Tarık’ın yolun sonuna uzanmasını sağlayacak ışığı Hakan
tutacak. Tarık’a güç, Melis’e rehber olacak. Tanımadığın birine yaralarını
açmak zordur, Hakan’ın Melis’e yaralarını gösterebilecek kadar yakın hissetmesi
beni heyecanlandırıyor. Hakan ve Melis acılarını karıştıra karıştıra
büyüyecekler. Şimdilik böyle çok güzeller…
Melis’in bir an evvel Kıvanç’tan kurtulmasını, Kıvanç’ın da
ne olursa olsun baba-kızın arasına girmemesini diliyorum. Melis, babasına
istediğini söyleyebilir ama Kıvanç asla!
Melis ve Zeynep’in abla-kız ilişkisini çok seviyorum. Melis,
zaman zaman hoyratlığıyla Zeynep’e de zarar veriyor fakat ona kol kanat germeyi
de çok iyi biliyor. Nihayetinde Melis de genç ve kırgın. Evliya gibi bir
karakter beklemiyor insan.
Ne diyordum? İnsanlara şans vermek… Her ne kadar yolun
sonunda kendi çıkarları da olsa insanlara şans vermenin ne kadar önemli bir şey
olduğunun farkında olan bir insan Tarık. Kendiyle yüzleştikçe takıma da güç
kuvvet olacak.
Tarık’ın en büyük gücü kuvvetiyse Bilir. Her ne kadar
sürekli Tarık’ın peşinde dolanması “Bu adamın hiç işi gücü yok mu?” dedirtse de
güzel adam Bilir. Hakan’la karşılaşması ve Seyfi’yi yakalamaları da güzeldi. Ve
ben hiçbir kadının “Çocuklarım için katlanıyorum.” bahanesine sığınmadan,
kocalarının pisliklerine, ikinci kadınlara göz yummadığı bir dünya hayal
ediyorum. Umarım Hakan’ın annesi, kocasız kalmanın sorumluluğunu da Hakan’ın
üzerine atıp, “Senin yüzünden oldu!” diye Hakan’a yüklenmez.
Efsane, geri dönmesin mi? Dönsün.
Adı Efsane’nin tanıtımlarında vurgulanan basketbol temasının
yavaş yavaş hikayenin merkezine doğru ilerlemesi iyi oluyor. Hikayede yavaş
yavaş bir denge otururken heyecanı da diri tutuyor. Tarık ve kızları, Tarık ve
Hakan, Hakan ve hayatı drama kısmında güzel bir akış sağlıyor. Fakat aşk
tarafına baktığımızda bende hala kıpırdayan bir şey yok. Bahar’a inanamadığım
için Tarık-Bahar ilişkisini oturtamıyorum. Seçil’i sevmediğim için tüm
hatalarına rağmen gönlünü sevdiğim Tarık’ın yanına yakıştıramıyorum…
Adı Efsane, çok sağlam çatışmalara ve güzel diyaloglara
sahip fakat bu meseleler bende bir türlü oturmuyor. İki kadın karakterin de
biraz derinleşip hikayenin temeline katkı sağlamasını ve “Eee?” demeden
izlemeyi istiyorum. Bir de Bahar’ın her işe burnunu sokmamasını. Bahar çok
sıkıcı ve sevimsiz bir karakter.
Güzel bir bölüm izledik ama beni bölümden daha çok
heyecanlandıran bir şey var ki o da 5.bölüm fragmanı. Hakan ve Melis sahnesi
için şimdiden sabırsızlanıyor, gelecek haftayı iple çekiyorum.
Ve Erdal Beşikçioğlu… Ne güzel çıldırıyorsun, ne güzel kaybediyorsun.
İnsan sırf bu yüzden kaybet istiyor, sonra üzülüp pişman oluyor. Evet, Tarık
bir kaybeden. Hataları, zaafları var; hala… Ama Tarık, soyunma odasında takıma
bir yandan yüklenirken bir yandan yollarına çiçekler serdi. Okuldan atılırlarsa
ne aileleri, ne Bahar Hoca ellerinden tutar. Ama Tarık’ın arkasından
yürürlerse, onlar da birer efsane olabilirler. Takım, çok çalışıp şampiyon
olacak; bu çok açık. Ama bu yolda başlarına neler gelecek, yollarına hangi
taşlar serilecek koca bir bilinmez. Bakalım göreceğiz.
Keyifli bir bölümdü, emeği geçen herkesin emeklerine sağlık.
Umarım emeklerinizin karşılığını reyting listesiyle de alırsınız.