Kadın olmak utanılacak bir şey değildir!
Sesini duyunca bile gülümseyebiliyorsan… Aşk çok uzak değil.
Çok şükür biraz nefes aldık bu hafta. Hem hikâye akmaya başladı, hem de biraz tebessüm, biraz umut karıldı seyrimize. Hayal kırıklıklarım ve anlam veremediklerim de var hâlâ, ama en azından yalnızca oyuncular hatırına takip ettiğim bir dizi olarak kalmayacağının sinyallerini verdi Kara Yazı.
 
Akış başladı, ama hâlâ yavaş gidiyoruz, çok yavaş… 3 bölümde ancak 5 gün geçirdik, 6. günün başındayız. Arkamıza bakmadan koşalım demiyorum elbette, o türden bir hikâyenin içinde olmadığımızın farkındayım. Ama arada anlam veremediğimiz o kadar çok şey gördük ki, bunlar yerine neden bizi hikâyeye daha çok bağlayacak, karakterleri daha iyi tanımamızı sağlayacak sahneler görmedik diye sormadan edemiyorum…
 
Halil hapishaneye gizlice girdi ama kızıyla görüştüğünü duymayan kalmadı, bu nasıl gizliliktir ben anlayamadım. Üstelik Süleyman da o kadar çok ortadaydı ki, bu izinsiz girişten kimin sorumlu olduğunu da düşünmesi gerekmeyecekti hiç kimsenin, eğer Halil çekseydi o tetiği. Tetiği çekemedi diye de Halil'in vicdanlı, merhametli, iyi biri olduğunu ya da en azından 'iyileşebileceğini' düşünmedik bu arada. Olmuyor yani.
 
Derya'nın Kocaeli'de okumuş ve o sırada doğurmuş olması beni ikna etmedi. Geçen hafta da söylemiştim, Halil gibi birinin kızının başka bir şehirde okumasına izin vermiş olması tutarlı değil. İzin vermemesine rağmen Derya çıkıp gitmiş olsaydı, Halil bunun da peşini bırakmazdı bence. Daha fazla şey anlatmaları gerek buna ikna olmam için.
 
Benzer biçimde, Yaren'in Mehmet'in çocukluk videolarını izlediği sahnede, Oğuz'un bateri çalan Mehmet'in yanına gelip, "Kaç defa söyleyeceğim, adam gibi işlerle uğraş." demesine de takıldım. Oğuz böyle bir adam, evet, ama o bateri Oğuz'un haberi olmadan girmedi ya o eve? Hiç almasaymış o zaman, 7 yaşındaki çocuk bateri satın alıp gizlice eve sokmadı ya!
 


Bir de herkesin kendi durumuna dışarıdan bakıyor olabilmesini çok yapay buluyorum. Halil gidip Derya'ya travmalarını anlatıyor, Mehmet Yaren'e yaralarından bahsediyor, Yaren babasının neden böyle bir adam olduğunu net bir şekilde anlamış, Erdem küçük yaşta terk edilmiş olmanın kendisinde açtığı yaraların farkında… Herkes her şeyin bu kadar farkındaysa neden kimse aklıyla hareket etmiyor da travmaların yarattığı ruh haliyle hareket ediyor?
 

Her hafta bir doz Kadir bakışı bulup paylaşacağımdan kuşkunuz olmasın!
 
Yaren'e yakın olmak ve ona yardımcı olabilmek için Kadir'in de Aphra'da işe girmiş olmasını sevdim. Zaten Kadir ne yapsa seveceğim gibi görünüyor, umarım beni yanıltmaz. İşe girer girmez de Yaren'in açıklarını kapatmaya başladı. Yardımlarına Yaren'in hep ihtiyacı olacak gibi, ama Kadir'in Aphra'daki esas işlevinin Yaren'le Mehmet arasındaki kıvılcımı büyütmek olacağını düşünüyorum. Bazen Mehmet'in kıskanmasına sebep olarak, bazen de Yaren'i Mehmet'ten ve olayların ortasına düşmekten korumaya çalışırken aralarındaki çekimi güçlendirerek… Bu hikâyede Kadir'in Yaren'le bir şansı olmayacak, orası belli. Ama "fazla güzel olmuşsun" derken gözlerini kaçıran bu adamı fazla üzmeyin, lütfen…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER