Sinan ve Hazan güzeller evet. Ama ne yalan söyleyeyim, Yağız ve Hazan'ı da merak ediyorum. Geçen hafta, Yağız'ın hikayesi açılmıyor dedik, şimdi sağ olsun bir ilerleme kaydetti. Bakınız; Hazan'ın ayakkabısına saatlerce bakması. "Evet Yağız, o bir ayakkabı. Ve yine evet Yağız, Hazan'a ait." diye, ekranın içine girip onu sarsmak istedim. Kim Yağız'ı "altın çocuk" ilan ettiyse karşıma gelsin, ona iki çift sözüm var. Bu kadar başarılı olduğu iddia edilen bir iş adamı, sorgusuz sualsiz, şüphesiz, sabit fikirlilikle nasıl "deli çocuk" Sinan'a inanır ve olayın peşini bırakır?
"Sorgulasana kardeşim, şu İFTİRA mevzusunu!" diye bağırıyorum evden. Yağız sağ olsun, Fazilet Hanım'ın cümlesini aklına getiriyor. Sonra da "Oyuna gelme." diyor kendisine. Yılın altın çocuk oscarı da ona gidiyor, aman ne güzel. Fakat, hikaye öyle bir yere doğru gidiyor ki, Yağız bunu öğrendiğinde, hayatının aydınlanmasını yaşayacak. Muhtemelen o zaman Sinan'ı yaşatmayacak ama olsundu. Yapacak bir şey yoktu. Böyle şeyler olabilirdi.
Tahminim şudur ki, kısa zamanda iddia ile başlayan bir ilişkinin gerçek olmasına tanıklık edeceğiz. Sinan ve Hazan. Akabinde, Sinan hayatının pişmanlığını Hazan'ı kaybederken yaşayacak. Daha sonra da Yağız ve Hazan aşkını izleyeceğiz; gerçek aşk. Zaman uzun, Fazilet Hanım ve Kızları'nın ekran ömrü daim olsun; neler olur neler.
Her ne olursa olsun... Lütfen, Hazan artık yavaş yavaş kendi güzelliğinin farkına varsın ve maskülen kimliğinden feminenliğe terfi etsin. Zaman yavaş aktığı için fazla ses çıkartmak istemiyorum ama o günleri sabırsızlıkla ve heyecanla bekliyorum. Hazan, çok güçlü bir kadın karakter. Ayakları yere sağlam basıyor ve sokakta kalmasına rağmen gıkını çıkartmıyor. Ama ruhu öyle yaralı ve çocuk ki... Sinan'a değil öfkesi, kendisine. Sinan'a inanmak isteyen kalbine. Babasının kazağını, -belki de en değerli hatırasını- Sinan'a emanet eden yüreğine öfkeli Hazan. Ve ne de güzel geçiriyor bu sahneleri bizlere. Deniz Baysal, kesinlikle Hazan karakteriyle, her hafta performansının çıtasını daha da yükseğe taşıyor. İzlemelere doyamıyorum.
*Büyük puntolarla yazmak istediğim özel bir isteğim var... Yasemin ve Fazilet Hanım'ı aynı kadrajda daha fazla görmek istiyorum!
Tüm ekibin emeğine sağlık, haftaya görüşürüz.