kadar eziksin ki" bakışı
 
Ağırdan ağırdan kabul ettirilen bir cephe de Selim Sedef cephesi. Sedef’cim bütün ilişkilerde en doğru tahlilleri yapıp, en doğru akılları veren kişi. Ama tabi ki, alıştığımız üzere kendine hayrı yok. Deniz, kendince Sedef’i kazanıp Selim’e ulaşma taktiğini denedi, ama Sedef bu oyunlara gelmez şekerim. Deniz’in taktiğini ne güzel geri püskürttü Sedef, değil mi? “Selim bana anlatmadıysa senden duymam doğru olmaz” dedi. Oysaki, genelde merak kediyi öldürür, ne oldu ne oldu diye sorulur. Deniz, Sedef’in bu tavrıyla bir bozguna daha uğradı. Ama Sedef, Selim’den olayın kendisinin de dâhil olduğu bir durum olduğuna dair sinyali alınca, standart bir kadın durumuna geldi, soluğu Deniz’in yanında aldı ve Deniz’in aralarında bir şey olduğu düşüncesini öğrendi. O zaman da “Sedef hareketini” yaptı: kaçmak. Bu tepkiye dayanarak, artık Sedef’in de Selim’e karşı boş olmadığını düşünüyorum. Yalnız Deniz zorla kaşıya kaşıya Sed-Sel çiftinin temellerini kendi eliyle attı ya, bravo! Ben bu çifte alıştım artık, hadi heyecanlı kısımlarını görelim diye sabırsızlanıyorum.
 
"Daha yakın olmak için evlenmemiz gerekiyorsa evleniriz" by Mira
 
Evlilik teklifinin devamındaki Yaman-Mira konuşmalarını es geçmemek gerekir. Yaman’ın “artık sana yetememekten korkmuyorum” cümlesi, şimdiye dek duyduğum en güzel sözlerdi. Hep beklediğimiz Yaman buydu, değil mi? “Birbirimize daha yakın olmak için evleniyoruz” fikrine ise, bu hafta yorumsuz kalmayı tercih edeceğim. Eylül’ün, azıcık kıskanarak, bu mutluluğa limon sıkmaya karşı koyamaması çok başarılıydı. Elbette Mira ile Yaman’ın mutluluğunu o da ister, ama kız arkadaşlar arasındaki o rekabet hissi, Eylül’e “evlilik teklifi aldın ve burada temizlik yapıyorsun bu bir işaret olmasın” bile dedirtti. Mert’le Eylül’ün evlenme kararı aldığı bölümde, Mira bir nesli resmen evlilikten soğutmuştu hatırlarsınız. Eylül tabi bunu da hatırlatmayı es geçmedi. Neyse ki Mira’nın Yaman’la evlenme fikri için “poponda raptiyeyle yaşamak” hissine kapıldığı günler geride kaldı. 
 
Sude'nin adım adım çöküşü
 
Gelelim Sude’nin çöküşüne. Asım Şekip Kaya Sude’yi “belirli konuları konuşalım” diye aradığında, Sude’cim herkesin gözü önünde boşanma konuşması yapmamak ve baş başa mumlarla romantik bir ortamda Bay Aşk'ı bu karardan vazgeçirmek için, evde buluşmayı teklif etti. Sude’nin her şeyi bu kadar ince ince planlamasına, kuyruğu hep dik tutma çabasına gerçekten hayranım. Aslında Bay Aşk tam onun kalemi, adam da Sude’nin o kadar hazırlandığı görüşmeye avukatını göndermiş. Sude’cim hemen taktik değiştirdi ama Bay Aşk’a işlemez tabi. Yaralarını sarmak için Kenan’a koşan Sude, bir bozguna da burada uğradı. Hale’nin Kenan’a gitmesine şaşırdık mı, tabi ki hayır. İlk sezondan beri hep yakıştırmıştık, tanık olmasak da bu ilk Hale-Kenan görüşmesi değilmiş tabi ki. Yalnız Hale’nin Sude’ye o akşam oraya geldiğini ve evdekinin de kendisi olduğunu söylemesi de, Sude’nin toparlandıktan sonra Hale’ye verdiği “bak kız çocuğu” ile başlayan karşılık da çok eğlenceliydi. İşte Altınkoy ruhu bu! Mira’nın annesini toparlamak için söyledikleri de takdirlikti, ama Sude hayata bakışını tek cümleyle özetledi: “Ben balık tutmak istemiyorum, balık yemeyi seviyorum.”
 
Beren'in küçük kız kardeş bunalımlarını yerim:)
 
Geçen hafta, olan hep Beren’e oluyor diye üzülmüştüm. Neyse ki Sude hemen toparlanıp Beren’le kayak tatili planladı, Beren’cim de biraz olsun mutlu oldu. Yoksa İnanç Pars yüzünden girdiği krizlerden çıkamayacaktı. Bu krizleri izlemek çok eğlenceli olsa da, Beren bizim bir tanemiz, onun da gün yüzü görmesi gerek.
 
Yaman'cım filmin adını da Divane olarak hayal etti. 
 
Çok fazla zarara uğramadan, İnanç Pars’ı bu hafta uğurladık artık. Eminim ki; Sude’nin onu açılışa davet etmesinde, Yaman’la Mira arasında bir kriz çıkarma isteği de vardı. Yaman’ın, İnanç ve Mira’yı film çekiminde, İnanç’ın üzerinde kendi giysilerini ve oyunculuklarının berbat olmasını hayal etmesi süperdi. Sonrasında Yaman eve gelen çiçeklerin izini sürerek, onu hayatlarından çıkarmayı başardı da, o sırada Faruk’la konuşuyordu. O konuşmada yaptığı harika başlangıcı, bu şekilde sonlandırması Faruk’un gözünde onu nereye taşıyacak merak ediyorum.
 
Nevin de kimlik bunalımı yaşıyor yazık; "bebek bakıcısı mıyım, kayınvalide mi?"
 
Şu özlemi hissetmek ne güzeldir.. 
 
Sedef, hayallerde evliliğin altın kuralını “kan kusup kızılcık şerbeti içtim” diye tanımladı. Sude ise “aşk bir masal, masalı gerçeğe evlilik dönüştürür” dedi. Altınkoy kadınları, Mira’nın kafasını evlilik konusunda karıştırsa da, Yaman artık ayaklarının yere sağlam basmasıyla, Mira’yı hep ikna edecek gibi görünüyor. Mira ona “bana güveniyor musun” diye sorduğunda, ne güzel bir cevap verdi: “Ben sana bakıp yolumu buluyorum.” İnanç’a yine yumruklarla girişmesini ise eleştirmeyeceğim. Çünkü Yaman’ın en baştan beri tavrı böyle. Yaman bu durumu abartmadıkça, Mira  her ne kadar kızıyor gibi görünse de, bundan memnun. Sahiplenilmek her kadının hoşuna gider. Kendine daha çok güvenen Yaman’ın gün geçtikçe daha ideal bir adam olacağına inanıyorum. Bölüm sonunda yapılan Sevgililer Günü planlarını sabırsızlıkla bekliyoruz değil mi? Haftaya oyun başlasın!
 
 
 
 

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER