Bu bir veda yazısıdır
Totemimi, hatırlatarak giriyorum konuya. Fatma Toptaşcığım bi’minik ağladı ya, bu bölüm. Ondan ikinci sezon için, güzel adımlar atıldı.^.^ Daha farklı bir sezon finali bekliyor olsam da, -Özge ve Yıldırım’ı muhakkak görmek istiyordum çünkü- ilk bölümden beri beklediğim Yıldırım ve Özge’nin İstanbul’a gelmiş olmasına, Lale’nin değil de, Nilüfer’in hamile olmasına, Hülya’nın Betül’e pabuç bırakmamış olmasına çok sevindim.
 
Önce konuya Özge’yle başlayalım. Biz ilk bölümün, ilk sahnelerinden beri Özge’nin varlığını biliyoruz. Onur’un gerçekten ilk defa ona aşık olduğunu, onun gitmesiyle beraber, zor zamanlar geçirdiğini, Yıldız’ın bu ilişkiyi hiç onaylamadığını, Onur’un uzun bir süre hayatına kimseyi almadığını ve yarım kalmış bir hikayeleri olduğunu hep biliyoruz. Bu bölüm, Özge’nin gidişinde Yıldız’ın payı olduğu konusunda emin olduk. Ve böyle olması da, işin rengini değiştirdi bana göre. Zira, yarım kalmış her hikaye can acıtır ve gün geldiğinde muhakkak tekrar açılır. Özge, Onur’un hayatına tekrardan giriş yapacaksa, -ki, bir şekilde zaten yaptı- kolay kolay gitmeyecektir artık. Bir de çocuk mevzusu üstüne ekleniyor ve geldiğinde Onur’a söyleyeceği ilk cümlelerden biri “Ben annen yüzünden gittim.” olacak. Yani Onur’un annesine büyük bir öfke duymaya başlaması kuvvetle muhtemel.
 
Ben Onur’a çok güveniyorum aslında. Lale’yi çok sevdiğine, aklını hiçbir şeyin karıştırmayacağına da çok inanıyorum. Lakin, otel mevzusunda Özge aklına gelince, bize bir avuç hayal kırıklığı olarak kalmış bir balayı var. Bu durum da beni bir miktar korkutuyor. Eğer ortada sadece ilk aşk durumu olsaydı, bu kadar önemli olmazdı. Hem Yıldız yüzünden gitmiş bir Özge, hem yarım kalmış bir hikaye, hem ortada ikisinin çocuğu… Çocuk demişken, senaryoda matematiği çok iyi ayarlamak gerekiyor. Şirkete gelip, “Ben Onur Sarıhan’ın kızıyım.” dediğine göre, en az 8-9 yaşlarında olması lazım. Öyle olursa, Özge ne zaman gitti, aradan ne kadar zaman geçti, hepsini çok iyi ayarlamak gerekiyor. Özge’nin gelmiş olmasına da çok seviniyorum. Umarım Lale ve Onur’un ilişkisine de heyecan getirir. Acaba Özge’yi kim canlandıracak, merak konusu.

<3
 
Yıldırım konusuyla ilgili kafamda çok fazla soru işareti var. Mesela gerçekten ailesi için mi dönüyor, yoksa tamamen Lale’nin zengin bir eşi olduğunu öğrendiği için mi? Hatalarından ders çıkarttı mı, yoksa aynı Yıldırım Yenilmez mi? Hülya’yla ne dolaplar çeviriyor mesela? Kardeşini önden yollayıp, kendince ayağına yer mi yapıyor, yoksa başka planları mı var? Geldiğinde tavrı, tutumu ne olacak? İkinci sezonda, Songül ve Yıldırım rüzgarı baya eser diye tahmin ediyorum. Bir de kadroya Erdal Özyağcılar’ın katıldığını hatırlarsak, valla beni bile kararımdan vazgeçirebilir. ^.^
 
Başta da söylediğim gibi, Lale’nin hamile olmamasına çok sevindim. Çünkü gerçekten ruhen buna hazır değildi. Hamile olduğunu iyi ki söylemedi Onur’a. Sonrasında olacak hayal kırıklığını engellemiş oldu ama, gerçekten hamile olsaydı, eminim ki, Onur buna aşırı sevinirdi. Çünkü Lale’nin aklındaki gibi, ikinci çocuğu düşünmüyor diye, bebeği istemeyecek değildi. Valla Onur gibi, sürekli eşini onore eden, romantik sürprizler yapan, sevdiğini her fırsatta söyleyip dile getiren, insana kendini özel hissettiren bir adamın soyu devam etmeli arkadaşlar. ^.^
 
Kurtuluş benim için, No:309’un en iyi dönüşen karakterlerinden biri oldu. İlk başta ona aşırı kızarken, Nilüfer gibi ben de affettim onu. Karısına olan aşkını, kendine özgü hareketlerle belli ettiği duygularını, ailesi için çalışıp çabalamalarını hepsini gerçekten takdir ettim. Nilüfer’in hamile olmasına da, bu yüzden çok sevindim. Nünü ve Kurtuluş mutlu olmayı çok hak ediyorlar çünkü.
 
Samet… Ah benim güzel yürekli, sabrı ve sevgisiyle beni çıldırtan Samet’im! Nergis’e olan sevgisi beni gerçekten deli ediyor. Bir insan nasıl bu kadar körkütük aşık olur, benim aklım almıyor. Tamam, aşkın gelişi mantığın gidişidir de, Samet gibi, ilk bölümlerde çapkın bir profil çizen adamın bu denli Nergis konusunda ısrarı tuhafıma gidiyor. Samet’i zengin zannederken, aşkla seven Nergis Hanım, şimdi ben seni arkadaş olarak görüyorum diyebiliyor. Senaryonun tercihlerini sevmediğim en kilit noktalardan biri de bu. Hep söylediğim gibi, Samet ve Nergis birçok kişinin ilgisini çekebilirdi. Ama bu şartlar altında, çifte olan ilgimiz, Nergis’e kızmaktan öteye gidemedi.
 
Samet Nergis dedikçe ben temsili

Samet, Şerife’yle imtihan oldu aslında. Nergis’e hissettiklerinin aynısını, Şerife ona hissediyor. Şerife de sütten çıkmış ak kaşık değil elbette. Sürekli Betül’e yardım ve yataklık yaptığını, evden haberler sızdırdığını göz önünde bulundurursak, Samet’i o da hak etmiyor. Ama Şerife, Samet’le değişip, dönüşebilirdi pekâlâ. Çok sevdiği altınları bile gözüne görünmediğine göre, Samet’le mutlu bir sonu olabilirdi. Bu bölüm Samet’e yaptığı veda konuşmasına çok üzüldüm. Gözlerim doldu, baya etkilendim. Keşke herkes, aşkına karşılık bulsa da, sevdiğiyle mutlu mesut yaşasa…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER