Zeyno’nun hikayesine dönecek olursam…
Burak’ın içine düştüğü duruma rağmen Zeyno’nun yanında
sapasağlam duruşu, Burak’ı neden sevdiğimin sebebi esasında. Burak, Seher’le
tam anlamıyla paslaşabilseydi pırıl pırıl parlayacak bir karakterdi. Bu haliyle
de sevilesi elbet ama bazı anların heba oluşuna da üzülüyor insan.
Seher’in ani ama bir yere varmayan tepkileri ise her zamanki
gibi can sıkıcı. Burak olmasa, bu mesele bu noktaya gelmezdi biliyoruz. Peki Burak ve Seher ne olacak? Şirin’in de sorduğu gibi
evlenecekler mi? Bu hikaye, burada bitecek mi gerçekten? Sanmıyorum.
Seher, Ayşen'e vişneli sarmaları vişne çekirdekleriyle beraber yedirse de içim soğusa.
Ayşen’in suçunun ortaya çıkışıyla birbirlerine sarılsınlar
isterim. Zira kendi kanından olan bir bebeği, daha iyi şartlarda yaşasın diye
çalan bir kadının hayatlarına daha fazla dokunmasını istemem. Umarım Meryem,
Ayşen’in tutunduğu tüm dalları tek tek kırar. Kalbindeki kötülük, döner dolaşır
Ayşen’i bulur. Bir insanın kendi oğluna ve torununa bugünleri yaşatması için
içinde canavar beslemesi gerekir zira.
Burak, Ayşen gibi bir anneyi hak etmiyor. Seher ise daha
fazla içine kapanmayı. Gelecek günler, Burak ve Seher’e güzellikler getirsin.
Elbette Zeyno ile beraber…
Emeği
geçen herkesin emeklerine sağlık... Bu hafta çok ağladım sayenizde.