Karada, denizde havada ve her zaman her yerde..
Tim ile ilgili söyleyecek, kahkahalarla eşlik edecek çok şey var. Her biri şahsına münhasır karakter yaratmada adeta bir diva olan Ethem Özışık burada da sergiliyor maharetini. Her birinin ayrı ayrı hikayelerini dinlemek için sabırsızlanıyorum. Tek istisnam ise Hafız. Biraz fazla arabesk buluyorum onu. Elbette yaşadıkları hakkında hiçbir fikrim yok ancak ilk bölümden göreve gidiyorum deyip karısını hastahanede bırakması da biraz show bence. O hafif kısık sesi ve çokça muhafazakar söylemleri ne zaman duysam 'Canım kurban babam' diyesim geliyor. Zira direkt olarak Mestan beliriveriyor karşımda. Ve şuraya kocaman bir rahatlayan surat emojisi bırakıyorum.

Meriç Aral'ı kadroda duyduğum ilk andan beri çok merak ediyordum. Alışık olduğumuz ve çokça da yakıştırdığım neşeli, deli dolu bir karakterle mi bu hikayede var olcaktı; yoksa dramanın olmazsa olmazı diyerek aşk üçgenlerinde perişan mı olacaktı. Senarist beni bir kere daha mest etti ve Eylem tam beklediğim ve hikayede olmasının şart olduğunu düşündüğüm bir karakterle çıkıverdi. Hem de bununla da yetinmeyip Yavuz Üsteğmen ve gelecek haftalarda bir hayli karışacak olan aşk üçgenlerinden de uzak bir halde. Ben şimdiden Eylem ve Fethi fotoğrafları kesmeye başladım. Çünkü Eylem'in Gonca'nın yerini alma mücadelesi hayli uzun ve komik olacağa benziyor. Daha çok Eylem sahnesi lütfen..

 Kötü bak bakiim amcalara..

Çolak için ise hiç iyi cümlelerim yok. Geçmişine tanık olduğumuz sahnelerde tecavüze uğrayan karısı ve çocuklarını başka bir yolun asla olmadığına inanarak öldürdüğünü gördük. Sevgiye dair tek bir kırıntı yok yüreğinde. Bir tarafta kendi ailesini düşünmeden başka canlar kurtarmanın peşinde olan bir ekip; diğer tarafta aldığı füzeyi denemek için yoldan tesadüfen geçen bir araca fırlatan bir cani. Çok çetin bir savaş bekliyor bizi anlayacağımız. Karaktere dair tek güzel detay: Serhat Kılıç. Ergun Plak'tan eser bırakmamış ve sıfırdan bir karakter yaratmış. Tam beklenildiği gibi nefret edilesi bir karakter çıkarmış. Ancak burada da sanırım dozu kaçırmamak çok önemli. Oyunculuk konusunda söz söyleyecek en son insan olabilirim ama sonuçta izlediğimin beni tatmin etme derecesi onun başarısıyla doğru orantılı. Bi' tık aşağı indirse vitesi, her şey çok güzel olacak gibi..

Timin bindiği helikoptere Çolak'ın saldırısı ile sona erdi bölüm. Ben ekipte bir köstebek olduğunu düşünüyorum. Hatta büyük oynuyorum; alay komutanı bence bir numaralı şüpheli. Zaten bence dramanın gerektirdiği çatışmanın bir unsuru olarak birilerinin 'içerde' olması lazım. Hem Çolak'ın onlardan hep bir adım önde olması da başka türlü açıklanamaz zaten. Ayrıca Çolak'ın Hazım'ı hastahaneden kaçırma çabası da Bahar'ı direkt olarak tam hikayenin ortasına çekecek en temiz yol. Kaçırma işleminde başarılı olursa dışardan bir doktordan yardım alacaktır diye düşünüyorum ve bu yol da bizi en kestirmeden Bahar'a götürüyor. 

Kaybedilen canlara rağmen yeni canların hayat bulduğu; kaçırmaların, patlamaların ve aşk kıvılcımlarının eksik olmadığı dolu dolu bir bölümle ekrandaydı bu hafta Söz. Nazar değmesin diyelim ve bu performansı sezonlarca devam ettirmesi için dualar ederken haftaya yine burada buluşalım efendim, hoşçakalın^^


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER