Ah size, ah.

Ve yalı hayallerine kavuşan Fazilet Hanım'ı da esasen zır deli buluyorum tabii ki. Ahını alanın sonu hastanede bittiği için, korkmasam neler söyleyeceğim ama korkuyorum. Yine de tüm bu hırslarının sonucunda, sırf Hazan için babasıyla olan resmini o evden kurtarması gözlerimi dolduruyor ve tek kelime edemiyorum. Ama Hazan'a ayrı, Fazilet Hanım'a ayrı üzülüyorum ve hikayenin bu tarafını çok merak ediyorum. Anne ve kız yüzleşmesini bir an evvel izlemek istiyorum. Ondan sonra Fazilet Hanım'a not vereceğim ve hakkında uzun uzun konuşacağım.

Nil'in ölmemesini diliyorum zira Sinan'a bu vicdan azabı çok fazla. Yoksa Nil umrumda bile değil. Her ne kadar hikayesine üzülsem de, hiçbir aşk benzin döküp ev yakabilecek kadar deli olmayı kaldıramaz. Nil'in delirmesinde Sinan faktörü yok mu? Elbette var ama yine de yalnızca Sinan'ı suçlamak adaletsiz bir eleştiridir diye düşünüyorum. Babası neredeymiş Nil'in? Her kavgalarında yalıya geleceğine, daha iyi bir doktora gitseymiş ya mesela? 

Ece ve Hazım olayını da asla ama asla anlamıyorum. Eğer o bebeği Hazım sahiplenirse, ekrana "YOK ARTIK!" diye bakarım biliyorum. Fazilet Hanım'ın kalpten gideceğine eminim ama bu zengin olmanın kalbe etkisi bile olabilir. Fakat Hazan'ın da o yalıyı herkesin başına yıkacağından aynı şekilde emin olabilirim. 

Hazım'ın Ece'ye karşı tutumunu her ne kadar "babacan" bulmak istesem de... Değil. Ya da değilmiş gibi gösterilmek isteniyor ama ters köşe olacak. Çünkü, çok normal olan şey "değilmiş" gibi, haftalardır gözümüze sokuluyor. "Babamın yatağında yattı." diyen mi ararsınız, "Sizi gördüm bahçede Hazım'cığım... Yavrum..." diyen mi? Herkes deli. Hayır, Hazım Bey çapkın mıymış da bu kadar şüpheleniyorlar, onu da anlamadım. 

Kerime'nin çocuğu kimmiş onu da anlamadım. Yağız'dır da onun önüne çıktı diyedebilirim... O "altın çocuk" araştırsın diye önüne verildi, diyedebilirim. Neden bilmiyorum ama sürekli olarak bir ters köşe beklentisi içindeyim. Ve aynı şekilde Yasemin'in Gökhan'a basılıp basılmayacağı da bir o kadar kestiremediğim bir konu. Yani... Fazilet Hanım ve Kızları bir kez daha, finale şahane yürüdü. 

Özellikle yangın sahnesinin gerçekliği beni benden aldı, duman detayı şahaneydi! Rejiye ayrı, kurguya ayrı, oyunculara ayrı bayılıyorum. Yazanın, oynayanın, her bir emekçinin gönlüne bereket! 

Haftaya görüşürüz. Sevgi ve saygıyla kalın.



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER