Sırlar çok acayip şeylerdir. Asla içine konuldukları
kapalı kutularda kalmazlar. Bir yolunu bulurlar, döner dolaşır kendilerine bir ses
bulurlar ve açığa çıkarlar. Hani bir hikaye vardır bilir misiniz? Adamın biri bir
sır öğrenmiş. Günlerce susmuş, insan içine çıkamamış. Ama bir yandan da vebaya
tutulmuş gibi yangınlar içinde. Saklı tuttuğu şey hücrelerinden dışarı çıkmak
istermiş. Gitmiş bir kuyu bulmuş ve oraya fısıldamış sırrını. Ama bir şeyi gözden
kaçırmış. O sır yankı yapmış, tüm ormana yayılmış.
Gerçeklerin yankılanmasını duyuyor musun Hüseyin?
Uzatmayayım, bu bölüm tam da bu hikâyedeki gibi idi.
Kuyulara fısıldanmış sırlar, döndüler dolaştılar ve büyük yankılarla ortaya çıktılar. Hüseyin’in
Bahar’ı vurduğu o silahı kuyuya atarak tüm sırlarını o kuyuya atması yetmedi. Metin’i ve Tayyar’ı tehdit etmesi
işe yaramadı. Bahar’ın Metin’in mekânında öldürüldüğü tek tek ipuçları ile ortaya
çıktı. Bu zamana kadar Ali ve Hüseyin, Tayyar’ın her yerde olan piyonları ile
her şeyin üstünü örte bilmişlerdi. Gel gör ki bu bölüm her şey ters gitti. Ne
Ali durdurabildi Bahar’ın saçlarının incelenmesini ne de Hüseyin durdurabildi
İpek’in kurşunları balistik incelemeye göndermesini.
Geçen bölüm çok güzel kurgulanmış ve çekilmiş bir
sahne ile Bahar’a veda etmiştik. Bu bölüm bir gece öncesine gittik. Hüseyin’in
Sibel’den kalan vicdan azabı Bahar’ın gözlerinde ortaya çıkınca hata yapmaya
başladı ve ardında pek çok delil bıraktı. Nedense bu delilleri de hep İpek komiser
buldu. Ya çok zeki ya da Ömer’in tayfa uzun zamandır kara para çetesi peşinde
koştuğu için cinayet nasıl çözülür onu unuttular. Tüm zayıf noktaları İpek buldu.
Ancak bir yandan da yadırgamıyorum. Kolay değil 31 haftadır olayın içindeler ve
yaşananların içinde kayboldular. Taze kan, üçüncü bir göz her zaman kör
noktaları görmeye yardımcı olur. Şimdilik İpek bizim üçüncü gözümüz. Ancak
ricam tüm düğümleri İpek çözmesin. İpek’in eski kocası Serhat’ın adamı Rasim’in
aynı zamanda Metin’in adamı olması ve dolayısıyla Tayyar’a çalışıyor olması
İpek-Serhat-Tayyar arasında bir bağ kurmama neden oluyor. Bu nedenle her ne
kadar şu sıra her şeyi İpek çözüyor olsa da tüm bunları çıkarı için yaptığını
düşünüyorum. Sorgu odasında Rasim’in imalı imalı “yenge” demesi de bu kuşkumu
derinleştirdi.
Bu nedenle diziyi finale İpek taşımasın. Dizinin finalinde şahane bir Tayyar, Hüseyin ve Ömer
tiradı bekliyorum. Zira Tayyar, son birkaç bölümdür pek atıl kalmakla beraber, Ezel dizisinde Tuncel Kurtiz’in
canlandırdığı Ramiz Dayı gibi pek bir özlü sözler dillendirmeye başladı.
Kendisini seviyoruz, lütfen daha sinsi planlarla aramıza geri dönsün.
Bahar zeki bir kadındı. Çok fazla şanslı olduğunu
söyleyemeyiz. Metin ile birlikte olup yıkanmamak ve bunu Metin’e karşı “tecavüz
etti bana derim” diye kullanmayı akıl etmek herkesin harcı değil. Bu koz
yaşarken işine yaramasa da öldükten sonra işe yaradı. Ne
kadar ilginç değil mi? Küçücük bir hücre, DNA, bir aşkı mahvedebilecek güçte.
Metin’in DNA’sı Bahar ile olan birlikteliklerini ortaya çıkardı. Eminim Bahar
mezarında bile gülmüştür bu duruma: Ölüm bile Denizer’lere musallat oluyor,
onları mutsuz ediyor diye. Her şeyin bir zaman aşımı var işte, hiçbir sır gizli
kalmıyor. Mert bir yandan Demet’e göz kırparken bir yandan hala Nilüfer’i istiyor ve fırsatı değerlendirdi. Nilüfer de Metin-Bahar olayını öğrendi ama Metin yine bildik ezberine geri döndü:
Ben sevmeyi bilmiyorum, kayıplara alışığım dedi. Nilüfer hadi bunu birinci
seferde sindirdi, ikinci seferde de sindirdi ama yani Metin altından yapılma
değil üçüncüye sindirmesin artık. Nilüfer aşkı için o kadar fedakârlık yaptı,
sınanıyor, değişiyor, ailesini karşısına alıyor ama Metin her zaman aynı yere
kaçıyor: Ben böyle büyütüldüm! Yani? Değişe bilirsin Metin. Değişmek istiyordun
en azından, yeniden Tayyar’a dönmeden önce.
Psikopat Hüseyin'i daha çok seviyoruz.
Bazı şeylerin söylenmesi için bir zaman var. Eğer o
zamanı kaçırırsan ne söylediğinin bir etkisi kalıyor ne de söylenenin inandırıcılığı.
Ömer de İpek ile ilgili geçmişini çok önce söylemeliydi. Hüseyin’in
iki kişiliği var ama anlamadığım neden sayko Hüseyin daha zeki ve ortalığı en
iyi şekilde karıştırmayı başarabiliyor. Aile babası Hüseyin neden aynı
zekilikle işleri yoluna koymayı denemiyor. Bence Hüseyin, sayko olmayı seviyor.
O kadar çok bu işin içine batmış ki bence bir yandan aile babası Hüseyin’den de
kurtulmaya da çalışıyor. Bu nedenle Hüseyin İpek’i kullanarak Ömer’in ve Elif’in dikkatini Tayyar’ın istediği gibi başka yöne çekmeye çalışıyor. Bir yandan da Arda iyice gözüne batmaya başladı ve kendini Arda konusunda frenleyemiyor. Ama Hüseyin'cim Arda'ya bir şey yapacaksan lütfen karısından başla. En azından bir süre Arda Pelin aşkını izleyelim. Kaldıkları yerden devam etsinler. Bize bu iyiliği yaparsın belki.
Nedret Hala da Hüseyin’in bu durumunu fark etmiş
olacak ki Elif’i başka bir kaosun içine sokmamak için onları ayırmaya karar
verdi. Ömer’e nişan gecesi olan her şeyi anlattı. Ömer bu bölüm ailesi adına
doğru bildiği her şeyi sınadı: Ağabeyinin sevgisini, güvenini, vs. Hüseyin yine
kıvırmaya çalışsa da bu sefer Ömer’in ağzından alevler çıkıyordu. Karşısında kim
olsa yanar kavrulurdu. Hüseyin de kavruldu ama içindeki psikopat kurtulmak
adına yalanlar söylemeye devam etti. Yetmedi gitti Nedret Hala ile ortak oldu.
Ve Ömer’in zamanında söylemediği gerçek, geçmişinin hayaleti olarak geldi
aşkının üzerine kâbus olarak çöktü.İpek’in her şeyin kilit noktası olmasını sevmedim aslında ama bakalım sadece kara çalı olması için eklenmiş bir karakter gibi durmamakta.
Bazen gerçeklerin söylenmesi için sadece tek bir doğru zaman vardır.
İlk sezon Elif’in zamanında söylemediği gerçekler
nedeni ile ayrılıkla bitmiş ve ikinci sezon kaç bölüm barışmalarını beklemiştik.
İlerleyen bölümlerde Ömer’in zamanında söylemediği gerçekler nedeni ile ve Bahar’ın yarattığı
duygusal boşluk ve öfke yüzünden Elif alt üst olacak. Bu bölüm Ömer’in gönderdiği
hediyelerin, hazırladığı sürprizlerin etkisi de püf diye kaybolacak. Ve biz yine
kavuşamayan aşkların çırpınışlarını izleyeceğiz. Bir yandan da Metin’in Nilüfer’in
gönlünü almasını seyrediyor olacağız. Tüm bunlar yaşanırken Ömer’in zihninde de kuşku tilkileri
dönüyor olacak. İlk olarak Nedret Hala’nın dedikleri sonra Arda’nın Hüseyin
için “kirlenmiş bir polis” demesi Ömer’in kafasını çok karıştıracak. Arda’ya
okkalı bir yumruk atmadığına göre O da bir şeylerden işkillenmiş durumda. Çok fazla
inkâr edemeyecek, kabullenmese de. Yeşilçam filmlerindeki o sahnede olduğu gibi
kafasına aldığı darbe ile hafızası yerine gelen karakterler gibi bu zamana
kadar gözünden kaçırdığı ne varsa tek tek zihnine dolacak. Umarım o sahneleri
etkili flashbacklerle verirler, yavaş çekim teknikleri ile ve biz Ömer’in
kalbine cam kırıkları saplanıyormuş gibi hissedeceği ihanetin acısını iliklerimize
kadar hissedebiliriz.