Sokakta görsem anne-kız derim!
Haftalar önce Ranini.tv’de yayınlanan, MIPCOM'da gerçekleşen Shonda Rhimes söyleşisinde dikkatimi bir cümle çekmişti. “Ben bir hikaye anlatıcısıyım. Hikayemi anlatırken tüm karakterlerim benim için önemli olmalı. Eğer onları önemsemiyorsanız, o zaman hikayelerini de anlatmamalısınız.” Alışkınız, dizilerde bir sürü karakter olur fakat ana karakterler dışında hiçbirinin hikayesi tam olarak anlatılmaz. Hatta bazen ana karakterlerin bile hikayesi eksik kalır. Hayat Şarkısı birçok dizinin aksine tanıştırdığı tüm karakterleriyle bağ kurduran, hikayesini ince ince anlatan bir dizi oldu. 

Nilay'ın annesinin düğüne gelmesine biraz sinir oldum ya, neyse keyfimi kaçırmayacağım. Sen kızına bu kadar zaman destek olma, telli duvaklı evlenince koş gel!

Atıf ve Nilay’ın düğünü yerine HülKer izleyebilirdik ya da Ayşe’nin Kaya’yla dansını izlemek yerine Bayram Bey’in geçmişinden bir kesiti. Ama piyon görevi gören karakterlerdense şahı koruyan filler görmeyi tercih ederim. Her şey tadında güzel ve ben Atıf ve Nilay’ın düğün hengamesinde detayların peşinde koşmayı seviyorum. Anne babasının kucağında dans eden Mehmet öyle güzel bir detay ki mesela. Ya da kına gecesinde Hülya’nın kucağında bindallısıyla salınan Bahar öyle anlamlı ki. Bu detayların tadını ömrüm boyunca unutamayacağıma ve izlediğim her işte arayacağıma eminim. O yüzden Sevgili Most Production gelecek sezona da böyle tatlı bir iş bekliyorum, teşekkürler. ^^

"Acaba seneye okuma yazma mı öğretsem?" Kerim Cevher. 

Çok karışık şeyler hissettiren; hüngür hüngür ağlatırken bir anda kahkahalarla güldüren bir bölüm izledik. Başından sonuna aksamayan olaylar bütünü, final yoluna giren Hayat Şarkısı karakterlerinin küçük finalleriyle aktı geçti. Çok güzel bir bölümdü. Sadece geçen haftada da olduğu gibi, bölümün başında kurgunun biraz hızlı aktığını hissettim ama o da nazar boncuğu olsun. Bir de ara ara şirket meselesi gündeme gelmese "Eee?" derdim ama inceden inceye o meselenin gerginliği de hissettirildi. 

Şirket, dara düştüğünde aklıma ilk altınlar gelmişti. Biliyordum gündeme geleceğini, Bayram Bey'in vereceği tepkiyi. Yine şaşırtmadılar.

Geçen hafta iflas etmek üzere bıraktığımız Cevherler’i gelecek hafta evleri de elinden alınmış bir halde karşılayacağız. Fragmanı izlediğimde içim acıdı. O evdeki anılar, Torunbaşlar’ın elinde kirlenmemeli. Cevher kardeşler, Bayram Babam, ne yapın edin evimizi geri alın. Cevher kardeşler demişken; Hüseyin ne yapıyor, Hüseyin? İyi ki Melek'ten önce birinden etkilenmemiş, yoksa o şirket kesin daha önce batardı. 

Bayram Bey'in kalp krizi geçirmesini engelliyoruz, hadi bakalım herkes sığınaklara!

Torunbaşlar, çok ilginç bir aile. Hazer zerre heyecan vermezken Ziya Torunbaş beni ürkütüyor. Haftalarca babaları gelsin diye dolanmam boşuna değilmiş. Eve gelip, dimdik bir şekilde Mahsa’yı anlatınca keyif aldım. Bayram ve Süheyla’yı bu kadar zaman kimsenin sokamadığı bir çıkmaza soktu, bravo.

Süheyla Hanımcım neden Bayram Bey seni boşuyor? Sen onu boşa.

Hayat Şarkısı'nın mekan kodlamalarını da çok seviyorum. Tam bir kaos ortamı olan Cevher malikanesine karşın, çiftlik evi ayrılıkla örülü. Bu kadar sıcak duran bir mekanı, böylesine soğuk anlamlarla bezeyebilmek de başarı. Bayram ve Süheyla'nın çiftlik evindeki sahnelerini Çiğdem Bozali çekmiş. Çok beğendim, ellerine sağlık! Sahnede duyguyu öne çıkaran yönetmenler kalp ben!

Evlilikleri söz konusu olduğunda; Süheyla Hanım’ı da kusursuz bulmasam da, Bayram Bey’den bir tık daha fazla haklı olduğunu düşünüyorum. Süheyla’nın en büyük hatası kendini ailesine adaması, benliğini unutması. Hülya’ya dair en büyük korkum da bu mesela. Hülya da kendini sevdiklerine adamaya müsait bir kadın. Süheyla Hanım’ın Bayram Bey’in arkadaşı olamaması çok acı. Fakat daha da acısı kendi canının yandığı her an başkalarının canını yakmaya kalkması. Daha önce de defalarca gördük bunu. 

Barışma kız, kal Hülya yengenlerle.

Süheyla Hanım’ın dili çok zehirli. Bade’yi o kadar çok kırdı ki bugüne kadar, bu hafta yaptığı katmeri oldu biraz da. O evde kim kimin kalbini kırsa ayaklar altında kalan Bade oluyor. Yapmayın, üzmeyin şu kızı.

Süheyla Hanım, Bade'nin annesini kastederek söylediklerinde zerre haksız değil. Ama tüm bunların kederini yüklenecek kişi de Bade değil. O mu yalvardı, dünyaya gelmek için. Bade'yi yukarıya gönderip bunları söylemek çok mu zordu? Süheyla Hanım beklediğim aksine dimdik yürüdü bu süreçte, oğullarını eve gönderip sabaha karşı evden ayrılan bir kadın Bade'yi kırmadan Bayram Bey'in canını yakmanın yolunu da bulabilirdi. 

Bade yetmedi, Nilay’ı kırdı Süheyla Hanım. Gencecik bir kadına o kadar üstten bakmak, ezmeye çalışmak ayıptır. Çok canım sıkıldı o tavrına. Nilay, öyle çok da sevdiğim bir karakter değil. Hatta sevmekten ziyade kızdığım, patavatsızlığından rahatsız olduğum biri ama bu Süheyla Hanım’ı haklı çıkarmıyor.

Huzur ^_^ 

Baharın geldiği, çiçeklerin açtığı, kuşların şakıdığı o eve geri döneceğim. Gece “Anne!” diye ağlayan Bahar’a, anlayışını kuşanıp bebeklerini kucaklayıp getiren Kerim’e, kalbindeki endişeyi gözlerine yerleştiren Hülya’ya, bulunduğu ortama anında ayak uyduran, Bahar’ı bir abla olarak kabul eden Mehmet’e… O yatak sahnesi, 51 bölümün en güzel özeti aslında. Hülya’nın Mehmet’e, Kerim’in Bahar’a olan yakınlığı. O sahnede Düğme’nin olmaması bile farklı bir yorum.

En az çekirdek ailemiz kadar güzel olan bir detay var ki o da Bayram Bey’in Bahar’a olan yakınlığı. Düğünün ortasında tekrar tekrar Bahar’ı öpen, koklayan, sarılan Bayram Bey’i görmek ne de güzel geldi. Evet, Bayram Bey evlilik dışı bir çocuğa sahip. Evet, Bayram Bey ahlak anlayışı bana ters bir adam. Ama Bayram Bey, kalbi kirlenmiş bir adam da değil.

Ardından bakakalmak, habersizce...

El detayları, Hayat Şarkısı’nın da bir imzası bir nevi. Melek’in Bahar’ı Hülya’ya emanet ettiği sahnedeki o kısacık anın başımın üzerinde yeri var. Reji, büyük büyük sahnelerle varlık göstermek değildir gözümde. Reji, böyle naif detaylarla kısacık anları büyütmektir. Cem Karcı’nın yeri çok başka.

Kısacası çok güzel iş, çok! Gelecek haftayı sabırsızlıkla bekliyorum. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER